Kasım ayında yurt dışı piyasalar, ABD’den gelecek veri akışını takip etmeye devam edecektir. Her ne kadar piyasalarda FED’in 2015 yılı içinde faiz artırımına gitmeyeceği beklentisi taraftar bulsa da olası güçlü gelecek veriler, piyasa hareketleri üzerinde etkili olacaktır.
Ağustos ve Eylül ayında global hisse senedi piyasalarında görülen satışlar etkisini Ekim ayında kaybetti. 2015 yılının en düşük seviyelerinin bu iki ayda test edilmesi sonrasında piyasalar, Ekim ayını kayıplarını geri alma ve toparlanma çabası içinde geçirdi. Çin’in büyümesinin sürdürülebilirliği kaynaklı endişeler ve FED’in yıl sonuna kadar faiz artırımının masada olduğu söylemine karşın, Ekim ayı içinde başta tarım dışı istihdam rakamları olmak üzere gelen ABD verilerinin, FED’in faiz artırımı olasılığını azalttığı yönündeki fiyatlamalar, global piyasalardaki toparlamanın da esas nedenini oluşturdu. BİST tarafına baktığımızda ise 74.000 seviyelerinden Ekim ayına başlayan endeksin, FED’in faiz artırımına gitmeyeceğine yönelik beklentiler, gelişmekte olan ülke para birimlerinde Dolar’a karşı değerlenme süreci ve faizlerde yaşanan geri çekilme ile birlikte 80.000 üzerine kadar yükseldiğini izledik. Kur tarafında gelişmekte olan ülke paralarının Dolara karşı değer kazanmasıyla Dolar/TL’nin rekor seviyelerden önce 3.00, ardından da 2.90 seviyesinin altına inmesi, faiz tarafında da %11 seviyelerinden %10’un altına yaşanan geri çekilme, BİST’in yükselişine katkı sağladı.
Faiz kararının açıklanacağı FED toplantıları, son dönemde hem gelişen hem de gelişmekte olan piyasalar için en önemli gündem maddesi konumunda. 28 Ekim’de gerçekleştirilecek FED toplantısı öncesinde, ay içinde ABD’den gelen ekonomi verileri, yine piyasalar tarafından çok yakından takip edildi. Ekim ayının başında açıklanan ABD tarım dışı istihdamı, 200 bin artış yönündeki beklentiye karşın, 142 bin artış gösterdi. Ayrıca, bir önceki veri ise 173 bin artıştan 136 bin artışa revize edildi. Beklentilerin oldukça altında gelen bu veri sonrasında FED’in Ekim ayında faiz artımına gideceğini bekleyenlerin oranı %6 seviyelerine kadar geriledi. Ardından Eylül ayı faiz toplantısına ilişkin yayınlanan FED tutanaklarında bir çok üyenin bu yıl faiz artışı beklediği ifade edilse de, özellikle Çin kaynaklı endişelerin faiz artırımının önüne geçtiği ifade edildi. Avrupa Merkez Bankası’nın Ekim toplantısının sonrasında yapılan açıklamalarda ise varlık alımlarına devam edileceği belirtilirken, gerektiği sürece de alımın devam edeceği açıklandı. Başkan Draghi, ekonomik toparlanmanın devam ettiğini vurgularken, büyümeye ilişkin risklerin ise aşağı yönlü olduğuna dikkat çekti. Draghi, varlık alımlarında Eylül 2016 hatta daha da uzun vadenin de gerektiği takdirde alımlara devam edileceğini belirtti. Ekim ayındaki PPK toplantısında TCMB, piyasa beklentilerine paralel olarak faizlerde değişime gitmedi. FED’den gelen yumuşak sinyallere ek olarak 1 Kasım seçimi öncesi son toplantı olması nedeniyle de PPK’dan bir faiz kararı gelmediğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla da bu toplantı da PPK’nın, FED faiz artırımı hareketine başlamadan faiz tarafında bir adım atmayacağını da göstermiş oldu.
DOLAR/TL YENİ BİR REKORA İMZA ATTI
Eylül ayına 1.120’li seviyelerden başlayan altın, faiz artırımıyla ilgili gelen olumsuz sinyaller ile tekrar yükselişe geçti. FED Başkanı Yellen her ne kadar artırımın zamanlamasının önemsiz olduğunu vurgulasa da piyasa bu gelişmeyi daha çok fiyatladı. Yükselişlerde 1.150 ve daha üst seviyelere gelinmesi durumunda 1.180 – 1.200 aralığı test edilebilir. Geri çekilmelerde ise 1.120 ve 1.100 destek görevi görebilir.
1.12 seviyesinin altında Eylül ayına başlayan Euro/Dolar paritesi FED etkisiyle yükselişe geçen yatırım enstrümanlarından oldu. 1.11’i kendine destek yapan parite yükselişlerde direnç seviyesi olarak gözlenen 1.1450’yi geçebildiği takdirde 1.15 ve Ağustos ayının zirvesi olan 1.17’leri tekrar test edebilir. ABD’den gelebilecek iyi veriler sonrası geri çekilebilecek paritede 1.11 ve 1.08 ana destekler olarak görülebilir.
3.00 seviyesinin üzerinde tutunmaya çalışan Dolar/TL, Eylül ayı içinde yeni rekora imza attı. FED’den gelen ılımlı açıklamalara rağmen sınırlı düşüş yaşayan kurda, 2.97 ve 2.95 destekleri izlenebilir bu seviyenin altındaki fiyatlamalarda ise 2.90 hedeflenebilir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in de notu ve görünümü değiştirmemesi piyasada olumlu algılanırken, kötü senaryolarda 3.10 ve üst seviyeler görülebilir.
Kasım ayında FED toplantısı olmamasına karşın yurt dışı piyasalar ABD’den gelecek veri akışını takip etmeye devam edecektir. Her ne kadar piyasalarda FED’in 2015 yılı içinde faiz artırımına gitmeyeceği beklentisi taraftar bulsa da olası güçlü gelecek veriler, piyasa hareketleri üzerinde etkili olacaktır. FED’in Ekim toplantısı sonrasında toplantıya ilişkin tutanaklar ve FED üyelerinden ay içinde gelecek açıklamalara göre piyasalar, FED’in 16 Aralık toplantısında atabileceği adımlara ilişkin ipucu arama çalışmalarına devam edecektir. Buna ek olarak Eylül ayında FED’in faiz artırmama nedenlerinden olan Çin’den gelebilecek ekonomi verileri de piyasaların bir diğer gündem maddesi olacaktır. Toplama baktığımızda ise Kasım, global hisse senedi piyasalarında yine toparlanma çabalarının ön planda olduğu bir ay olacaktır. Piyasaların hedefinde ise ilk aşamada Ağustos ayındaki düşüş öncesi seviyelerin yakalanmaya çalışılacağı öngörülebilir.
İKİNCİ SPOT
1 Kasım’da sandıktan tek parti hükümeti çıkarsa borsada kısa bir ralliye neden olabilir ancak, FED endişeleri nedeniyle de ralli, uzun soluklu olmayabilir. Sonuçlar koalisyonu işaret ederse, liderlerin açıklamaları ve Meclis aritmetiği belirleyici olacak. Olumsuz değerlendirmeler, piyasalarda çok ciddi satışların görülmesini de beraberinde getirir.
PİYASALARIN YÖNÜNÜ, TEK PARTİ VEYA KOALİSYON BELİRLEYECEK…
Yurt içinde ise Kasım ayının en önemli gündem maddesi seçim olacaktır. 1 Kasım seçimleri sonrasında ortaya çıkacak Meclis aritmetiği, olası hükümet kurma ve koalisyon çalışmaları piyasaların yakın takibinde olacaktır. Seçim öncesi yapılan anketler, 1 Kasım’da sandıktan 7 Haziran’a paralel sonuçlar çıkacağına işaret etse de olası tek parti hükümeti BİST tarafında kısa bir ralliye neden olabilir ancak, FED endişeleri nedeniyle de rallinin uzun soluklu olması beklenmemelidir. Olası koalisyonu işaret eden sonuçlarda ise ilk önce seçim gecesi liderlerden gelen değerlendirmeler, meclis aritmetiği kadar yakından takip edilecek bir diğer unsur olacaktır. Koalisyon seçeneklerini azaltıcı açıklamalar, piyasalarda çok ciddi satışların görülmesini de beraberinde getirirken, taraflarca yapıcı açıklamalar ise BİST’deki yukarı hareketleri destekleyecektir. Ay içinde kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin 6 Kasımda yapacağı Ülke notu değerlendirmesi yansıra seçim sonucuna göre diğer derecelendirme kuruluşlarının sonuçlara yönelik değerlendirmeleri de önemli olacaktır. Buna ek olarak, yurt içinde gelmeye devam edecek olan halka açık şirketlerin 3Ç mali verileri de diğer gündem maddeleri kadar göz önünde olmasa da olası toparlanmalarda ilk dikkate alınabilecek unsurların başında gelecektir. Dolayısıyla da Kasım ayında BİST’in yurt dışı piyasalardan ayrıştığını görebiliriz. Ancak, ayrışmanın olumlu yoksa olumsuz mu olacağını, seçim ardından siyasilerin hükümet kurma sürecindeki tutumlarının belirlemesi beklenebilir.