
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından İstanbullular bugün de Saraçhane’deki belediye binası önünde toplandı. CHP Genel Başkanı Özel açıklama yaptı. İmamoğlu’nun İstanbullulara selamını ileten Özel, sert ifadelerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından iki gündür Saraçhane’deki belediye binası önünde toplanan İstanbullular bugün de çağrıya yanıt verdi. Üniversite öğrencileri de Beyazıt’ta başlattıkları protestonun ardından Saraçhane’ye ulaştı. CHP Genel Başkanı Özel’in kalabalığa hitap etti.
ÖZEL’DEN TAKSİM MESAJI: “GERİ ALACAĞIZ”
“Biz Saraçhane’ye bir miting yapmaya değil, bir sonuç almaya geliyoruz. Üç gündür Saraçhane’deyiz, nerede olmamız gerekiyorsa orada olmamız gerektiği için Saraçhane’deyiz. Bundan yıllar önce hep birlikte Tayyip Erdoğan, ‘Gezi Parkı’nı kesip yerine Toplu Kışlası yapacağım’ deyip oradaki Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıp yerine AVM yaptırmak istediğinde o gün nerede olmamız gerekiyordu? O gün Gezi’de, Taksim’de olmamız gerekiyordu. O gün oradaydık. Söz veriyorum, Ekrem Başkan ile birlikte kol kola omuz omuza elbette Taksim’i de geri alacağız. Ant olsun ki Taksim’i geri alacağız, ant olsun!
“BURAYI ERDOĞAN’IN KAYYIMINA VERMEYECEĞİZ”
Futbol konuşmayı bilen, ‘ben futbolcuyum’ diyen Tayyip Bey’e şunu söyleyelim; Ekrem İmamoğlu, Tayyip Bey’i 4 maçta da yendi, kümeye gönderdi. Tayyip Bey, güya yenilmez Tayyip Bey, partisinde hiç seçim kaybetmeyen Tayyip Bey Ekrem İmamoğlu’ndan ilk golü Beylikdüzü’nde yemişti, üstüne de Ekrem İmamoğlu ona burada hattrick yaptı. İşte bu hazımsızlık bugün de seçimlerin üstünden bir yıl geçmesine rağmen Ekrem Başkan’ın bileğini mertçe bükemeyeceğini gördüğü için yargı sopası eliyle bileğini kırmaya, bu binaya hileyle girmeye çalışmaktadır. Bunun için buraya kendine yakın bir kayyım atamak, bu binada işe girmiş 40 bine yakın her siyasi görüşten liyakatli pırıl pırıl gençleri atıp kendi gençlik kollarını yerleştirmek istiyor. Bunun için biz 19 Mart darbe girişiminden itibaren buradayız, Saraçhane’de nöbetteyiz, direnişteyiz. Burayı Erdoğan’ın kayyımına vermeyeceğiz.
“BİZ DE ÇAĞLAYAN’DA OLACAĞIZ”
Yarın Ekrem Başkanımız Vatan Emniyet’ten alınıp Çağlayan Adliyesi’ne götürüldüğünde ve tarih önünde yargılanmak değil, dünyanın en namuslu en çalışkan en kararlı siyasetçisine soru soranları cevaplarıyla yargılamak üzere Çağlayan’da olduğunda o zaman biz de Çağlayan’da olacağız. Günü geldiğinde nerede olmamız gerekiyorsa orada, ayrıla ayrıla değil birleşe birleşe omuz omuza direnerek orada olacağız. Yarın gelişmelere göre Saraçhane ise Saraçhane, Çağlayan ise Çağlayan, Vatan ise Vatan, Taksim ise Taksim!
“BASKI, YASAK REJİMİ SALLANMAKTADIR”
Bizi şu anda Türkiye’nin tüm televizyonlarının yanında tabii bunu destekleyenler canlı yayında, köstekleyenler yarın manipülasyon yapmak için dört gözle bizi izliyor. Ancak dünyanın bütün televizyonları, ajansları burada izlerken, biz içindeyiz. Ne kadar görüyorsunuz bilmiyoruz ama dünya ve Türkiye görüyor ki Tayyip Erdoğan’ın istibdat, baskı, yasak rejimi sallanmaktadır, çökmek üzeredir. Ey Tayyip Erdoğan, 19 Mart darbesine kalkıştığın sabah beş gün süreyle İstanbul’da eylem yapmayı, yürüyüş yapmayı yasaklamış, ‘kalkışanlar dağıtılacak’ demiştin… Tayyip Bey, ilk gece bu meydanda 120 bin kişi vardı. ‘Yarına yok’ dedin, dün gece bu meydanda 160 bin kişi vardı. Dün televizyonu izlerken elindeki kumandayı kırmışsın, yere atmışsın. O sırada ben 21 il 14 büyükşehir ve tüm Türkiye’de örgütümüzü belediyelerimizi eyleme davet ederken, demişsin ki ‘İstanbul başta olmak üzere yarın akşam Özgür Özel’in çağrısıyla Saraçhane’de ve herhangi bir şehirde bir kalabalık toplanır eylem olursa o valiyi o emniyet müdürünü görevden alacağım’ demişsin. Anadolu’yu tehdit ettin, bugün hiçbir ilde eylem olmayacak dedin, Tayyip Bey bak bugün burada 210 bin kişiyiz. Sayın Erdoğan, İçişleri Bakanı telefonunu bekliyor, İstanbul Valisi’ni İstanbul Emniyet Müdürü’nü görevden almazsan hatırım kalır! Ama performans ölçün buysa ne valine ne emniyet müdürüne kıyma. Çünkü değil yenileri, kendin gelsen İstanbul’a vali olsan yine toplanacağız. Ant olsun ki Saraçhane bizimdir, Vatan Emniyet bizimdir, Çağlayan bizimdir, Taksim bizimdir.
“GÜN GELECEK, DEVRAN DÖNECEK”
Bugün öğlen saatlerinde telefon geldi, dediler ki ‘Ekrem İmamoğlu’nun ifadesi başlayacak.’ Avukatlarıyla birbirimize sarıldık, bir selam yolladık. Emniyetteki ifade başladı ve tam 6 saat boyunca onlar sordu, Ekrem Başkan cevapladı. Soranlar yoruldu, o yorulmadı. Soranlar utandı, o utanacak hiçbir cevap vermedi. Ne bir haram lokma yedi ne cana kıydı. Elinde ne kan ne paranın kiri var. Yiğidim aslanım bu akşam da sizden ayrı orada Vatan’da yatıyor. Gün gelecek devran dönecek, bu zalimler hesap verecek, Ekrem Başkan hepimizin haklarını verecek.
“SEN BİR DİKTATÖRSÜN ERDOĞAN”
Buradan bir kez daha uyarıyorum; bu meydandaki gençleri kadınları koşup gelenleri lekelemeye çalışanlara, marjinal diyenlere şunu söylüyorum; marjinal demek bütünden ayrı olan aykırı olan demektir. Bu meydanda birbirini sevmeyen yok, ülkesini sevmeyen yok, kadın düşmanı yok, farklı düşünene farklı giyinene nefret duyan yok, dine inanca karışan yok, cinsel tercihlere karışan yok. Bu meydan bir bütün olarak insanı seviyor, doğayı hayatı hayvanı birbirini seviyor. Bu meydandan farklı olan marjinal olan sensin Erdoğan, sensin marjinal!
Bu meydandaki gençlerin karşısına polisi dikiyor. Bir kere şunu bilelim, polis kim? Polis bu vatanın evladıdır. Polis holding sahibinin evladı değil, para babalarının çocuğu değil; polis gariban. Sen polisi bu vatanın evladını, bu vatanın evladına kırdıramazsın! Polis kardeşim, bu meydandaki senin üniversitedeki heyecanını yaşayan ve belki de Erdoğan iktidarda kalırsa senin gibi hayal kırıklığına uğrayacak gençlerdir. Ne bu meydan marjinaldir, ne de bu polis katildir… Ama Anayasa dışı, kanunsuz emir verenler hainlerdir, yolsuzlardır. Marjinal olan Erdoğan’dır. Demokratlar meydandan korkmaz, diktatörler meydandan korkar. Erdoğan, eğer sen bu meydandan korkuyorsan, sen de bir diktatörsün!
“BİR AN ÖNCE İSTİFA ET”
Yeniden aday olmak, yeniden seçilebilmek için rakiplerini hukuksuz yollarla devirmek, saf dışı bırakmak istiyor. Biz bu iktidarı yeneceğiz, devireceğiz, göndereceğiz. Başka çaresi yoktur! Artık eğer Ekrem Başkan’ın İstanbul’da aldığı halk desteğini yok sayıp ona saldırıyorsan, bu vakitten sonra senin yapacağın valinin istifasını almak, emniyet müdürlerini görevden almak değil, bir an önce istifa etmektir, istifa!
Ekrem Başkan bugün altı saatlik yorucu ama yorulmadığı, soranları yorduğu; üzülmediği korkanları üzdüğü; utanmadığı ama onu oralara götürenleri utandırdığı savunmasının sonunda avukatına demiş ki
‘Özgür Başkan akşam selamımı söylesin ve desin ki; ‘Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.’ Selam olsun Ekrem Başkan’a! Ey Erdoğan sen bu yürekleri mi yeneceksin, sen Ekrem Başkan’ın bu yol arkadaşlarını mı korkutacaksın? Biz hep beraberiz, hep birlikte kazanacağız.”