![İstanbul Atlas Üniversitesinden epilepsinin farkındalığına yönelik değerlendirme](https://www.haber1.com/wp-content/uploads/2025/02/istanbul-atlas-universitesinden-epilepsinin-farkindaligina-yonelik-degerlendirme_21bbae4.jpg)
İSTANBUL (AA) – İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, epilepsi hastalığına karşı ön yargı ve yanlış kanıların bilinçlenmeyle aşılabileceğini belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, epilepsi konusunda toplumsal farkındalığı arttırmak, hastalığa karşı oluşan ön yargıların aşılmasında ve hastalığın doğru tanımlanmasında kritik önem arz ediyor.
Açıklamada, 10 Şubat Uluslararası Epilepsi Günü öncesinde görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, epilepsinin dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1'ini etkileyen kronik bir hastalık olduğunu, beyindeki sinir hücrelerinin aşırı ve anormal uyarılması sonucu ortaya çıkan klinik ve elektrofizyolojik nöbetlerle tanımlandığını belirtti.
Epilepside bilinçlenmenin ve toplumsal farkındalığın önemine işaret eden Topçuoğlu, hastalığın nöbet tipi gerçekleşmesi nedeniyle ön yargıların oluşabileceğine ve "etiketlenme kaygısı" gibi sorunların ortaya çıkabileceğine değindi.
Topçuoğlu, "Epilepsi nöbetleri çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmesine rağmen halk arasında en çok bilinen tipi, hastada bilinç kaybı, kasılma, titremeler, zaman zaman dil ısırma ve idrar kaçırma ile seyreden jeneralize tipte olanlar. Bu nöbet tipinin doğası ve oluş şekli nedeniyle epilepsi, toplumda korkulan bir hastlık olarak görülüyor. Epilepsi tanısı almak ise kişiyi hastalığını saklama ihtiyacına götürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle genç bireylerin, toplum tarafından damgalanmaktan çekindiğini aktaran Topçuoğlu, "Epilepsi hastaları, düzgün ve yeterli tedavi ile kontrol altına alındığında, kişi bazı güvenlik önlemleri eşliğinde normal yaşantısına sağlıklı bireyler gibi devam eder." ifadelerini kullandı.
Topçuoğlu, tedavideki en önemli adımın epilepsinin tanınması olduğunu, toplumsal farkındalığın bu noktada önem kazanacağını, epilepsinin diğer kronik hastalıklardan bir farkı olmadığını vurguladı.
– "Epilepsi nöbetleri, sadece bilinç durumunun etkilenmesiyle ortaya çıkmaz"
Epilepsi hastalarına herhangi bir özel yaklaşımın gerekli olmadığına değinen Topçuoğlu, şunları kaydetti:
"Epilepsi hastalığına bilinçli yaklaşmak önemli. Epilepsi nöbetleri, sadece bilinç durumunun etkilenmesiyle ortaya çıkmaz. İdrar kaçırma, dil ısırma, her zaman olmak zorunda değil. Parsiyel dediğimiz beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler, beyinde kaynaklandığı alanlara özgü pek çok semptom verebilir. Sadece bir ekstremitede kasılma, ağız kenarında çekilme, bazen tek bir parmakta atma, hatta dirençli baş ağrısı ve baş dönmesi hallerinde epilepsi hastalığı akla gelmeli ve hekime başvurulmalı."
Epilepsi hastalarına karşı gelişen toplumsal ön yargılardan bahseden Prof. Dr. Topçuoğlu, bu hastaların okuyamayacağı, çalışamayacağı, evlenemeyeceği, çocuk sahibi olamayacağına ilişkin yanlış kanıların mevcut olduğuna, etkin ve yeterli tedavi altındaki hastaların, bunların tamamını gerçekleştirebileceğine işaret etti.
Topçuoğlu, epilepsi hastalarının dikkat etmesi gereken en önemli hususun ilaç uyumu olması gerektiğini aktararak, "İlaçlar düzenli, dozunda ve saatinde alınmalı. Doz atlanmamasına özen gösterilmeli. Uyku eksikliği nöbet geçirilmesini tetikleyen önemli bir durum. Epilepsi hastaları, uyku sürelerine dikkat etmeli. Vücudu fiziksel ya da psikolojik strese sokan her durum, nöbet geçirilmesini tetikleyebilir. Bunlar arasında en sık rastladıklarımız, uzun süreli açlık, aşırı fiziksel aktivite, sık ve yüksek miktarlarda alkol tüketimi." şeklinde görüş belirtti.
Güvenliğin, epilepsi hastalarının dikkat etmesi gereken ciddi bir husus olduğunu kaydeden Topçuoğlu, ekstrem sporların yanı sıra dalış, atıcılık gibi güvenlik sebebiyle uygun olmayan aktivitelere yer verilmemesi gerektiğini aktardı.
Topçuoğlu, "Epilepsiyi görmezden gelmek veya inkar etmek, hastalığı yok etmeyecek. Epilepsi hastalığı ve epilepsi hastaları var. Öncelikle, hasta ve hasta yakınları olmak üzere tüm toplum, epilepsiden korkmak yerine hastalığı kabul etmeli. Ön yargıları yıkmak için bu, büyük bir adım olacak." değerlendirmesini yaptı.