Amerika’nın ilk 5 robotik cerrahından olan profösöre yapmakta olduğum yatırım stratejisi danışmanlığı sayesinde sağlığın geleceğini yakından inceleme fırsatı buldum. Türkiye’de sağlık sektörünün ne kadar ilerlediğini konuşurken aslında buna sebep olan sıfır noktasından yatırımlara başlamamız olduğunu farkettim. Haliyle sıfırdan atılan her adım büyük görünüyor. Hangi alanlarda gelişim ve başarı sağladığımıza bakınca hep sayılar, boyutlar, enler ve ilkler yazılıyor. Aslında bir ülke için sağlıkta başarı ne kadar çok hasta yatağı eklediği veya büyük yatırımlar yaptığı değil, ne kadar vatandaşının daha az hastalandığı ve ölüme sebebiyet veren hastalıkların istatistiki oranlarının azalmasıdır. Türkiye ‘de ise halen kaç yüz yataklı dev tesislerin yatırımından başka sağlıkta iyileştirme ve gelişim haberlerine rastlayamıyoruz. Sebep hangisi? Başarılı tedavilerin ve başarı hikayesi yazan kişilerin haber değeri olmaması mı? Yoksa gerçek başarının yanlış algı ile bina boyutlarında ve yatırım kapasitelerinde olması mı?
AMELİYATLARIN GELECEĞİ DOKTORLARIN ROBOTİK ELLERİNDE! 2000 yılında Amerika FDA onayı ile kullanılmaya başlayan robotik cerrahi yöntemi yıllık %15 büyüyerek tüm dünyaya yayılıyor. Günümüze kadar dünyada 3000’nin üzerinde robotik cerrahi ünitesi ile 3 milyondan fazla cerrahi işlem yapılmış. Tüm
dünya’da hekimlerin bir kısmı, her yeni teknolojiye karşı duyulan tedirginlikleri savunurken, tecrübe sahibi olanlar başarı oranlarını arttırdıklarını yayınlıyorlar. Robotik cerrahi üniteleri sayılarına baktığımızda en çok yatırım yapan ülkeler sırasıyla Amerika, Japonya, İngiltere, İtalya, Fransa, Almanya, Türkiye diye sıralanıyor. Yapılan ameliyat deneyimlerini incelediğimizde ise yine Amerika, 2012 yılında 400.000 den fazla robotik cerrahi deneyimi ile başta geliyor. Türkiye’de sayılar emekleme safhasında bile görünmüyor. Türkiye aslında en zor kısmı olan milyonlarca dolar değerinde robot yatırımını yapmış bir çok kuruma sahip. Çoğunlukla pazarlama ve markayı ayrıştırma stratejisi olarak yapılmış olan milyonlarca dolarlık yatırımlar bir çok hastanede atıl yatırım olarak bekliyor. Cihaz yatırımı ile birlikte, robotik cerrah yetiştirilmesi ve hastaların tedavi avantajları hakkında bilgilendirilip, doğru bilinç yaratılması gerekli iken durum tam tersi görünüyor. Önce yatırımlar yapılmış şimdi ise nasıl halka ulaştırabilecekleri hakkında yatırımcılar, hekimler ve sigorta firmaları halen görüşüyorlar. Sadece, “bizde de var” demek yerine doğru strateji ile yatırımlarını gerçekleştiren kurumların ancak sektörlerinde fark yaratabildiklerini Sağlık sektörünün bir an evvel öğrenmesi gerekiyor. Türkiye’de son 15 yılda sağlık yatrımlarının ulaştığı başarı hikayelerini konuşmaya devam ederken hergün iyileştirilen tedavi yöntemlerini ve sağlıklı bir toplum yaratabilecek politikaları da konuşmamız gerekiyor. Türkiye medikal turizminde, çoğunlukla sağlık yatırımlarında geri kalmış ülke vatandaşlarını tedavi ederken kendi vatandaşlarının robotik cerrahi ameliyatında başka ülkeleri tercih ettikerini gözardı etmemeliyiz. Medikal turizmde sağlıklı bir strateji içeren politikalar ile yol almalıyız.
Sağlıcakla kalın,