Her şey özelleşirken yayıncılık devletleşiyor‏ - Haber 1Haber 1

Her şey özelleşirken yayıncılık devletleşiyor‏

30 Temmuz 2013 - 8:31

ABONE OL

Eskiden Türkiye Anayasası’nda şöyle bir madde vardı: “Radyo ve televizyon yayınları devlet eliyle yapılır.”

Yani yayın tekeli devletin elindeydi. 1982 Anayası’nda da bu madde korunmuştu. Darbeyi yapanlar doğal olarak tüm radyo ve TV yayınlarının kendi kontrollerinde olmasını istiyordu.
Geçmişte kalan tüm iktidarlar da öyle…

Oysa yayıncılığın anavatanı olan ABD’de ilk radyo yayını 1920’de özel bir şirketle başlamıştır.
Derslerimde bunu anlattığım zaman öğrencilerim şaşırıyor.

Ben de onlara, “vatandaşına güvenen bir devletle, güvenmeyen devlet arasındaki fark” diyorum.

Türkiye’de devlet öteden beri kendi vatandaşına hiç güvenmediği içindir ki yayıncılığı kendi tekelinde tutmuştur. Radyo ve TV yayınlarını serbest bırakınca, “ipini koparanın” yayıncılık yapacağından korkulmuştur. Milleti başıboş bırakırsak ya davulcuya kaçar, ya da zurnacıya. Neme lazım, radyo ve TV devletin elinde kalsın. TRT eliyle biz yaparız.

Devletin her türlü özel girişime hayır demesinin ve Türkiye’nin 90’lı yıllara dek ne olduğu belirsiz bir “devlet ekonomisine” tabi tutulmasının da nedeni buydu: Devletin kendi vatandaşına güvenmemesi.

Bu yüzdendir ki devlet memurluğu en itibarlı meslek olarak görülürken, işadamı olmak “üç kağıtçı olmak” ile bir tutuldu.

Asker olmak, vali olmak kutsanırken, siyasetçi olmak, ticarete atılmak kötülendi.

Demokrasinin temeli olan ticaret, serbest piyasa ve girişimcilik, Türkiye’de küçük insanların geçim alanı olarak tanımlandı.

Devletin vergi kaynakları bu yüzden kurudu. Devlet fakirleşti. Çünkü devleti zengin yapacak kendi milleti ticaretten uzak tutuldu.

Tüm yollar devlete çıkınca, millet devletten uzaklaştı.

Özgür dünyanın geçtiği yollardan biz on yıllar sonra geçtik. Ne devlete bir zarar geldi ne de birlik-beraberliğimiz parçalandı. Anayasa’da yapılan değişiklikle özel radyo ve TV yayınları serbest bırakıldı.

1994 yılında çıkartılan kanunla RTÜK kuruldu.

Özel yayınlar RTÜK ile bir düzene sokuldu. Kuruluş ve işletme esasları belirlendi.

Her ciddi devlet sektörleri yasayla düzenler, onlardan vergi alır. Demokrasi gereği onları sansürlemez.

Ama devletin kendisi yayıncılık yapar mı ?

Türkiye’de yapmaya devam ediyor.

TRT’nin açmadığı kanal kalmadı.

TRT’nin haber kanalı var, TRT’nin müzik kanalı var, gençlik kanalı var, eğitim kanalı var, yurtdışına yönelik kanalı var, TRT’nin spor kanalı var… Var da var…

Bitmedi…

TRT’nin radyoları var.

Bölgesel radyolar, FM radyolar, uzun dalga radyolar, orta dalga radyolar, bölgesel radyolar…

Üstelik TRT’nin hiçbir kanalının reklam ve bütçe kaygısı yok. Reklam gelse de olur, gelmese de olur.

Nasıl olsa arkasında kapı gibi devlet var. Ama buna rağmen, TRT özel kanalların tek geçim kaynağı olan reklam pastasına da ortak…

Bitmedi…

TRT üstüne üstlük vatandaştan elektrik payı alıyor.

Bitmedi…

RTÜK’ün tüm uygulamalarında TRT birinci sırada… Bunu doğal bir hak olarak görüyor. Eşitler arasında birinci…

Öyleyse soralım: Hani devletin yayın tekeli kalkmıştı ?

Hani anayasada devlet yayıncılığının imtiyazlı durumu artık yoktu ?

Nedir öyleyse bu TRT’nin önceliği ? Elektrik payını neden sadece TRT alıyor ? Özel kanalları gösteren TV elektrik yakmıyor mu ?

Yine soralım: Devletin yayın kuruluşu olan TRT’nin bu kadar çok ve gereksiz kanal açmasına ne gerek var ?

Bırakın da yayıncılığı biz yapalım.

Bırakın da müzik kanalını, haber kanalını, spor kanalını biz işletelim.

Bırakın da reklam pastasından biz payımızı alalım. Devlet reklam alsa ne olur, almasa ne olur ?

Özel radyolar ve TV’ler çalışanlarına bu yüzden maaş veremiyor. İşten çıkarmalar gırla gidiyor.

Devlet bunu görmüyor mu ?

Hükümet kendi eliyle özel yayıncılık sektörünü öldürmesin. Binlerce kişi radyo-TV sektöründen ekmek yiyor.

Devletin yayıncılık sektöründeki payı bir an önce azaltılmalı. Yayıncılık tamamen özel sektöre bırakılmalı.

TRT ise birkaç TV istasyonu ve radyo ile sadece kamu yayıncılığı yapmalı.

Meslek kuruluşları neden bu konuda suskun ?

Medya Derneği ne diyor bu duruma ?

Biz devlet pijama üretmesin, rakı, sigara üretmesin derken…

Maaşallah kamu kurumları ekmek üretiyor, asfalt üretiyor, cafe işletiyor, spor kulübü açıyor, üstüne üstlük radyo ve TV yayıncılığı yapıyor.

Son örnek: İstanbul Valiliği internetten yayın yapan radyo kurdu.

İstanbul Belediyesi’nin internet televizyonu var…

Neden ?

Ne gerek var ? Soruyorum, ne gerek var ?

Öyleyse bırakalım bütün yayınları devlet yapsın.

Belediyemiz oldu olacak gazete de çıkarsın. Zaten dergisi var.

Biz de kendimize başka iş arayalım.

Böyle piyasa ekonomisi olmaz.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.