ANKARA (AA) – MUSA SAMUR – Voleybol AXA Sigorta Efeler Ligi şampiyonluk mücadelesinde Halkbank ile karşılaşacak Ziraat Bankkart'ın 2 ay önce göreve başlayan 39 yaşındaki genç başantrenörü Mustafa Kavaz, takımının başında çıktığı "her maçta bir yaş büyümüş" hissettiğini söyledi.
Fenerbahçe HDI Sigorta'yı Efeler Ligi yarı finalinde iki maçta da 3-0 yenerek şampiyonluk yarışının dışında bırakan Ziraat Bankkart, TVF Başkent Voleybol Salonu'nda oynanacak ve şampiyonu belirleyecek derbi serisinin ilk maçında yarın Halkbank ile karşılaşacak.
Ziraat Bankkart'ta 2014 yılında oyunculuğu bırakan, altyapılarında çeşitli kademelerinde çalıştıktan sonra A takımında yardımcı antrenörlük yapan ve 2 ay önce başantrenörlük görevine getirilen Mustafa Kavaz, kısa zaman önce başlayan yeni mesleki kariyerinde "çıtanın en başta, en yüksekte olmasına" dair değerlendirmelerde bulundu.
Genç yaşında ve kısa sürede "şampiyon başantrenör" unvanına sahip olma şansını elde eden Mustafa Kavaz, yeni kariyerindeki ilk röportajını Anadolu Ajansı'na verdi.
Mustafa Kavaz, AA muhabirinin sorularını şöyle yanıtladı:
– Başantrenör olarak kafanızda, rüyanızda ne kadar zamandır şampiyonluğa oynuyorsunuz? Çok kısa bir süreç oldu ve bugün şampiyonluğa oynayan genç bir başantrenörsünüz. Maçlar istediğiniz gibi geçerse ligin şampiyon hocalarından olacaksınız. Çok önemli bir unvan elde edeceksiniz. Sizin için çıta, en başta ve kısa sürede en yüksekte, sorumluluğunuz da çok ağır. Süreci nasıl değerlendirirsiniz?
– "Net konuşayım, hiçbir zaman 'hemen şampiyon olayım' gibi bir planım yoktu. Planımda 'iş ahlakıyla' çalışmak vardı. O zaten beni bir yere getirecekti. Şampiyonluğu başarırsam, bu başarı çok kısa sürede olacak, bu benim için gerçekçi değil. Sonrasında yapacaklarım daha gerçekçi olacak. Ayağımı sağlam basarak geleceğim. Bu 2 aylık periyot, benim için çok yeni, çok büyük tecrübe. Takımın başında çıktığım her maç belki de beni 1 yaş büyütüyor. Finalleri, yarı finalleri oynamak büyük şeyler kattı. Takımdaki arkadaşlarımın hemen hemen hepsiyle beraber oynadık. Bu süreçte en çok güvendiğim takımdaki oyuncuların karakteriydi. İş ahlakları ne kadar yüksek biliyordum, tanıyordum, biraz da o yüzden istedim. Saygılıyız, herkes kendi işini yapıyor. Belki de geldiğimiz noktanın sırrı budur."
– Voleybolu, bıraktın mı, oynuyor musun?
– "Bıraktım, çok özlüyorum ama. Sporculara da söyleyeyim, oynayabildikleri kadar oynasınlar. Oyuncuda sıkıntı, stres olarak kafa çok daha rahat çünkü antrenörlükte mesai asıl buradaki 2 saatlik antrenmandan sonra başlıyor. Eşofmanlarımla yatıp, uyandığım güne, aynı kıyafetlerle devam ettiğimi biliyorum. Oyuncuyken 2 saat harcıyorsunuz sonra gün size ait. Antrenörlükte çok öyle değil. Çok ağır sorumluluğu var ama şöyle, karakter olarak bu sorumluluk stresini hissetmek de hoşuma gidiyor. Bunlarla mücadeleyi seviyorum. Bu gerginliği seviyorum, belki de ondan besleniyorum. Babam hem menajerlik hem antrenörlük yaptı. Dolayısıyla biliyorum, yaşayarak geldim."
– Baban Ahmet Kavaz'ın da oğlu için hayali, geldiğin nokta mı?
"Olabilir, bilmiyorum, ama beni orada gördüğünde gurur duyduğundan eminim. Fenerbahçe serisinden sonra bir sarılması var bana uzun zamandır öyle gururla sarılmamıştı, çok hoşuma gitti. Ailesini mutlu etmek, gururlandırmak kimin hoşuna gitmez ki."
– "Bu kadarını da beklemiyorduk"
– Ankara'da şampiyonun belirleneceği maçta genç iki başantrenör, karşı karşıya gelecek. Siz yeni başantrenör oldunuz. Yakın zamanlara kadar bu salonda kırmızı-beyaz formayla voleybol oynuyordunuz, şimdi o takımı yönetiyorsunuz. Önce kendi sürecinizden bahseder misiniz, sonra da finale gelebiliriz?
– "Yarı finalde Fenerbahçe maçlarında takım çok güzel bir reaksiyon verdi. Kupada aldığımız mağlubiyetten sonra takımın reaksiyonu çok yüksek seviyedeydi. Fenerbahçe'yi iyi çalışmış, iyi analiz etmiştik ve sporcular sahada bunu kusursuz uyguladı. Dolayısıyla da herkesin beklemediği bir sonuç ortaya çıktı. Biz bekliyorduk ama bu kadarını da beklemiyorduk doğrusu. Sonuçta iki maç da bitti. Bizim için Fenerbahçe maçlarının ardından final öncesi dinlenmek için süre oldu. Bu bizim için sevindirici de oldu."
– "Yerli antrenörler kazanacak"
– Halkbank'ın başantrenörü Taner Atik ve siz çok iyi hocalarla çalıştınız. Şampiyonluk mücadelesinde karşı karşıyasınız. Voleybolun, Türkiye'nin, iyi başantrenörler getirmesiyle de ilgili mi bu? Böyle mi yetiştiniz?
"Kesinlikle. Taner hocamız çok iyi başantrenörlerle çalıştı. Ben de iyi hocalarla çalıştım. Çok büyük tecrübeleri var, yeni bilgiye açıklar ve çabuk ulaşıyorlar. Dolayısıyla bizim onlardan bu bilgileri almamız çok önemli ama bilgileri nasıl kullandığınız daha önemli. Bilgi vardır, bunu yansıtamazsanız, takıma veremezseniz o zaman bilginin anlamı kalmaz."
– Şampiyon başkentten çıkacak. Rakibiniz için neler söylemek istersiniz?
"Halkbank'da voleybol kültürü var. İyi de bir takımları var. Formasını 4 sene giydim. Sonra Ziraat Bankası'na geldim. Hep buradalar, hedefleri hep yüksek. Bu güzel bir şey. Ziraat Bankası ve Halkbank, Türk erkek voleybolu için çok önemli, lokomotif kulüpler. Voleybol için çok büyük yatırımlar yapıyorlar. Bunun karşılığını alarak finalde oynamak iki takım için de çok önemliydi. Bizim hedefimiz yüksek. Hedefi yüksek iki takım, şampiyonluk müsabakalarına çıkacak. Başkent kazanacak, yerli antrenörler kazanacak."