Harp Okulları askeri olarak stratejik önem taşıyan eğitim kurumlarıdır. Durum böyleyken Türkiye’ye baktığımızda görüyoruz ki; Kuleli Askeri Lisesi, Deniz Lisesi, Tuzla Piyade Okulu, Hava Harp Okulu, Deniz Harp Okulu ve Harp Akademileri Komutanlığı İstanbul’da bulunuyor. Sorum şu: Bu kadar askeri lise, okul ve tesisin hepsinin İstanbul’da bulunması ne kadar doğrudur ? Zaten kalabalık olan bir metropole Anadolu’nun dört bir yanından gelen öğrenci ve ailelerini toplamak ne kadar doğrudur ? Üstelik çoğu dar gelirli ailelerin çocukları olan bu askeri okul öğrencilerini pahalı bir kent olan İstanbul’da okutmak ne kadar doğrudur ? Alalım Hava Harp Okulu’nu… Yeşilyurt’ta paha biçilmez bir araziyi işgal eden okulun Eskişehir’de veya Konya’da faaliyet göstermesi daha doğru olmaz mı ? Hava Harp Okulu’nun ilk kurulduğu yer zaten Eskişehir…1951’de Eskişehir’de kurulan okul, 1953’te ilk mezunlarını verdim ve bir yıl sonra, 1954’te İzmir’e taşınmış. Hava Harp Okulu’nun İstanbul’daki bugünkü yerine taşınması ve eğitime başlaması ise 1967 yılına denk gelir. Kuşkusuz Kara Harp Okulu ve Deniz Harp Okulu’nun kuruluşları çok daha eskiye, Osmanlı İmparatorluğu’na uzanır. Bugün İstanbul’da Taksim ile Osmanbey arasındaki Harbiye semtine adını veren kurum Kara Harp Okulu’ndan başkası değildir. Bugün Askeri Müze olarak kullanılan binalar bütünü, bir zamanların Kara Harp Okulu idi. Yani o da İstanbul’daydı. Osmanlı Sultanı 2.Mahmud’un emriyle 1834’te kurulan Harbiye, Birinci Dünya Savaşı’nda İstanbul’un işgal tehlikesine karşı 1920’de Ankara’ya geçici olarak taşınmış, sonra yeniden İstanbul’a gelmiştir. Okul, Cumhuriyetin ilk yıllarında da İstanbul’daydı. Okulun Atatürk’ün emriyle Ankara’ya nakli 1934 yılında olmuştur. İyi ki de olmuştur. Eğer 1934’te Atatürk Kara Harp Okulu’nu Ankara’ya taşımasaydı, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne subay ve yönetici yetiştiren bütün kurumlar –Harp Akademileri dahil- İstanbul’da olacaktı. Aslında hala daha öyle sayılır. Çünkü yukarıda saydığım bütün okullar (Harbiye hariç) hala İstanbul’da bulunuyor. Ve bence bu durum hiç doğru değil. Hem stratejik olarak doğru değil, hem güvenlik açısından doğru değil, hem de İstanbul’un kendisi açısından doğru değil. Yukarıdaki lise, okul ve harp okullarının Anadolu kentlerine dağıtılması hem İstanbul’u bir nebze rahatlatacaktır hem de söz konusu okulların taşındığı Anadolu kentlerinin kalkınmasına büyük katkı yapacaktır. Bu okulların İstanbul’da boşalttığı araziler de devlet hazinesine hatırı sayılır para kazandıracaktır. Bir taşla dört-beş kuş. Türkiye’nin tüm kurumları yeni dünyanın bilgi çağına uyarken, bu vesileyle Harp Okullarımız da yeni bir çağ için kendilerini gözden geçirme olanağı bulmuş olurlar. Zaten üst düzey eğitim veren bu kurumlar, müfredatlarıyla tam bir askeri kurum olmayı ve siyasetten arınmayı düşünme fırsatı da bulurlar.
