Eylül ayında, ABD’den gelen ve ekonomideki güçlenmeye işaret eden veriler ile birlikte FED’in faizleri artıracağı beklentilerinin kuvvetlenmesi Dolar’a olan talebi arttırarak Dolar endeksinin hızlı yükselmesine yol açtı. Deflasyon endişelerinin olduğu Avrupa’da ise Avrupa Merkez Bankası 20 Ekim itibariyle tahvil alımlarına başlaması yanında, Türkiye’nin Irak-Suriye sınırındaki jeopolitik gerginliklerin etkisiyle ve kurlarda artan dalgalanma sonrasında Borsa İstanbul 74.000 seviyelerine geriledi. Ekim ayında da bu beklentilerle başlayan Borsa İstanbul, aybaşında yayınlanan FED’in Eylül ayı tutanaklarında Dolar’daki güçlenmenin ekonomide risk oluşturabileceğine, dolayısıyla faizlerin arttırılmasında aceleci olunmayacağı sinyali verilmesinin yanında, jeopolitik gerginliklerdeki dinginleşme gelişmekte olan piyasalarda yaşanan yükselişlere paralel Borsa İstanbul’a da yükseliş getirdi. Ayrıca Ekim ayında kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in, Türkiye’nin BBB- olan kredi notunu değiştirmezken, görünümünü de durağanda bırakması olumlu havayı destekledi.
Ekim ayında piyasaları destekleyen bir konu da Merkez Bankası, PPK’nun Ekim ayı toplantısında gösterge olan 1 haftalık repo faiz oranlarını % 8.25 seviyesinde sabit tutma kararı öncesinde bankaların TL cinsi zorunlu karşılıklarına faiz vereceğini açıklaması oldu. Merkez Bankası bu kararında verilecek faizi, ortalamanın üzerinde kaldıraca sahip olan bankalar için ortalama fonlama maliyetinin 700 baz puan altını belirlerken, ortalamanın altında kaldıraca sahip olan bankalar ise ortalama fonlama maliyetinin 500 puan altında faiz alacaklar. Bu gelişmeler sonrasında BIST 100 Endeksi Ekim ayının son haftasına girilirken 80.000 endeks seviyelerine kadar yükseldi.
Altının onsu Eylül ayında sürdürdüğü düşüşünü Ekim ayı başında da devam ettirdi ve 1182 seviyesi görüldü. En son geçen yıl Aralık ayında görülen bu seviyelerden alımlar arttı ve fiyatlar biraz olsun toparlandı. Ekim ayında en yüksek 1255 seviyesi görülürken Amerikan Doları’nın güçlenmesi altın fiyatlarındaki baskıyı artırıyor. Bu baskı altına satış getirse de altın için çıkartma maliyeti olarak görülen 1100 dolar seviyelerine inmesine pek müsaade edilmiyor. Bu da altının 100 dolarlık bant içerisinde hareket etmesine neden oluyor. 1180 altın için önemli destek olarak gözükürken 1250 seviyesi de kuvvetli direnç olmakta.
EURUSD paritesi geçtiğimiz ay oldukça dalgalı seyretti. Ekim ayı başında 1.25 seviyesi görülürken, bu noktadan gelen alımlar pariteyi kademeli olarak yükselterek 1.29’a kadar götürdü. Fakat hem Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alım programına başlaması hem de Başkan Draghi’nin Euro’nun değerini düşürmeye yönelik hamle ve açıklamaları parite üzerinde satışları artırmakta. Parite için 1.2650 ve 1.25 seviyeleri destek olarak izlenebilir. 1.27 ve 1.29 seviyeleri ise direnç görevi görüyor.
Eylül ayındaki alımlar Dolar-TL kurunu 2.15’ten alıp 2.30’a kadar taşıdı. Ekim ayında ise bu alımların kar satışlarını gördük. 2.23 seviyelerine kadar düşen kur bu noktadan destek buldu. Bu destekte alımların yeterli olmaması durumunda ikinci bir satış dalgası görülebilir. Bu durumda 2.10 seviyesi destek olabilir. FED’in Kasım ayındaki faizlerle ilgili vereceği karar dolar kurunun yönünde etkili olacak. 2.30 ve 2.35 seviyeleri dolar için direnç konumundayken satıcıların artması durumunda 2.18 ve 2.10 destek noktaları ön plana çıkıyor.
Kasım ayında, Avrupa Merkez Bankası’nın tahvil alımlarının piyasalara etkisi ve FED’in faiz artırım süreci ana gündem olmaya aday. Kasım ayında toplantı yapmayacak olan FED’in Ekim Ayı toplantısında faizlerin bir süre daha düşük tutulacağına dair ifadelerin korunup korunmayacağı ve FED üyelerinin beklentileri önemini koruyacak.
Piyasalar Kasım ayında, FED ve Avrupa Merkez Bankası’nın yanında Suriye ve Irak kaynaklı jeopolitik gerginliğe ilişkin gelişmeleri, parasal genişleme yönlü aksiyonlarını, ham petrol fiyatlarını ve emtia fiyatlarını etkiliyor olması bakımından Çin’den gelecek makro veriler ve açıklamalara odaklanıyor olacak. Yurt içinde ise Merkez Bankası’nın faiz kararı, 21 Kasım’da kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye ekonomisi üzerine yapacağı açıklamaları ve makro veriler takip edilecek.
İçeriden Bakış
Osman Göktan
Şeker Yatırım Genel Müdürü
goktan@turcomoney.com