İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, “F-16’yı talep etmeniz, F-35’lerden çekilmeniz demektir.” dedi.
TBMM (AA) – Tatlıoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden’ın G20 Liderler Zirvesi kapsamında Roma’daki görüşmesini değerlendirdi.
Görüşmenin heyetler halinde gerçekleştiğine dikkati çeken Tatlıoğlu, “Bu görüşme, devletler arası bir görüşme olması hasebiyle bizi sevindirmiştir. Bundan önceki görüşme, adeta devletten kaçınırcasına, araya sıkıştırılmış bir ‘tost görüşme’ görünümündeydi. Bu görüşmenin ülkemiz için de ABD için de ikili ilişkilerin üzerine kurulduğu bütün alanlarda verimli geçmiş olması dileklerimizi, kamuoyuyla paylaşıyoruz. Türkiye, Türkiye olarak muhatap alınmıştır. O, önemlidir. Gözden kaçırılmaması gereken bir husus olarak masamızın üzerinde durmalıdır.” diye konuştu.
“Görüşmenin aksedilişi Türkiye’nin imajını hırpalamıştır”
“New York’taki BM görüşmeleri çerçevesinde sayın Erdoğan’ın, Biden ile randevuyu dünya kamuoyuna aksediş biçimi, Türkiye’nin imajını hırpalayıcı olmuştur.” diyen Tatlıoğlu, Türkiye’nin dışişleri politikasında diplomasi eksikliğinin giderek derinleştiğini savundu.
Diplomasiden uzak bir dış politika sürecinin yürütülemeyeceğini vurgulayan Tatlıoğlu, bunun maliyetlerinin yüksek olacağını söyledi.
“En adil yargılamayı yapma görevi birinci derecede devletindir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Biden ile görüşmesinin içeriğine ilişkin kamuoyu ile paylaşımlarını sevindirici bulduğunu ifade eden Tatlıoğlu, farklı hususlar varsa bunun TBMM ya da Dışişleri Komisyonu ile paylaşılmasının gerektiğini belirtti.
ABD’nin insan hakları konusundaki açıklamalarına işaret eden Tatlıoğlu, “Türkiye’nin, insan hakları konusunda, dışarıdaki muhataplarıyla konuşur hale gelmesini doğru bulmuyoruz. Bunlar, siyasal konjonktür sürecinde olmaktadır. Yoksa Türkiye’nin kendi insanına kendi hukuku çerçevesinde en onurlu yaşamı sunma, en adil yargılamayı yapma görevi birinci derecede devletindir. Bu konuda hiç kimseden de kendisine ev ödevi beklememelidir, bekleyecek duruma asla düşmemelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
“F-16’yı talep etmeniz, F-35’lerden çekilmeniz demektir”
“F-16’yı talep etmeniz, F-35’lerden çekilmeniz demektir.” ifadesini kullanan Tatlıoğlu, “70’lerin teknolojisiyle, ne kadar revize edilse de, yeni bir hava savunma silahı almak, F-35 ile aynı değildir. F-35, sadece uçak alım projesi, uçak filosunu yenileme projesi değildir. F-35, uzun vadeli teknoloji transfer projesidir aynı zamanda.” dedi.
Tatlıoğlu, “Savunma sanayinin geldiği yer, Türkiye’nin 1980’lerde F-16’ların montaj projesiyle Türkiye’ye gelmiştir ve kazanılmıştır. Dolayısıyla bu yüksek teknoloji transferinin en önemli alanlarından birisi de askeri iş birlikleridir. F-35 böyle bir projedir.” diye konuştu.
F-35 için ödenen paranın ABD’de olduğunu ve mutlaka tahsil edileceğini kaydeden Tatlıoğlu, “Ama bunun bizzat Türkiye tarafından bu şekilde gündeme getirilmesi, F-35 projesinden çıkışın makul ve makbul karşılandığının da bir şekilde yansıması olarak telakki edilmektedir.” yorumunu yaptı.
Türkiye’nin tam bir fakirleşme sürecinde olduğunu ileri süren Tatlıoğlu, “En sert IMF politikaları bile dünyada, geçmişte bu kadar acımasız bir satın alma gücü düşürmesini yaşatmamıştı. O nedenle Türkiye, sağlam bir siyasi atmosferde, sağlam bir ekonomik modelle yeni bir döneme girmelidir. Bunun yolu da yönetimin ağırlığını saraydan, milletin temsilcisi TBMM’ye taşıyacak parlamenter sisteme geçiştir ve seçimdir.” dedi.
“Bu süreçte aynı çizgimizi devam ettirdik”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Irak ve Suriye tezkeresine ilişkin, “Evet’ dersek Cumhuriyet’e ihanet etmiş oluruz” sözlerinin hatırlatılması üzerine Tatlıoğlu, “Gerek CHP gerek İYİ Parti gerek AK Parti gerek MHP, kalkan eller memleketin menfaati için kalkmıştır. ‘Hayır’ diyen CHP için söylenecek bir söz de, ‘evet’ diyen diğer partiler için söylenecek söz de siyasetteki ana çizgiye uymuyorsa doğru değildir. Zaman zaman bu tür açıklamalar olabilmektedir.” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti olarak, Meclis’e geldiklerinden beri doğru buldukları her hususta gelen teklifin yanında olduklarını anlatan Tatlıoğlu, “Gelenle, getirenle, götürenle ilgilenmiyoruz. Milletimiz neyle muhatap olacak onunla ilgileniyoruz. Tezkereye, elinde bayrağıyla sınırı aşan Mehmetçiğimizi yalnız bırakmamak adına, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi yalnız bırakmamak adına destek verdik. Bu süreçte aynı çizgimizi devam ettirdik. Bizim duruşumuz da bakışımız da budur.” değerlendirmesinde bulundu.