Kürtler şeytan soyundan mı?‏ - Haber 1Haber 1

Kürtler şeytan soyundan mı?‏

13 Mayıs 2013 - 10:34

ABONE OL

Yazının başlığı bana ait değil.

Prof.Dr.Mehmet Altan’ın 2006 yılında yayınlanmış kitabının adı.

İstanbul Üniversitesi’nden benim de hocam olmasından onur duyduğum Mehmet Altan’ın bu kitapta sözünü ettiği yanlışlıklar kitabın yayın tarihinden 10 sene önce giderilmiş olsaydı, Kürt sorununa Türkiye evrensel değerlere uygun ve bir hukuk devletine yakışır çözüm bulabilmiş olsaydı belki de bugün “barış süreci”nden söz etmiyor olacaktık.

Ama vesayet altındaki Türkiye’de Kürt sorunundan söz etmenin bile mümkün olmadığı günlerde bu soruna nasıl çağdaş-demokratik bir çözüm bulabilirdik ki ?

Çağdaş dünyanın bulduğu çözüm yöntemlerini ima etmek bile 80’li ve 90’lı yılların Türkiye’sinde sizi “vatan haini” veya “bölücü” yapmaya yeter ve artardı. Hemen yaftalanırdınız. Boy fotoğrafınızı ulusal gazetelerden birinin birinci sayfasında görürdünüz. Devletin devlet tarafından ilan edilmiş kırmızı çizgilerine fazla yaklaşamazdınız. Kürt meselesi, milliyetçilik, Atatürkçülük, laiklik, Kıbrıs ve diğerleri… Resmi görüşün dışına çıktığınız an aforoz edilirdiniz. Prof. Atilla Yayla’nın Hürriyet Gazetesi tarafından nasıl “istenmeyen adam” ilan edildiğini hepimiz dün gibi hatırlıyoruz. Ardından Gazi Üniversitesi’nden apar-topar gönderilmesini… Devlete yakın olmak sizi “makbul vatandaş” yaparken, millete, demokrasiye yakın olmak veya hiçbir şeye yakın olmamak sizi kolaylıkla bu dünyanın dışına atabiliyordu…

Türkiye, militarist, laik, hukuk dışı bir ülkeydi ve devleti yöneten elitlerin çizdiği çizgiler içinde bulunmanın “modernlik” olduğu pompalanıyordu. Bunun “demokrasi” olduğu sanılıyordu. Kürt vatandaşlarımızın yok sayıldığı böyle bir ülkenin barış ve huzur içinde yönetilmesi mümkün olabilir miydi ?

Mümkün olmadı zaten. Devletin “şeytanlaştırdığı” Kürtler 29’uncu defa ayaklandılar. Silahlı örgütlerine PKK adını verdiler. Yöntemin adı kesinlikle terör idi. PKK terörist bir örgüttü. İstedikleri şeyin başlangıçta “bağımsız bir Kürdistan” olduğu düşünüldü.

Bunu hala düşünenler var.

PKK acaba bağımsız bir Kürt Devleti mi kurmak istiyor ? Diyarbakır, Amed adıyla bu ülkenin başkenti mi olacak ? Kürtlerin büyük çoğunluğu Türkiye’den ayrılmak istiyor mu? Devam eden barış sürecine yönelik en büyük muhalefet işte bu fikirlerin taze tutulmasından kaynaklanıyor. Ulusalcılar ve aşırı milliyetçiler şöyle düşünüyor: “Kürtler ve PKK bu süreçten memnun. Demek ki bize kazık atılıyor.” Bunların bir kısmı bu ülkenin kesinlikle Türklere ait olduğunu, Kürtlerle anayasal bir eşitlik kurulamayacağına inanıyor. Yani halkların kardeşliği ve eşitliği fikrinden nefret ediyorlar. Aralarında şiddetten nemalananlar da var. PKK silah bırakmasaydı, şiddet bu topraklarda sürseydi, güneydoğudan şehitlerimiz gelmeye devam etseydi, bu çevreler acaba daha mı mutlu olacaktı diye sorasım var.

Bilmiyorum.

Kürtleri şeytan soyuna indirgeyen bu ırkçı yaklaşım devletin iliklerine işlemiş. Büyük çoğunluğu MHP-CHP seçmeni olan bu ulusalcı ve ırkçı tavır, kesinlikle kendilerini Kürtlerden üstün gören bir zihniyetin tezahürüdür. Bu çevreler sadece Kürtlere değil, 1 Mayıslara da karşıdır. Diyarbakır’da Abdullah Öcalan’ın mesajının okunduğu bir Türkiye varken, 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nın yasaklandığı bir Türkiye görüntüsü çok absürd. Ve bu demokrasi ayıbı Türkiye’ye yakışmıyor. Geçmişin vesayetçileri sürekli “Aman PKK siyasallaşmasın” deyip duruyordu. Neden? Çünkü siyaset yoksa silah olacaktır. Silahların konuşması ise vesayetin ekmeğine bol bol yağ sürer. O zaman, kahrolsun siyaset, gelsin daha çok tank-top-tüfek. Barış olmaz ise demokrasi olmaz.

Doğru cümle budur.

Huzurun, refahın, ticaretin ve tabii demokrasinin en büyük düşmanı savaştır. Savaş olan hiçbir yerde ticaret olmaz, huzur olmaz, demokrasi olmaz. New York Timez Yazarı Thomas Friedman’ın çok bilimsel olmayan ama gene de dikkate değer sözünü hatırlayın: “Mc Donalds zincirinin bulunduğu iki ülkenin savaştığı görülmemiştir.”

Haklı.

Önce barış ve huzur. Bedeli ne olursa olsun. Demokrasi; barış, huzur ve ekonominin üzerinde yükselir. Yaşasın Barış. Yaşasın demokrasi.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.