
TBMM (AA) – Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, İçişleri Bakanlığı yetkililerini dinledi.
Komisyon, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı.
Aydoğdu, bugün devletin en önemli hizmet birimini dinleyeceklerini, İçişleri Bakanlığının ilgi sahasına asayiş itibarıyla çocuğun hiç girmemesini temenni ettiklerini söyledi.
Çocuğun, insanın başlangıcı olduğunu ifade eden Aydoğdu, "Hint ve Tibet konfüçyen Budist düşüncede bir telakki vardır; 'İyi bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız öncelikle iyi bir köy kurmalısınız.' gibi bir sözleri var. Hiçbir zaman toplumsal bütünlükten ayrı düşünülemeyecek, o milli bünyenin, milli bütünlüğün içerisinden ayrıştırılamayacak bir sorunu konuşuyoruz." dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanı Tarıkhan Çetiner, komisyona yaptığı sunumda, 2024-2025 eğitim öğretim döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından öncelik derecesi yüksek 1219 okulda sabit görev yapmak üzere 1032 okul kolluk görevlisinin görevlendirildiğini ifade etti.
Okul çevrelerinde alınan güvenlik önlemlerine değinen Çetiner, şu bilgileri verdi:
"43 bin 874 okulda okul yönetimiyle sürekli iletişim halinde 19 bin 856 güvenli eğitim koordinasyon görevlisi personelimiz var. Okul giriş çıkış saatlerinde 20 bin 848 okulda 5 bin 800 ekip görevlendirilerek okulların giriş çıkış güvenliği sağlanmakta. Jandarma Genel Komutanlığı sorumluluğunda 20 bin 234 okulda, 14 bin 370 güvenli eğitim koordinasyon görevlisinin okulun güvenlik ihtiyacıyla ilgili sorunlara vakıf olmak ve çözmek amacıyla görevleri mevcut. Jandarma bölgesinde okul giriş ve çıkış saatlerinde ağırlıklı olmak üzere 224 bin 802 devriye faaliyeti icra edilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğünce 2024 yılında 160 bin 541 okul çevresi kontrol edildi. Bu bölgede 2 milyon 921 bin 544 şahıs kontrol edildi, 1680'ine işlem yapıldı. Okullar civarındaki 642 bin 612 iş yeri kontrol edildi, usulsüz olduğu tespit edilen 5 bin 779 iş yerine de işlem yapıldı. Jandarma Genel Komutanlığı sorumluluk bölgelerinde de 145 bin 978 okul çevresi kontrol edildi, 730 bin 386 şahsın bu okullar civarında sorgulaması ve kontrolü yapıldı; 421 şahsa işlem yapıldı, bu okullar civarında 118 bin 782 iş yeri kontrol edildi, 1068 iş yerine de işlem yapıldı."
Çocukların yoğun olarak bulunduğu yerlerde, cinsel istismar ve uyuşturucu suçlarından soruşturması ve kovuşturması devam eden, hüküm giyen kişilerin çalıştırılamamasına yönelik mevzuat düzenlemesi yapılmasının yararlı olacağını söyleyen Çetiner, "Çocuklarını, dilencilikle araç olarak kullanan kişilere yönelik cezaların artırılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Suçun tekerrürü halinde çocuğun Çocuk Koruma Kanunu kapsamında alınan bakım tedbirlere istinaden devlet koruması altına alınmasıyla ilgili de bir teklif yapılabileceğini değerlendiriyoruz. Çocuklara alkol satışı yapanlar hakkında da adli işlem yapılması yönünde bir düzenleme yapılmasının en azından caydırıcılığı artıracağı düşüncesindeyiz." diye konuştu.
AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar, çocukların afetlere yönelik farkındalıklarını geliştirmek amacıyla verdikleri eğitimleri anlattı ve afet farkındalık eğitiminin Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına ders olarak eklenmesini istediklerini bildirdi.
– "Profesyonelliklerinin bir neticesi olarak çocuğu taşların altında buldular"
Yetkililer, milletvekillerinin sorularını da yanıtladı.
Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Hüseyin Kurtoğlu, "Narin Güran cinayeti soruşturmasına" ilişkin sorular üzerine, "Başlangıçtan itibaren, kayıp ihbarının verildiği ilk 3 gün, ailenin ve köydekilerin kolluğu, jandarmayı farklı yerlere yönlendirmeye başladığı anlaşıldığı anlardan itibaren, ki bu 3'üncü gündür, adli makamlar devreye sokulmuş, soruşturma açtırılmış ve o anlardan itibaren bu iş adli olarak yürütülmüştür." ifadelerini kullandı.
Olaya ilişkin "İl Jandarma Komutanı neden böyle bir açıklama yaptı?" sorusunun sorulduğunu aktaran Kurtoğlu, şunları kaydetti:
"Bu soruşturmanın selameti açısından aileyi de kendilerine inandığımıza ikna etmemiz gerekiyordu. Önümüze çok engeller çıkarıldı. Yanlış istikametlere gönderilecek ihbarlarda bulunuldu. Falcı meselesi gibi konular var. Onlara kolluk olarak iştirak etmedik. Sadece bir yere gidecekler, bir şeyler uyduruyorlar, bir refakatte personel bulundu. O personel, orada ne görüşüldüyse tutanağa bağlayıp komutanlığa bildirdi. Bir örnek, Narin'in nakledildiği araç, tespit edildiğinde o araç hemen çekiciye yüklenilmiş, hiç el sürülmeden, kriminal laboratuvara getirilmiş, detaylı inceleme yapılmış ve 480 küsur bulgu elde edilmiştir. Amcanın üzerindeki çocuğun salya süprüntüleri o araçtaki bu incelemelerle bulunmuştur."
Kurtoğlu, bu konuda gizlilik kararı olmasına rağmen alınan ifadelerin kısa sürede basına yansıması nedeniyle bilgi alabilecekleri kişilerin bilgi vermekten korktuklarını söyledi.
Narin Güran'ı dalgıçlar ve yerel unsurların aradığını anlatan Kurtoğlu, "Bulunamaması üzerine Jandarma Özel Asayiş Komutanlığımızın özel bir dalgıç ekibi var onları gönderdik. Köyün bütün kanalizasyonunun aktığı dereye batarak girdiler. Profesyonelliklerinin bir neticesi olarak çocuğu taşların altında buldular. Emsal örneklerine bakıldığında olağanüstü bir başarıdır; Narin cinayeti dört dörtlük çözülmüştür." değerlendirmesinde bulundu.
Orgeneral Kurtoğlu, suçla mücadelede en büyük engelin suçun vukusu ile onun kolluk tarafından öğrenilmesi arasında geçen süre olduğunu belirterek, "Vatandaşla en çok bu konu üzerinde çalışıyoruz. 'Bize gördüğünüz her şeyi iletin' diyoruz. Vatandaşımızdan ihbar bize ne kadar erken gelirse biz o kadar aydınlatmaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
Kurtoğlu, çocukların istismarına ilişkin daha önce gizlenen birçok vakanın artık rehber öğretmenler tarafından kolluğa bildirmesiyle ortaya çıktığına işaret etti.
– "Yapay zeka üzerinden aile içi şiddetle ilgili bir çalışmamız var"
Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, özellikle çocuklarla ilgili mükerrer suç işleyenlerin, mutlaka toplum dışına çekilmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mükerrer suçlarda toplum içinde dolaşanlarla ilgili mevzuatı biraz zorlamak lazım. Suç işleyen çocuğun damgalanması suçla mücadelede bir şey ifade ediyor ama neslin geleceği açısından kazanılabilecek birçok çocuğumuzun önünü kesiyor. Mevzuatta, basit suçlarda tolere edilebilecek alan yaratılabilir. Kolluğuna takip etmesi, bir daha yapmamasını sağlamak şartıyla tolere edilebilecek suçlarda böyle bir şey olursa damgalanma sınırlandırılmış olur. Çocuğa dokunanın yanacağı bir suç-ceza sistemi düşünülmeli. Öyle bir şey yapılmalı ki çocuğa dokunamayacağını bilmeli. Avrupa'da belli suçlara kimse yaklaşmıyor."
Okul çevrelerinin güvenlik açısından çok sıkı tutulduğunu söyleyen Çalışkan, "Yapay zeka üzerinden aile içi şiddetle ilgili bir çalışmamız var. Tüm suçları kapsayacak şekilde çalışıyoruz. Yapay zekayla önceden ikaz edilecek şekilde bir sistem kurmaya çalışıyoruz. Yeni başladık." dedi.