KAYSERİ (AA) – Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde uğradığı silahlı saldırıda yaralanan Pınarbaşı Belediye Meclisi üyesi adayı CHP'li Şerafettin Bahadır'ı tedavi gördüğü Şehir Hastanesi'nde ziyaret etti.
Kayseri'ye gelişinde CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, İl Başkanı Feyzullah Keskin ve partililerce Kuzey Çevreyolu kent girişinde karşılanan Kılıçdaroğlu, daha sonra Kayseri Şehir Hastanesine geçti.
Başhekim Serhat Koyuncu'nun da bulunduğu ziyarette Kılıçdaroğlu, 21 Haziran'da Pınarbaşı ilçesi Büyükkömarmut Mahallesi'nde E.U. ve Ş.B. tarafından darbedildikten sonra silahla vurulan, yoğun bakımdaki tedavisinin ardından servise çıkarılan Bahadır'ı odasında ziyaret ederek, sağlık durumu hakkında bilgi aldı.
Kılıçdaroğlu, basına kapalı gerçekleşen ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, siyaseti hep iyilikte yarışma alanı olarak gördüğünü, düşüncesinin hep böyle olduğunu ve buna da özen gösterdiğini söyledi.
Siyasette şiddetin olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bir belediye başkanımızın kazanmasını, arkasından sevinç gösterilerini olağan karşılamak lazım. Ama şiddet olması, hatta insanın ölümüne yol açacak dozda bir şiddeti asla ve asla kabul etmek mümkün değildir. Şerafettin Bey'i ziyaret ettim. Sağ olsun doktorlar ve bütün ekipleri gereken özeni göstermişler, iyi durumda, biraz daha yatacak. İyi durumda olması bizim en büyük tesellimiz. Hayatını kaybetseydi bu gerçekten de büyük bir dram olacaktı. Akıl tutulması gibi bir şey, bir insana şiddet uygulamak, onun ölümüne yol açacak dozda şiddeti büyütmek asla ve asla doğru değil. Hepinizin huzurunda hastanenin başhekimine, çalışanlarına hepsine yürekten teşekkür ediyorum." dedi.
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, Sosyal Demokrat Halkçı Parti'yi desteklediği yönündeki iddiaları sorması üzerine, bunların asparagas haberler olduğunu ifade etti.
Kayseri'de Suriye uyruklu küçük yaştaki çocuğa Suriyeli bir kişinin cinsel istismarda bulunduğu iddiası sonrası çıkan olaylar hatırlatılan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Suriyelilerin Türkiye'ye yoğun olarak gelmesi en çok beni rahatsız etmiştir. Genel başkanlık yaptığım dönemde de bütün Suriyeli kardeşlerimizi iki yıl içinde kendi ülkelerine göndereceğime dair söz verdim. Ama Suriyelileri kendi ülkelerine gönderirken Türkiye'nin saygınlığını, insan onurunu koruyarak onları göndereceğimizi söylemiştim. Burada iç çatışmalara yol açılması, Suriyelilere karşı şiddet uygulanması Türkiye'nin itibarına, saygınlığına darbe vurur. Bu açıdan bunları doğru bulmuyorum. Tam tersine hükümetin bu konuda izleyeceği tutarlı politikalarla Suriyelileri kendi ülkelerine göndermesi en büyük arzumuz."