Dünya değişirken etrafımızdaki her şeyi değiştiriyor. Bu değişimi en görünür şekliyle teknolojide yaşıyoruz. Sosyal medya toplumun teknolojiyle barışmasını sağlarken, gençleri toplumsal ilişkilerden ve birbirlerinden uzaklaştırıyor. Her geçen gün kadın ve erkek arasındaki mesafe açılıyor. Masanın etrafında toplanıp kendi Facebook / Twitter hesaplarında vakit geçiren gençlerin resimlerini belki komik buluyoruz. Ancak bunların aslında toplumun en büyük kopma noktalarının başlangıcı olduğunun farkına varmalıyız.
Ben hâlâ vakit var, hâlâ umutluyum diyenlerdenim. Tabi bu kendiliğinden hallolacak bir konu değil. Devletin kadınlarına inanması, konuyu ciddiye alması ve vakit ayırıp çözüm getirmesi gerekiyor. Şüphesiz gelecek mesleklerinden en popüler olanlarının başında, sosyologlar ve psikologlar gelecek.
Teknolojinin sanal çevremizi kalabalıklaştırırken, gerçek dünyada yalnızlaştırdığı toplumlara çözümler arıyor olacaklar.
Hemcinslerim bu satırları okurken bana kızacaklardır ama iki erkek kardeşle yetişen ben maalesef hiçbir zaman kadın ve erkeğin eşit olduğunu düşünmedim. Çünkü beni de böyle kodladılar. Benden küçük olmalarına rağmen onların fikirleri benden önce alınırdı. Ama içinde bulunduğumuz çağ istesek de, istemesek de bu kodlamaları değiştiriyor.
Kadının eşitlikten öte, değişime daha hızlı adapte olması, kocaman kalbiyle samimi ilişkiler kurabilmesi, daha detaycı, daha paylaşımcı ve düşük egoya sahip olmasıyla birçok konuda erkeklerden daha iyi olduğu ortada. Hatta çok daha iyi oldukları kabul görmüş durumda.
ÇARPICI BİR ARAŞTIRMA
Amerika’da her 4 şirketten birinin kadın girişimciye ait olması dikkatleri bu noktaya çekiyor. Kadın patronların, erkek patrondan farklı yanları ve ortak özellikleri konulu bir çalışma yapılmış.
Ortak özellikler ve üstünlüklerimiz gerçekten çok çarpıcı;
1- Kadın girişimci sosyal zekaya sahip: Kadın iletişimi seviyor dolayısı ile çevresinde ciddi bir dostluk ağı kuruyor. Network dediğimiz bu dostluk ağında dostlarını konumlarına göre gruplandırıyor ve tüm detayları hatırlıyor. İyi bir araştırmacı, sanırım bu biraz da meraklı olmamızdan kaynaklanıyor. En önemlisi bilgi ile gerekliliği birleştirebiliyor.
2- Kadının işi aile bireylerinin tamamına direkt yansıyor: İşi öncelikle ailesi ile paylaşıyor. Kardeş veya arkadaşlarına fayda sağlıyor. Çalışanlarına daha destekçi ve nezaketli davranıyor.
Anne, çocuk ilişkisini biliyor, o yüzden evli ve çocuklu çalışanlarına karşı daha anlayışlı yaklaşıyor. Kadın patronlarla birlikte çalışanlar daha az stres yaşıyorlar, zira kadın patronlar ciro odaklı değiller; daha kaderciler. Bu sebeple düşük cirolar onları yıkmıyor.
3- Kadın patronlar daha sabırlılar ve daha iyi dinleyiciler: Yeni bir konuya erkekler gibi “bunu biliyorum, yaparım” düşüncesiyle değil “ne öğrenebilirim, bana nasıl faydalı olur” düşüncesiyle yaklaşıyorlar. Çalışma gruplarının tamamı kadınsa, beyin fırtınası daha iyi sonuç veriyor. Kadınların katıldıkları toplantılarda erkekler daha verimli düşünce üretiyorlar. Kadının doğasında olan beğenilme güdüsü ile erkeğin üstün olma güdüsü, toplantıları çok daha verimli hale getiriyor.
4- Kadın patronlar, bütünlük ilkesiyle düşünüyorlar: Bizler için iş, eş, çocuk, ev ve sosyal alanlar bir bütün olarak algılanıyor. Dolayısı ile bu algı başarıyı bir bütün halinde her noktaya yansıtıyor.
5- Kadın girişimci ekip olmayı seviyor: Kadın ekip olmanın bir mecburiyet değil, mutlaklık olduğunu düşünüyor, hatta bu şekilde çalışmayı eğlenceli buluyor, seviyor. Grup olmak kadının doğasının bir parçası olması onu insan ilişkilerinde daha güçlü hale getiriyor. Kadınlar, tuvalete bile grup oluşturup giderler.
6- Kadın Girişimciler iş hayatında daha pozitifler: Kadınlar, stres altında erkeklere nazaran daha rahat çalışabiliyorlar. Daha az risk aldıkları için stresten uzak çalışıyorlar. Daha küçük fırsatları görüyor daha ulaşılabilir hedefler koyuyorlar. Küçük kârlarla çalışmak kadınlara normal geliyor, hatta çok kâr etmenin ayıp olduğunu düşünenler ise azınlıkta değiller. Kadınlar erkeklerin aksine tek başına girişimci olabiliyorlar. Erkek girişimciler tam tersi, kadro kurup işe başlıyor hedefi daha büyük olduğu için stresi de daha büyük oluyor.
7- Kadın çevresini daha iyi kullanabiliyor: Kadın derdini, sorunlarını problemini paylaşıyor. Erkek girişimci iş hayatında daha melankolik, daha ketum. Kadın hata yaptığı zaman rahatlıkla ağlayabiliyor, ego yapmıyor, ne yapalım oldu artık diyor, çözümler arıyor. Rahatlıkla çevresine soruyor, fikir alıyor. Erkek sormayı kendine yedirmiyor. Bırakın işle ilgili bir konuyu, kaybolduğunda adres bile sormaktan imtina ediyor.
Elimizde girişimci olabilecek veya ülke ekonomisine katkıda bulunabilecek yaklaşık 15 milyon kadın var.
Karar sizin beyler.
Kadın Gözüyle
Zuhal Mansfield
DEİK / Türk Mısır İş Konseyi Başkanı TMG Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı
mansfield@turcomoney.com