2023 yılında dünyanın en önemli ilk 10 ekonomisi içinde yer almayı hedefleyen Türkiye birçok sektörde olduğu gibi sağlıkta da önemli adımlar atmak durumunda. Sağlık sektöründe değişen paradigma sağlık turizminin önemini arttrıyor. Birinci adımda ortak aklın oluşturacağı bir yol haritasına ihtiyaç duyulan sağlık turizminde; ikinci önemli adım, hedef pazarları belirlemek ve strateji geliştirmek olmalıdır.
Üzerinde önemle durulması gereken iki önemli başlık var. Öncelikle Türkiye’de sağlık turizmi ile ilgilenmek isteyen kurumların standartları net olarak belirlenmeli. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı başkanlığında, ilgili bakanlıklar, kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan, (ortak akılla işleyecek) ortak platform oluşturulmalı.
Ruhsat, uluslararası standartlar, denetim ve sertifikasyonların uygunluğu şeffaf olarak ortaya konmalı ve denetlenmeli. Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bahsetmiş olduğumuz konular üzerinde detaylı ve hızlı bir çalışma başlattığını biliyoruz. En kısa sürede bu çalışmaların tamalanmasını ve kamuoyu ile paylaşılmasını bekliyoruz.
Diğer önemli başlık ise hedef pazarları belirlemek ve strateji geliştirmektir. Türkiye, satış ve pazarlama stratejisini “Bölgesel Marka” olacak şekilde planlamalı.
Sağlık turizmi için ülkemize gelenlerin ekonomiye sunduğu katkının yanında, Türkiye’nin imajı için de hayati bir önem taşıdığını göz önüne aldığımızda bu planlamaların ne denli mühim olduğu ortaya çıkıyor. Sağlık turizmi kapsamında ülkemize gelip memnun ayrılmış olanların Türkiye’nin gönüllü avukatı ya da gönüllü tanıtım elçisi olacağını unutmamalıyız!
AVANTAJLAR İYİ KULLANILMALI
Jeopolitik konum açısından oldukça avantajlı bir noktada yer alan Türkiye; 4 saatlik uçuş mesafesinde toplam 56 ülke ve 1,5 milyar nüfusa hitap ediyor. 492 milyonluk nüfusa sahip 28 Avrupa Birliği ülkesi, (yüksek teknoloji ve çok sayıda sağlık yatırımı olmasına karşın), yüksek tedavi ücretleri nedeniyle kaliteli hizmeti daha uygun ücretlerle satın alma arayışında. Öte yandan 20 milyonluk nüfusa sahip Balkan ülkelerinde sağlık yatırımları, alt yapı ve teknoloji eksikliği sebebi ile vatandaşlarına istenilen düzeyde sağlık hizmeti sunamıyor ve bu sebeple Türkiye’ye bu anlamda ihtiyaç duyuyor. Kaldı ki bu ülkeler politik ve kültürel açıdan ülkemize büyük sempati duyduğu için kaliteli sağlık hizmetlerini öncelikle bizden almayı tercih ediyor.
Türkiye’de sağlık turizmi ile ilgilenmek isteyen kurumların standartları net olarak belirlenmeli. Bu anlamda Sağlık Bakanlığı başkanlığında, ilgili bakanlıklar, kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan, ortak platform oluşturulmalı.
TURCOMONEY•COM HAZİRAN 2014 72
Ayrıca 15 ülke ve 397 milyonluk nüfusa sahip Ortadoğu ülkeleri, (özellikle 11 Eylül saldırısından sonra ortaya çıkan siyasi ve sosyal olumsuzluklar nedeniyle) rotasını her konuda Türkiye’ye çevirmiş durumda. Ancak sağlık turiziminde bölgenin yıldızı olabilecek Türkiye, atması gereken adımları tam olarak atamadığı için Ortadoğu’daki birçok hasta Türkiye üzerinden uçarak İngiltere, Almanya ve İsviçre gibi ülkelere tedaviye gidiyor. Hem de Avrupalıların, Türkiye’ye daha az ücret ödeyip, daha kaliteli hizmet aldığı bir dönemde. Bu tablo ciddi bir potansiyele sahip olan Türkiye’nin, sağlık turizminde atması gereken adımların olduğunu göstermesi açısından oldukça çarpıcı…
PEKİ TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye, interlandı içinde bulunan ülkeleri sahip oldukları dinamikler açısından ilk etapta 4 ayrı bölge şeklinde planlamalı. Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler. Her bir bölgenin SWOT analizi yapılıp, orta ve uzun vadede stratejik planlaması hazırlanmalı ve ilk adım atılarak irtibat ofisleri kurulmalı.
Ekonomi Bakanlığı’mızın, birçok Avrupa ülkesine bile model olabilecek “Döviz Kazandırıcı Hizmetler Teşvik Fonu” ilk adımı atmamız için oldukça değerli bir destektir. Belirlenmiş bölgelerde öncelikli ülkelerde açılacak irtibat ofisleri aracılığı ile siyasi, kültürel ve ekonomik bilgiye yerinde sahip olunacak. Türkiye’nin sahip olduğu sağlık turizmine dair tanıtım faaliyetleri yürütülecek. Sonraki adımda komşu ülkeler ile sağlık turizmi alanında yürütülebilecek çalışmaların alt yapısı kurulacak. Her şeyden öte bu ülkelere açtığımız ofisler ve geliştirilen ilişkilerle güven endeksimizi yükseltmiş olacağız.
Önümüzdeki ay Türkiye’nin sağlık turizminde atması gereken diğer adımları paylaşmaya devam edeceğiz.
Şimdilik sağlıcakla kalın…
15 ülke ve 397 milyonluk nüfusa sahip Ortadoğu ülkeleri, (özellikle 11 Eylül saldırısından sonra ortaya çıkan siyasi ve sosyal olumsuzluklar nedeniyle) rotasını her konuda Türkiye’ye çevirmiş durumda.
Selin’den
Selin S. Yıldırım
Medikal Turizm Derneği USA
Avrupa Başkanı
yildirim@turcomoney.com