TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu toplandı - Haber 1Haber 1

TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu toplandı

TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu toplandı

12 Mart 2025 - 23:02

ABONE OL

TBMM (AA) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Sevim Sayım Madak, "2002 yılında Bakanlığımıza bağlı 63 huzurevinde 4 bin 952 yaşlımıza bakım hizmeti verilirken, 2025 Ocak ayı itibarıyla Bakanlığımıza bağlı 170 huzurevinde 14 bin 733 yaşlımıza bakım hizmeti verilmektedir." dedi.

TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Madak, Bakanlık bürokratları ve akademisyenler, komisyonda sunum yaptı.

Madak, engelli ve yaşlı vatandaşlara yönelik yardım eksenli değil, hak temelli bir yaklaşım içerisinde olduklarını belirtti.

Yapılan çalışmaları bir lütuf olarak değil, engelli ve yaşlı vatandaşların haklarının gerçekleştirilmesi olarak değerlendirdiklerine dikkati çeken Madak, Türkiye'nin yaşlanan bir ülke olduğunu ve yaşlı nüfusun toplam nüfusun yüzde 10'unu aştığını kaydetti.

Bakan Yardımcısı Madak, "Yaşlanan nüfusla birlikte ileri yaşlılık ve çeşitli engellilik nedenleriyle önemli ölçüde engellilik artıyor. Bu da ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda da dönüşümü beraberliğe getiriyor. Biz de bu dönüşümlerle ulusal ve uluslararası gelişmeleri gözeterek politika ve uygulamalarımızı şekillendiriyoruz." diye konuştu.

Engelli ve yaşlı bireylerin tüm haklardan yararlanabilmesi için erişilebilirliğin kilit öneme sahip olduğuna dikkati çeken Madak, bu nedenle erişilebilirliğin sağlanmasını yasal olarak zorunlu hale getirdiklerini kaydetti. Madak, 2025 Ocak itibarıyla 3 bin 583 erişilebilirlik belgesi düzenlendiklerini, farklı kurumlarda çalışan 28 bine yakın teknik personele de erişilebilir eğitimi verdiklerini belirtti.

– "Hizmet alan engelli sayımız 412'den 30 bin 487'ye çıkmıştır"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Madak, engelli ve yaşlı vatandaşların toplumsal yaşama katılımlarını desteklemek için 2013 yılında ücretsiz seyahat uygulamasını başlattıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu uygulamayı özel halk otobüsleri ve deniz ulaşım araçlarını kapsayacak şekilde genişlettik. Bu çerçevede özel sektöre ait taşıma araç sahiplerine Bakanlığımız bütçesinde ücretsiz seyahat gelir desteği sağlıyoruz. Bakıma ihtiyacı olan bireylerin özellikle aile yanında ve yaşadıkları çevrede desteklenmesini 2006 yılında da evde bakım yardımı uygulamasıyla hayata geçirdik. Engelli yakınına kendi evinde bakımını sağlayan aileye yönelik aylık evde bakım yardımı sağlıyoruz. Mevcut durumda 541 bin 831 kişi bu yardımdan faydalanıyor."

Madak, gündüzlü bakım merkezlerinde engelli ve yaşlı bireylerin sosyal yaşam becerilerini kazanmalarını desteklediklerini de söyledi.

Engelli bakım ve rehabilitasyon merkezlerine ilişkin bilgiler paylaşan Madak, şunları kaydetti:

"Engelli bakım ve rehabilitasyon merkez sayısı 2002 yılında 21 iken, bu sayı 2025 Ocak ayı itibarıyla 105'e ulaşmıştır. Hizmet alan engelli sayımız ise 1843 iken 6 bin 776'ya yükselmiştir. Bu merkezlerde sunulan tüm hizmetler ücretsiz olarak devletimiz tarafından sağlanmaktadır. Özel engelli bakım merkezleri sayısı 2007'de 10 iken, 2025 Ocak ayı itibarıyla 322'ye yükselmiştir. Hizmet alan engelli sayımız 412'den 30 bin 487'ye çıkmıştır. 2002 yılında Bakanlığımıza bağlı 63 huzurevinde 4 bin 952 yaşlımıza bakım hizmeti verilirken, 2025 Ocak ayı itibarıyla Bakanlığımıza bağlı 170 huzurevinde 14 bin 733 yaşlımıza bakım hizmeti verilmektedir. 2025 Ocak ayı itibarıyla 275 özel huzurevimizde de 13 bin 119 yaşlı vatandaşımız hizmet almaktadır."

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Yasin Akar ise bakım kuruluşlarında istenmeyen olayların önlenmesi için yapay zeka destekli kameralar kurmayı planladıklarını, iki pilot kuruluşta bu sistemi kurduklarını bildirdi.

– "SGK ödeme sistemleri yapay zeka ile denetlenmeli"

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Yoğun Bakımlar İdari Sorumlusu Prof. Dr. Sema Turan, hasta ve yaşlı hastalara yönelik bakım sorunlarının yaşandığını, bu hastalara yönelik projelerin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil, özel hastanelerdeki yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde yaşanan suiistimalleri anlattı.

Hastaların gereksiz yoğun bakıma yatırıldığını dile getiren İtil, "Hafif durumdaki bebekler yoğun bakıma alınıyor. SGK'den fazla ödeme almak için gereksiz yatış yapılıyor veya yatış süresi uzatılıyor. Hasta yakınları sürece dahil edilmiyor. Tedavi süresi uzun tutuluyor. Çıkış yapabilecek hastalar gereksiz takip altında tutuluyor." ifadelerini kullandı.

Özel hastanelerdeki tüm yenidoğan ünitelerinin kamera ile izlenmesi ve anında denetimlerinin sağlanması gerektiğini vurgulayan İtil, önerilerini şöyle sıraladı:

"Yoğun bakıma kabul kriterleri netleştirilmeli, SGK ödeme sistemleri yapay zeka ile denetlenmeli; normal dışı yatış ve tanı sıklığı bu sayede ayırt edilebilir. Dijital hasta takip sistemleri geliştirilerek ebeveynler bilgilendirilmeli. Hasta-hekim iletişimi düzenli olarak yapılması şart koşulmalı ve denetlenmeli. Hasta yakınları sürece dahil edilmeli. Etik dışı uygulamalara ağır cezalar getirilmeli. Denetimler bağımsız kurumlar tarafından sıklaştırılmalı. Sivil toplum örgütleri denetimlerde aktif rol oynamalı. Bağımsız denetim şirketlerinin SGK tarafından belirlenmesi ve ücretlerinin devlet tarafından ödenmesi sağlanmalı. Denetim süreçleri çapraz kontrol edilmeli. Yanıltıcı rapor düzenleyen şirketlere ağır cezalar getirilmeli."

– "Ölen annelerin yüzde 85'i özel hastanelerde doğum yapan kadınlar"

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, normal doğumların her geçen gün azaldığını, sezaryenle doğumların artışında özel sağlık hastanelerinin çok büyük bir payı olduğunu belirtti.

Tekin, Türkiye'nin her şeye rağmen son 10 yılda anne ölüm oranlarında ciddi başarı elde ederek 10 ülke arasına girdiğini vurguladı.

Anne ölüm nedenlerini anlatan Tekin, "Ölen annelerin hemen hemen hepsi sezaryenle doğum yapan anneler ve bunların neredeyse yüzde 85'i özel hastanede doğum gerçekleşip bir şekilde riskler nedeniyle sevk zinciriyle üniversite ya da kamuya sevk edilen hastalar. Bu ölümlerin de hemen hemen neredeyse hepsi kamu veya üniversite hastanelerinde gerçekleşmiş. Ama 'Çıkış noktası neresi?' diye baktığınızda, özel hastanelerde doğumun başladığını görüyoruz." diye konuştu.

"Bazı annelerin Türk Ceza Kanunu'nun tanıdığı hakla bebeklerini aldırmak istediğine" işaret eden Tekin, şu ifadeleri kullandı:

"Biz kadın doğum hekimleri zan altında kalıyoruz, vicdanen rahatsızız. Buna imza atmasak 'bebek sakat doğdu' diye bizi dava ediyorlar. İmza attığınızda da belki yaşayacak, hastanemde çok güzel tedavisi de olan, ameliyatı da yapılabilecek bir hastalığın, sırf aileye verilen bu kanun hakkı nedeniyle çoğu zaman gebeliği sonlandırıyoruz. Bu sorunun çözülmesi gerekir. Bunun için de kanun değişikliğinin yapılması gerekir. Böyle arada kalmışlık olmaz. Ailenin yasal hakları var ama hekimin de yaşam hakkını koruma hakkı var."

Ankara Etlik Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Perinatoloji Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Şevki Çelen de yenidoğan bebek ölümlerini azaltma stratejilerine ilişkin bilgiler paylaştı.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.