Yaklaşık kırk yıldır resim çalışmaları yapan Güler, şehit savcı Mehmet Selim Kiraz anısına ithafen hazırladığı resim sergisini halen görev yaptığı İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde açtı.
Hukuk ve sanatı sergide buluşturan hakim Ahmet Güler, Haber1’in sorularını cevaplandırdı.
HAYREDDİN TURAN
İstanbul Bölge İdare Mahkemesinde Vergi Mahkemesi Başkanı olarak görev yapan hakim Ahmet Güler, şehit savcı Mehmet Selim Kiraz anısına ithafen hazırladığı resim sergisini açtı. Güler, şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’a rahmet diledi, “Yargı camiası olarak terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu yüksek sesle belirtiyoruz” dedi.
Şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ın anısına ithafen kara kalem, yağlı boya ve akrilik teknikleriyle yapılan 30 eserin yer aldığı resim sergisinin açılışı, kalabalık bir ziyaretçi eşliğinde yapıldı. İlk sergi, Çağlayan Adalet Sarayı’nda gençekleştirildi. Daha sonra ise Anadolu Adalet Sarayı E blok zemin katta bulunan Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz Sergi Salonu’nda düzenlenen açılışa, Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hayri Kaynar, Başsavcıvekili Metin Sarıhan ve çok sayıda başsavcı vekili ile hakim ve savcı katıldı.
Sergi, daha sonra Bakırköy Adalet Adalet Sarayı’nda gerçekleştirildi. Serginin açılışına, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Sırrı Topluyıldız, Adalet Komisyon Başkanı Atila Öztürk, Edirne eski valisi Dursun Ali Şahin ile Bakırköy ve bölge idare mahkemesi çalışanları katıldı.
-Sayın Güler, siz bir hakimsiniz. Ama aynı zamanda uzun yıllardır sanatın önde gelen alanı resim ile ilgileniyorsunuz. İlk resimlerinizi ise rahmetli savcı Mehmet Selin Kiraz adına ithaf ettiniz. Çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Güler-2015 yılında menfur bir saldırı sonucu hayatını kaybetmiş çok değerli şehidimizin resmi yağlı boya bir çalışma. 2,5 ayda tamamladım. Ocak ayı gibi başladım, Mart ortasında tamamladım. Yağlı boya çalışma şehidimizi ölümsüzleştirmek, onu hayırla yâd etmek, ona fatihalar göndermek ve teröre karşı yargı mensubu olarak birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzu anlatmak için düşündüm. Tabi ki bitirdikten sonra hem Çağlayan Adliyesi’nde sergiledim hem de Bakırköy Adliyes’inde. Başsavcımın da katkılarıyla güzel bir açılış oldu. Kendilerine de çok teşekkür ediyorum. 1 Temmuz’da açılışımız oldu. Tabi ki bu sergimizin de en önemli, en anlamlı resmi bu. Sanatseverler, buraya gelen insanlar, avukatlar olsun yargı mensupları olsun genelde beğendikleri ve sevdikleri bir resim oldu.
-Kaç ayda bitirdiniz?
Güler-2,5 ayda tamamladım. Bana hiç yorgunluk hâsıl olmadı. Değil 2,5 ay 12,5 ay bile emek versem hiç problem değil. Gayet de mutluyum tamamladığım için. Bir an için acaba tamamlayamaz mıyım diye düşündüm, resmi çizerken gece karanlıkta mahkemede düştüm. İlk kendime geldiğimde elime bir şey oldu mu diye çok endişe ettim. Elime bir şey olsaydı bitirmem mümkün değil.
-Tabloda semboller de var?
Güler-Resimlerimi sade objelerle betimlemek yerine birazcık mesaja dönük, simgelerle takdim etmek istedim. Bu sağ üst köşede olan görüntü dolunayı gösteriyor ve iyimserliği, umudu, huzuru simgeliyor. Ortada bulunan hemen yanındaki renk tabi ki sıradan bir renk değil. Şehidimizin şehadetini simgeliyor. Şehit kanı olduğunu simgeliyor. Şehidimizi bir terör saldırısı sonucu nahak yere şehit edildi. O bizim gönlümüzde ebediyete kadar yaşayacak. Yine yanında Allah lafzı var celle celalühü. Onunla da her şeyin takdirinin Allahü tealanın elinde olduğunu, kainatın sahibinin Allah olduğunu vurgulamak istiyoruz. Son olarak da açık yeşil biraz beyazımsı renkle romantik bir fon kullanmak istedim. Orada da alt tarafta da inşallah cennet bahçelerini vurguluyoruz. Şehidimiz için gönlümüzden geçenin inşallah cennetedir, cennet bahçeleri içindedir huzurla uyuyordur temennisi.
BİZİM DE BİR GÖNÜL DÜNYAMIZ VAR
-Bunu yaparken hedefiniz neydi?
Güler-Bunu yaparken hedefim hem terörü kınamak, yargı mensubu olarak birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz mesajını vermek. Hem de şehidimizi sonsuza kadar anmak. Ve şehidimizin ruhuna her baktıkça ve onu andıkça onun ruhuna Fatihalar göndermek asıl maksadım bu. Tabi ki sanatsal değeri de olan bir resim olduğu için aynı zamanda da resim sanatına bir katkıda bulunmak bir yargı mensubu olarak sanatın güzel taraflarını ve yükselen bir değer olarak topluma katkısını vurgulamak istedim. Belki bu anlama bir rol model mesajı verebilirim. Çünkü genelde hakimleri, savcıları adliyeden işe işten eve giden insanlar olarak bilirler. Halbuki bizim de bir gönül dünyamız var. Biz de resimle, şiirle, müzikle uğraşan, boş günlerinde edebiyatla uğraşan insanlarız.
TABLOLARIN HİÇBİRİNİ SATMIYORUM
-Sergiyi özellikle adliyelerde sergiliyorsunuz bunun bir amacı var mı?
Güler-Satış değeri olmayan, ticari maksada yönelik olmayan bir sergi bu. 1975 yılından beri, ortaokul ve lise yıllarından beri başladığım çalışmalarıma tamamen amatör bir ruhla yaptığım çalışmaların bir sergisi bu. Elimde olanlarla ve son zamanlarla yaptığım eserlerle böyle bir sergi açmayı düşündüm. Arkadaşlarında teşvikiyle çok sağ olsunlar hem mahkeme başkanları hem baş savcıların çok yoğun ilgi gösterdiler. Destek verdiler. Onların desteğiyle böyle bir sergi açmak nasip oldu. Dediğim gibi tabloların hiç birini satmıyorum, hepsi benim bir parçam gibi oldu zamanla. Bunlar hep amatör düşünceyle yapılmış resimler. Çok isteyen oluyor, satar mısın diye, koleksiyonerler almak istiyorlar, ama ben hiç birini satmıyorum. Özellikle de şehidimin resmini birkaç sergiden sonra inşallah Çağlayan Adliyesi’ne, baş savcılığımıza hediye etmek istiyorum. Kendi odasında şehit edildiği odada hayırla rahmetle yad etmek , resmi orada kaldıkça ona güzel insanların gelenlerin fatihalar göndermesi için, ruhu şad olması için bir vesile olsun diye düşünüyorum. İnşallah oraya hediye etmeyi düşünüyorum.
-Tablonuzu sergilemeye ne zaman başladınız?
Güler-2017 yılında 2 yıl önce kendi mahkememde ilk kişisel sergimi açtım. Bu benim 6. kişisel sergim. Daha sonra Kartal Adliyesi’nde, İstanbul Üniversitesi’nde, Kültür Üniversitesi’nde ve Çağlayan Adliyesi’nde sergimi açtım. İstanbul’daki en büyük adliyelerden birisi bu 3. adliye. Buradaki sergim gecikmiş bir sergi. Bunu hemen açmak isterdim. Ama yer ve zaman yokluğundan bana Temmuz ayını gösterdiler uygun yer zaman olarak. Çok mutluyum, güzel bir ilgi oldu, güzel bir sergi oldu. Bakırköy Başsavcılığı özellikle ilgi gösterdi sergime. Güzel bir salonda nasip oldu. Siyah beyaz kara kalem çalışmalarının, portre çalışmalarının ve karışık türde çizilen yağlı boya ve sulu boya tekniklerinden oluşan bir sergi bu.
BİR DÖNEME TANIKLIK EDEN RESİMLER
-Portre çalışmalarına da ağırlık veriyorsunuz. Bunun özel bir sebebi var mı?
Güler-Portrelerin sergide yer almasının en büyük sebebi bir döneme şahitlik eden, tanıklık eden resimler olması. Kullanılan kağıt malzeme yani çizim yılı çünkü çok uzun zaman oldu onlar dikkate alındığında her birinin başlı başına birer hatıra olduğu sonucuna vardım. Hepsinin bir hikayesi var. Mesela şu resim ilkokul öğretmenimin oğlunun resmi. Bizim sokaktan geçerken benim resim çizdiğimi de sonradan fark etti, ben ortaokul lise yıllarında daha çok geliştirdiğim, resimle uğraştığım için, oğlumun da resmini çizer misin dedi, ismi hayali bu resimdeki çocuğun ismi. Şimdilerde 40 küsür yaşında bembeyaz saçlı bir insan diyelim. Ama o zamanlar nur yüzlü bir çocuk görüntüsü olan ve benim nadiren çizdiğim çocuk resimlerinden. Bu resmin özelliği şu çocuk boğazlı kazak giymiş muhtemelen mevsim kış ve baklava dilimi desen var. Şimdilerde hiçbir çocukta böyle boğazlı kazak görmüyoruz. Baklava dilimi desen de yok. Hâlbuki o zamanlar ancak varlıklı insanların, memur çocuklarının giydiği bir kazaktı. Hatta bunun boğazsızı ekonomik yönden daha ucuzdu. Herkes alamazdı. Yine bu eski bir resim 1979 yılında çizdiğim bir yakınımın portre resmi. Kağıt oldukça yıpranmış. Saçlar uzun İspanyol paça pantolonun moda olduğu yıllar. Saç sakal birbirine karışmış ve en büyük özellik bu devirdeki gençlerin en büyük özelliği saçlarının oldukça uzun olması.
-Resim yaparken nasıl bir tarz uyguluyorsunuz?
Güler-Genelde Türk ressamların çizgilerini önemsiyorum, yabancı ressamlardan etkilendiğimi hiç söyleyemem. Ortaokuldaki resim öğretmenim geçen yıl rahmetli oldu, Mazlum Ümit isimli resim öğretmenim vardı. O benimle çok ilgilendi en büyük sevgim merakımda orada başladı. Onun katkılarını, etkilerini unutamam. Güzel bir ressam ve güzel bir resim öğretmeniydi. Ondan büyük destek aldığımı söyleyebilirim.
RESİM ÇİZMEK MÜTHİŞ RAHATLATIYOR BENİ
-Hakimlik işinizi devam ettirirken resim yapma ilhamını nasıl alıyorsunuz? Bir anda nasıl karar veriyorsunuz resim yapmaya?
Güler-Zaman problemim var. Yeterli zaman bulamıyorum. Çünkü mahkeme başkanı olmak ve yargı mensubu olmanın getirdiği sorumluluklar var. Hele ki İstanbul’da görev yapıyorsanız bu sorumluluk bir kat daha ön plana çıkıyor. Yorgun geçen bir günün sonrasında bir resim çizmek müthiş rahatlatıyor beni. Herkese de tavsiye ederim. Akşamları mesai bittikten sonra biraz zamanım var ya da hafta sonları mahkememe geliyorum, uygun bir odam var. Orada tuvalim var, malzemelerim var, işte kendime göre bir şeyler çizmeye çalışıyorum. Ama bu resimleri daha çok hakim olmadan önce yani yargı mensubu olmadan önce çizdiğim resimler. Bir zamanlar böyle karı koca yan yana resimler vardı. Çizdirirlerdi, bunlar çok kıymetliydi o zamanlar 80’lerde.
-Doğa manzaralarını bizzat yerinde mi çiziyorsunuz?
Güler-Resim çizen, resme meraklı olan insanlar genelde göze hitap eden böyle çok moda olan çok ressamın çizdiği resimleri seçerler ve bunu çizmekten kaçınamazlar. Mesela afedersiniz hayvan figürü gibi kedi köpek veya at resmi gibi latif resimleri çizerler. Yine göze hitap eden görsel resim dediğimiz kız kulesi gibi, boğaz köprüsü gibi güzel resimleri çizerler. Oda bir pembe gözlük takılmak suretiyle çizilmiş bir kız kulesi. Bu tip resimleri aslında devasa tablolar şeklinde çizmek lazım ancak benim yeterli zamanım olmadığı için böyle biraz daha kendime göre küçük ebatta bir tablo oldu. Fena da olmadı. Yine kızıma çizdiğim resimler var, kızım baba bana şu resmi çiz, bu resmi çiz diye o zamanlar 2008 yılı 11 yıl önce daha ortaokul sıralarındaydı. Kızıma böyle twitty karakterinden resim hediye ettim. Kızım İstanbul ve kedileri çok seviyor. Bu da kedili bir resim olsun dedi. Bu da bir Anadolu köyü olmasını isterdim ama bir Balkan ülkelerine ait bir köy, bu resminde özelliği şu sıcak renkler sarı kırmızı ve turuncu bu renkler kullanılmak suretiyle kışı yansıtan bir resim. Yani sıcak renkler kullanılmış soğuğu yansıtan bir resim. Tezatlık var resimde, bu tezatlığı içerdiği için öyle bir değeri var. Dağlarda, çatılarda, yerlerde karlar var. Soğuk ve sanki bir ağustos sıcağından çekilmiş bir resim gibi duruyor ama telefon teli de çok gergin soğuğu yansıttığı için kış ayında çekilmiş bir resim. Bir Romen Bulgar köyü olabilir. Bir fotoğraftan çalışmıştım.
ÜÇ BOYUTLU RESİM ÇİZMEYİ DÜŞÜNÜYORUM
-Tablolarınızı yurt dışında sergilemeyi düşünüyor musunuz?
Güler-Uygun zaman bulduğumda güzel projelerim, var çizmek istiyorum. Yurt dışında sergi açabilirim, emekli olduktan sonra belki buna daha uygun zaman olacak. Şimdiye kadar kimsenin çizmediği cesaret bile edemediği resimler var çizmeyi düşündüğüm. Mesela 3 boyutlu resim çizmeyi düşünüyorum. İlk baktığınızda hiçbir şeyi anlayamayacaksınız, fakat resimlerin özüne vakıf olduğunuz zaman görebileceğiniz derin mesajı olan resimler çizmek istiyorum. Belki daha sanatsal değeri ön planda olan resimler olacak. Ama zaten ben ticari kaygıyla çizmiyorum, işin sanatsal yönü çok önemli. Güzel faydalı resimler olsun istiyorum. Bugünün anlayışına ve gelecek nesillere insanlara bir mesaj versin istiyorum, değer taşısın istiyorum.
HAYATTA HER ŞEY PARA KAZANMAK DEĞİLDİR
-Resim çizerken meslektaşlarınıza karşı bir mesaj vermiş oluyor musunuz?
Güler-Sergi açmamı istedikleri kadar bir kurs açmamı da istiyorlar. Hatta bir tanesini takdim edeyim size. Bu bir sulu boya çalışması Kastamonu gideros köyü, ben bu çalışmayı yazı işleri müdürümüz geldi bu resmi gördü dedi ki bana bu ablamın evi, ablamın evini çizmişsiniz dedi. Sonra resimlerimle daha bir ilgilenmeye başladı. Emekli olduktan sonrada Şişli de bir kursa gitti. Ve kurstan sonra geliştirdiği resimle beraber bir sergi açıp beni sergiye davet etti. Demek ki yargı mensupları böyle seviyor ve etkileniyor. Resim güzel bir şey. Her yaştan insanın mutlu olacağı özellikle takip edeceği bir uğraş. Genelde yargı mensuplarının bu konuda bir uğraşı olmadığını görüyorum. Var ama çok az. Bunun en büyük sebebi yeterli zaman ayıramadıkları için aktivitelere. Zamanla bu alışkanlıkları ve ilgileri azalıyor köreliyor. Dolayısıyla kendilerini bu aktivitelerden etkinliklerden geriye çekiyorlar. Daha çok mesleğe yoğunlaşıyorlar. Hayatta her şey para kazanmak, adliyeye gidip gelmek değildir. Bu tip sanatsal, kültürel etkinliklerle de ilgilenmek lazım. Resim de bunlardan bir tanesi. Resim sanatıyla uğraşan çok az. Yargı mensupları kendileri çizmiş gibi sergime ilgi gösterdiler. Resim tabi bir Allah vergisi, olması lazım. Onun üzerine bir şey bina edilebilir. Öyle bir yetenek olmazsa onun kursa giderek geliştirmeleri çok zor. Ama var olanlar için ben hiç vakit kaybetmemelerini hemen fırçayı kalemi ellerine alıp uğraşmalarını tavsiye ederim.
RESİMLERİMİN ÖZÜ İNSAN SEVGİSİ
Sanat severlere çok teşekkür ediyoruz bu katkı ve destek sundular. Bu da beni çok motive ediyor. Bu motivasyonları olmasa 6. sergim olmazdı. Ama destek ve ilgilerini görünce bana da bir gayret geliyor açıkçası. Şimdiye kadar neden daha çok çizmedim, daha çok zaman ayırmadım diye hayıflanıyorum. Biraz ben de işime çok odaklandığımı ve resim konusundaki çalışmalarımı biraz azalttığımı, onu biraz ikinci plana attığımı düşünüyorum. Biraz kendime kızıyorum açıkçası ama zararın neresinden dönersek kardır demiş büyüklerimiz. İnşallah bu tip sergiler ve geri dönüşünde aldığım mesajlar ileriye doğru bir hamle için yol gösterici olur. Hem daha güzel hem daha anlamlı resimler çizerim, kafamda çok güzel projeler var çünkü. Sergimin bir mesajı da bu adliyeye gelen biraz umutsuz biraz kaygılı endişeli üzgün insanların, buraya gelen insanların mutlaka bir problemi vardır, işte bu düşüncelerle adliyeye gelen insanların buradan ayrılırken bu ve benzeri sergileri gördükten sonra huzurla mutlulukla ayrılsınlar, biraz yüzlerinde bir tebessüm olsun hayata dair geleceğe dair hukuka yargıya dair. Birazcık daha iyimser düşünceleri pekişsin gelişsin diye düşünüyorum. O nedenle de açtım bu sergiyi. Resimlerimin özü insan sevgisi. Biz yargı mensupları olarak şiddete karşıyız. Biz her türlü özgürlükten yanayız, düşünce özgürlüğünden yanayız barış ve huzurdan yanayız, hak ve hukuk adaletten yanayız. Sergimin bir amacı da sanat vasıtasıyla topluma bu mesajı vermek ve çok değerli aziz şehidimizi saygıyla anmak.