Malezya’nın eski başbakanlarından Enver İbrahim, geçtiğimiz günlerde kralın özel affıyla serbest bırakıldıktan sonra ayağının tozuyla Türkiye’ye geldi. İbrahim, ömrünün neredeyse tamamını öğrenci liderliğinde ve siyasette geçirmiş; ancak siyasi rakiplerinin iftirasıyla hapse atılmış ve büyük kısmı hücrede olmak üzere, 10,5 yıl hapis yatmıştı.
İstanbul’da, SETA’da verdiği konferansta hapiste maruz kaldığı zulüm ve baskıları anlattı. Son derece kendinden emin ve mütevekkil tavırları ile dikkat çeken bir konuşmaydı. “Ömrümün neredeyse tamamını ya kürsülerde veya hapiste geçirdim.” diye sözlerine başladı ve şöyle konuştu: “Daha bir ay önce hapisteydim. Şimdi Türkiye’deyim. İnanılır gibi değil. İslam dünyasının geleceği Türkiye’dedir. Zira İslam dünyasına cesaret veren tek lider Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunca buhranların içinde perişan duruma düşmüş olan İslam dünyasındaki bu ümit ateşinin sönmesine izin vermemeliyiz.” 15 Temmuz darbesini hapisteyken haber aldığında çok üzüldüğünü ve o zaman Türkiye için bolca dua ettiğini anlattı.
Kendi hayat tecrübelerine dayanarak başarının sırlarını iki kelimeyle özetledi Enver İbrahim: “Allah’a tevekkül etmek ve affedici (merhametli) olmak.” Bunu da bir hadis-is şerife dayandırarak anlattı. “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size rahmet etsinler.”
Türkiye’nin bilhassa sağlık ve altyapı alanında başardıklarına olan hayranlığını da dile getirdi.
Demokrasinden öneminden de söz eden Enver İbrahim, “Türkiye ve Malezya halkının geleceğine ABD veya başkaları değil; halkların kendileri vermelidir.” dedi.
Laiklerin sanıldığı gibi liberal olmadıklarını, tam tersine çoğu zaman daha fanatik ve baskıcı olduklarını da örnekleri ile anlattı. Buna rağmen baskı ve yasakların her türlüsüne karşı olduğunu ve daima farklı kesimlerle diyalog içinde olunması gerektiğine dikkat çekti.
Kemal Çiftçi