Aralık ayının belki de son birkaç yılın en önemli sorusu, FED’in 16 Aralık toplantısında faizleri 25 baz artırması sonrasında son bulmuş oldu. Bu artırımla birlikte, aylardır piyasayla iletişim halindeki FED’in piyasaları hazırlaması nedeniyle, ilk fiyatlamalarda global hisse senedi piyasalarında çok önemli bir oynaklık yaşanmadığı gözledik. FED’den yapılan açıklamalarda oybirliği ile alınan karar ardından faizler %0,25-%0,50 seviyesine çıkarılırken, 2016 yılı faiz beklentisi değişmeyerek %1,4 düzeyinde kaldı. Sonraki artışların için ise verilere bağlı olacağı belirtildi. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı ve Başkan Draghi’nin açıklamalarından istediğini bulamayan global hisse senedi piyasalarının, ay içinde çok sert düşüşler yaşadığını izledik. Avrupa Merkez Bankası toplantı sonucunda mevduat faizini eksi %0.3’e düşürülürken, politika faizinde değişime gitmedi. Toplantı sonrası açıklama yapan Başkan Draghi, bölgesel ve yerel yönetimlerin tahvillerini de kapsayacak şekilde parasal genişleme programını Mart 2017’ye uzattı. Buna karşın aylık tahvil alım miktarını yükseltmemesi, başta Avrupa olmak üzere global hisse piyasalarında sert satışların yaşanmasını da beraberinde getirdi. Ayın bir diğer gelişmesi ise petrol ihraç eden ülkeler birliğinden (OPEC) gelen, üretim kotası uygulamasının kaldırılması, arz yönlü artış endişelerine bağlı olarak, petrol fiyatlarında 2004 yılı seviyelerinin görülmesine neden oldu. Bu ise piyasalarda enerji şirketleri başta olmak üzere global hisse senedi piyasalarında satış baskısının oluşmasında etkili oldu. Ayın geneline bakıldığında ise merkez bankalarının açıklamaları ve petrol fiyatlarındaki geri çekilmeler ardından global hisse senedi piyasalarındaki dalgalanmanın devam ettiği görülmüştür.
MERKEZ BANKASI, FAİZLERİ ARTIRABİLİR
24 Kasım tarihinde Suriye sınırının ihlali nedeniyle Rusya’ya ait uçağın düşürülmesi ardından Borsa İstanbul tarafındaki aşağı yönlü seyrin devamı Aralık ayında da devam ettiğini gördük. Aralık ayına 75.000 seviyelerinden başlayan BİST, Rusya’nın Türkiye’ye karşı bazı Türk malı ürünlerinin yasaklanmasını içeren ekonomik yaptırımların yürürlüğe girmesiyle birlikte, gerilimin tırmanması ardından düşüşünü Aralık ayının ilk yarısına kadar sürdürdü. Bu düşüş sırasında 69.000 seviyelerine kadar gerileyen BİST, FED’in beklendiği ve fiyatlandığı üzere 25 baz puan faiz artırıma gitmesi ardından, yönünü yukarı çevirdi. FED kararı sonrasında 2.96 seviyesini gören Dolar/TL, ilk fiyatlamaların ardından 2.92 seviyesinin altına kadar çekilerek en fazla değer kazanan para birimi oldu. Rusya ile devam eden gerilimin arka planda kalması ve buna ek olarak FED’in faiz artırarak piyasalardaki bir belirsizliği bitirmesi sonrasında BİST tarafında satışların ardından alımlar gözlenmiştir. Alımlarla birlikte yeniden aya başladığı 75.000 seviyelerine doğru yönelen BİST, ayın devamında ise TCMB’nin FED ardından atacağı adımlara odaklandı. PPK toplantısı sonucunda piyasa beklentisi olan 50 baz puanlık faiz artırımı beklentilerine karşılık, TCMB adım atmayarak politika faizini %7,50 seviyesinde sabit tutmuştur. TCMB’den yapılan açıklamada, küresel para politikalarındaki normalleşmenin başlaması ile birlikte oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması halinde önümüzdeki toplantıdan itibaren para politikasındaki sadeleşme adımlarına başlanabileceği belirtilmiştir. Bu ifade ile piyasaya belki Ocak ayında Merkez Bankası faizler konusunda bir adım atabilir beklentisini yaratmıştır.
ABD’DEN GELECEK VERİLER ÖNEMLİ
Aralık ayında yatay bir seyir izleyen altın, dolardaki yüksek volatiliteye rağmen tepkisiz kalmayı sürdürdü. FED’den gelen faiz artırımı ve ECB Başkanı Draghi’nin konuşmaları sonrası en düşük 1040’lı seviyeleri gören sarı metalde yükselişlerin düşüşlere göre daha zayıf kaldığını söyleyebiliriz. 1080’e yaklaşıldıkça satıcıların arttığı altında yukarı yönlü hareket için 1100 seviyesinin aşılması beklenebilir. Geri çekilmelerde ise 1040 doların altındaki fiyatlamalar yeni dip arayışlarına neden olabilir. Sert yükseliş hareketleriyle birlikte 1.10 seviyesinin üzerini gören Euro/Dolar 3 Aralık günü ECB’nin faiz kararından bu yana güçlü seyrini koruyor. FED’den gelen faiz artırımına kısa vadeli tepki veren Euro 1.08’in üzerinde kalmayı başardı. Önümüzdeki günlerde ABD’den gelecek olan verilerin kilit önem taşıdığı paritede kademeli faiz artışlarıyla birlikte 1.06’lı seviyelere dönüş yaşanabilir. Herhangi bir toplantıda faiz artırımının pas geçilmesi durumunda ise kısa vadeli sert yukarı yönlü hareketler yaşanabilir. Bu durumda 1.11’in üzerinde hareketler görülebilir. Öte yandan Dolar/TL Kasım ayının ardından Aralık ayında da yükseliş eğilimini sürdürdü. FED’den gelen faiz artışı zaten fiyatlandığı için piyasada rahatlama görüldü. Yaklaşık 10 sene sonra FED faiz artırırken, piyasanın uzun süredir bunu beklemesi sebebiyle, dolar kuru hızla geri çekildi. Fakat daha sonra TCMB’den beklenen faiz artışı gelmeyince kurda yön yine yukarı çevrildi. Merkez Bankası kararı sonrası kurun en yüksek 2.95’i görmesi, ilerleyen dönemlerde TL’nin diğer gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine göre daha güçlü kalacağına dair bir işaret olabilir. Bu durumda 2.87 ve 2.85 seviyeleri destek olarak izlenebilir. Yükseliş ataklarında ise 2.97 – 3 arasında satıcılar yoğunlaşabilir.
GLOBAL HİSSE SENEDİ PİYASALARI
Aralık ayında FED’in faiz artırımı ardından bir sonraki artırımların verilere bağlı olacağının belirtilmesi, önümüzdeki dönemlerde de, bu sözlü yönlendirmede bir değişim olmadığı sürece, ABD’den gelecek verilerin yine sıkı sıkıya takip edilmesine neden olacaktır. Dolayısıyla da 27 Ocak tarihindeki FED kararı öncesinde de ay içinde gelecek ABD verileri izlenecektir. Avrupa tarafında ise son merkez bankası toplantısındaki açıklamaların ardından Euro Bölgesi’nden gelecek veriler izlenerek ekonomilerdeki toparlanma işaretleri aranmaya devam edilecektir. Ocak ayında izlenecek bir diğer gelişme ise Aralık ayına paralel olarak petrol fiyatlarının seyri olacaktır. Özellikle 2004 seviyelerindeki fiyat seviyelerine kadar gerileyen petrol fiyatlarında yaşanabilecek hareketler, global hisse senedi piyasalarında yine dalgalanma yaratabilecek bir unsur olarak takip edilecektir. Aralık ayında oldukça dalgalı seyreden piyasalar, Ocak ayında FED’den bir artırım gelmeyeceği de göz önüne alındığında, yukarı hareket sergileyebilirler. Ancak, ekonomi verilerinde istenilen büyüme ya da istikrara ilişkin soru işaretleri yaratabilecek olası ipuçlarının görülmesi, global hisse senedi piyasalarında Ocak ayında beklediğimiz bu yukarı hareket beklentimizi sınırlayabilir.
OLASI RİSKLER, YAPTIRIMLAR
Seçim sonrasında tek parti iktidarının yaratacağı ivme ile birlikte yukarı hareketlenmesi beklenen ancak, Rusya ile yaşanan gerilim ve yurt dışı piyasalarda FED’in yarattığı baskı, Borsa İstanbul’da beklenen yükselişin bir nevi ertelenmesine neden oldu. Ocak ayında Rusya ile ilgili gerilimin ön planda olmamasına bağlı olarak, yurt dışı piyasalarda yaşanmasını beklediğimiz yukarı hareketlere paralel BİST tarafında yükseliş görebiliriz. Bu yükselişin devamı için ise TCMB’den gelecek hamleler de ek katkı sağlayabilecektir. Özellikle Ocak ayında normalleşme yönünde adım atılacağının işaret edilmesi de TCMB’nin 19 Ocak tarihindeki toplantısından önce BİST tarafındaki yükselişe destek verecektir. Kur ve faizin yanı sıra ekonomi verilerinde bir bozulma görülmemesi halinde BİST’in Ocak ayında yeniden 80.000 seviyelerine doğru yönelmesi beklenmelidir. Rusya ile ilgili gerilimde, olası yeni yaptırımlar ya da ülkeleri karşı karşıya getirecek yeni risklerin oluşması ise, ay içinde beklediğimiz yukarı hareketi bir anda terse çevirecek bir risk unsuru olarak göz ardı edilmemelidir.