Ağustos ayına 80.000 seviyesinin altından başlayan Borsa İstanbul, ayın genelinde de satış baskısı altında kaldı. Koalisyon kurulabileceğine ilişkin beklentilerin yerini erken seçim fiyatlamalarına bırakması, artan terör olayları ve döviz kurlarının rekor seviyelere yükselmesine karşın TCMB’nin faiz artışında FED’den gelecek artırımı bekleyeceğinin sinyalini vermesiyle birlikte Dolar/TL’nin 2.76 seviyelerinden 3.00 seviyelerine yükselmesi, BİST-100 endeksinde yaşanan sert geri çekilmeyi beraberinde getirdi. Bu saydığımız yurt içi gelişmelerin yanında global piyasalarda, özellikle Çin devalüasyonu ve ekonomik yavaşlama endişelerinin de etkisiyle BİST 100 endeksi, 8 Haziran 2015 seçimleri sonrasında görülen 75.000 seviyelerinin altına sarkarak, Mart 2014 döneminde görülen 70.000 seviyelerine kadar geri çekildi. Yoğun siyasi gündem maddeleri ve gelişmeler nedeniyle, ay içinde gelen Borsa İstanbul şirketlerinin açıkladığı 2. çeyreğe ilişkin mali verilerin, BİST 100 endeksine yansımasının sınırlı kaldı.
Meclis Divanı’nın oluşturulmasını takiben Cumhurbaşkanı’nın görevlendirmesiyle AKP-CHP arasında başlayan koalisyon çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması, BİST tarafında ayın geneline yayılan satışların başlangıcını oluştururken, DolarTL’de 3.00 seviyelerine yaşanacak yukarı hareketi de tetikledi. AKP tarafından CHP’nin ardından MHP ile de yapılan görüşmelerin de anlaşmazlıkla sonuçlanması, iç piyasalarda erken seçim fiyatlamasına neden oldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise erken seçime ilişkin 1 Kasım tarihini işaret etti.
TÜRKİYE’NİN KREDİ NOTU
Ay içinde özellikle kur tarafında yaşanan hızlı artışla birlikte PPK’dan çıkacak kararlar piyasalar tarafından daha da yakından izlendi. TCMB 18 Ağustos toplantısında politika faizlerinde değişikliğe gitmeyerek %7,50’de sabit tutu. Bununla birlikte, Ağustos toplantısında PPK daha önce bahsettiği sadeleşme politikasına ilişkin yol haritasını açıkladı. Buna göre, normalleşme süreci öncesinde piyasa yapıcı bankalara tanınan %10.25’lık borçlanma faizinin terk edilerek bankalara 1 hafta vadeli repo üzerinden fonlama imkânı sağlanacağı, normalleşme döneminde ise koridor 1 hafta vadeli repo etrafında daha simetrik hale getirilirken, koridorun daraltılacağı belirtildi. Dolayısıyla da önümüzdeki dönemde FED’in faiz artışlarına bağlı olarak 1 hafta vadeli repo oranının fonlama faizi doğru yükseleceği öngörülüyor. Bu açıklamalar sonrasında daha belirgin bir müdahale bekleyen piyasayda DolarTL’nin 3.00 TL’ye doğru hızla hareket etmesine neden oldu. EuroTL’de ise 3.45 seviyeleri son yaşanan yükselişte test edildi.
Ay içinde pek dillendirilmese de Moody’s’in Türkiye’nin kredi notuna ilişkin 7 Ağustos’ta yapacağı açıklama da piyasalar tarafından yakından takip edilen bir diğer gündem maddesi idi. Piyasalarda notta herhangi bir değişime gidilmeyeceği beklentisi hakimdi. 7 Ağustos’ta Moody’s’den Türkiye’nin kredi notu ve görünümüne ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadı. Bu yılın takvimine göre ilk değerlendirmesini 10 Nisan’da yapması gereken Moody’s, bu tarihte de nota ilişkin bir güncelleme açıklamamıştı. Moody’s, en son notun görünümünü “durağan”dan, “negatif”e çevirirken, “Baa3” ile yatırım yapılabilir seviyede bulunan kredi notunu teyit etmişti. Moody’s’in 2015 yılının son değerlendirmesini ise 4 Aralık’ta yapacak.
BORSA ENDEKSLERİ 2014 YILINA GERİ DÖNDÜ
Yurt içine benzer olarak Ağustos ayında yurt dışı piyasalarda da sert satışların geldiğini izledik. Yurt dışı satışların yaşanmasının en önemli nedenleri ise, Çin’in büyümesine yönelik endişeler ve küresel risk iştahındaki azalma olarak ön plana çıkarken, ay içinde Çin’in para birimi Yuan’da gerçekleştirilen devaluasyon, satışların artmasında bir diğer etken olarak karşımıza çıktı. Bunlara bağlı olarak yurt dışında başlıca hisse senedi piyasalarında sert düzeltmeler gerçekleşti. ABD hisse senedi piyasası Dow, Ekim 2014 döneminde gördüğü seviyelere geri çekilirken, Almanya’da Dax endeksi Ocak 2015 ve İngiltere de FTSE endeksi ise Aralık 2014 döneminde gördüğü seviyelere kadar düşüşünü sürdürdü.
Küresel piyasaların seyri açısında Ağustos ayının belki de en önemli verilerinden olan ABD Merkez Bankası’nın 28-29 Temmuz tarihlerinde düzenlenen toplantısının tutanakları, FED üyelerinin ekonomik şartların faiz artışına henüz hazır olmasa da bu noktaya yaklaşıldığı konusunda birleştiklerini gösterdi. ABD ekonomisinde son dönemde ılımlı büyümenin sürdürüldüğüne işaret eden tutanaklarda, ekonominin faizlerin yükseltilmesine halen hazır olmadığı belirtildi. Açıklanan tutanaklar, Fed’in faiz artışına Eylül’de başlama konusunda hala kararsız olduğuna işaret etti. Tutanakların ardından piyasalar ise, Eylül toplantısı öncesi Fed Başkan Yardımcısı Fischer’in, 29 Ağustos’ta Jackson Hole Konferansı konuşmasına odaklandı. Eylül ayındaki faiz kararı öncesinde piyasaların beklentisi bu konferanstan, Fed’in faizleri ne zaman artıracağına ilişkin bir sinyal çıkabileceği yönündedir.
Eylül ayında yurt dışında piyasaların gözü Çin’de son dönemde devalüasyona da neden gelişmelerde ve FED’in 16-17 Eylül tarihlerinde gerçekleştireceği faiz toplantısında olacak. FED’in faiz kararı ve sonrasındaki açıklamalar yakından takip edilecek. Yurt içinde ise piyasalar global beklentilerin yanında erken seçim hükümetinin kurulması sürecine ve seçim takvimine odaklanacak.
Ağustos ayının ilk haftasından itibaren yükselişe geçen altın yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak algılanmaya başlandı. Küresel borsaların kötü görünümü ve Çin’deki gelişmeler sonrası yönünü yukarı çeviren sarı metalde hedef 1200 olabilir. Yükselişlerin kalıcı olması için bu seviyenin üzerinde kalınması gerekir. ABD tarafında faiz artışının beklendiği bir ortamda 1200 üzeri çok yakın olmasa da ihtimal dahilinde. Faiz artışının başlaması gecikirse 1200 üzeri fiyatlamalar görülebilir. Geri çekilmelerde ise 1150 destek görevini üstlenecektir.
Ağustos başında gördüğü 1.09’lu seviyelerin ardından yükselişe geçen Euro/Dolar paritesi ayın ortasından itibaren ivmesini arttırarak 1.15 direncini kırmayı başardı. FED’in faiz artırma olasılığına rağmen yükselişini sürdüren parite 1.17’nin üzerinde kalması durumunda 1.20’yi hedefleyebilir. Geri çekilmelerde ise 1.15 destek olarak takip edilebilir.
Haziran’daki genel seçimlerin ardından Ağustos ayında yeni rekorlara imza atan Dolar/TL’de 3.0 seviyesi görüldü. İçerideki siyasi belirsizliğin ve artan terör olaylarının da yukarı yönlü desteklediği kurda kısa süreli geri çekilmelerin ardından tekrar yukarı hareketler gözlenebilir. Aşağı yönlü hareketlerde 2.85-2.90 aralığı destek bölgesi olarak izlenebilir. Yükselişlerde ise 3.0’ün üzerine oturan fiyatlar 3.10’lu seviyelerin görülmesine neden olabilir.
Eylül ayında yurt dışında piyasaların gözü Çin’de son dönemde devalüasyona da neden olan yavaşlama yönündeki endişelerin ne şekilde gelişeceği ve Fed’in 16-17 Eylül tarihlerinde gerçekleştireceği faiz toplantısında olacak. Çin’e yönelik endişeler sonrasında FED’in faiz artırımının 2016 yılına kalabileceği beklentilerinin kuvvetlenmesine rağmen FED’in faiz kararı ve sonrasındaki açıklamalar yakından takip edilecek.
Yurt içinde ise piyasalar global beklentilerin yanında erken seçim hükümetinin kurulması sürecine ve seçim takvimine odaklanacak. Erken seçim takvimine göre ise partilerin milletvekili kesin aday listelerini bu ayın son günlerinde öğrenmiş olacağız. 18 Eylül’de ise Türkiye’yi yatırım yapılabilir notu ile değerlendiren iki kredi kuruluşundan biri olan Fitch’in not değerlendirmesi, piyasalarda bir değişim beklenmemesine karşın, yakından izlenecek. Eylül ayında piyasalar, kur ve faiz cephesi de piyasaların hareketini yakından takip edeceklerdir. Yukarıdaki gündem maddelerinin ve artan güvenlik endişelerinin barometresi olan kur tarafında Ağustos ayındaki gelişmelere benzer olası sert hareketler görmemiz halinde, BİST tarafında da aynı sertlikte hareketler gözlemleneceği unutulmamalıdır. FED tarafından bir faiz artırımının Eylül ayı içinde gelmeyeceğine yönelik beklentilerin ve piyasa algısının mevcut duruma göre daha pozitife dönmesi halinde, Borsa İstanbul tarafında yukarı yönlü, kur ve faiz tarafında da aşağı yönlü hareketler ön plana çıkabilecek. Ancak, yurt içi hareketin ana belirleyicisinin erken seçim sonrası senaryolar odaklı olmaya devam edeceğini düşünüyoruz.