On binlerce sanayi işletmesinin Ar-Ge birimi olmasına karşılık maalesef sanayicilerimizin yaptıkları yenilikleri koruma ihtiyacı duymadıklarından patent sayıları maalesef bin adeti bulamıyor. Bu umursamaz tavır ülkemizdeki diğer değişim dinamiklerini de yavaşlatıyor. Peki ne yapılmalı?
Ülkemizde ekonomik anlamda istikrarının sürdürülebilir olması için sermaye derinliğine ihtiyaç duyduğumuzu artık net olarak biliyoruz. Sermaye derinliği oluşması için Türkiye’nin katma değerli ürünler üretmesi, yani yükte hafif pahada ağır ürünler pazara sunması gerekiyor. Elin taşı ile elin kuşunu vurmak artık çok zorlaştığına göre kendi rotamızı çizme vakti gelmiştir. Yapılacak işin zor olmadığını aslında herkes biliyor ama her nedense koşmaktan, oturup yöntem belirlemeye vakit bulamıyoruz. Değerli sanayicilerimizin sadece gazete manşetlerinden kurtuluş reçetesi sunması bu hareketin başlaması için yeterli olmaz. Marka olmak veya patente değer bir buluş ortaya çıkarmak, ciddi çalışmalar ve beraberinde devamlılık isteyen yapıyı zorunlu kılıyor.
On binlerce sanayi işletmesinin Ar-Ge birimi olmasına karşılık maalesef sanayicilerimizin yaptıkları yenilikleri koruma ihtiyacı duymadıklarından patent sayıları maalesef bin adeti bulamıyor. Bu umursamaz tavır ülkemizdeki diğer değişim dinamiklerini de yavaşlatıyor. Avrupa Birliği’ne giriş için yüzlerce düzenleme yeniden yapılıyor, fakat uygulamalar bizlerin önceliklerinin farklılığı nedeniyle bir türlü yapılamıyor. Artık bu akışı değiştirme zamanı gelmiş olup, marka ve patent konularında yapılacak çalışmaları planlamak yararlı olacak. Elinde bütün olanakları olan ve bunu da lehine kullanması gereken sanayici ve iş adamlarımızın bundan sonraki planları netleşmelidir. Zararına ticaret olmayacağı gibi zarardan korkarak ticaretten vazgeçmekte hem firmalar, hem de ülkemiz için hayırlı olmaz.
Bunu, sınai haklar konusunda yaşanan sorunlarda daha net görüyoruz. Evet, Avrupa Birliği
Giriş sürecinde sınai haklar (patent, marka ve endüstriyel tasarımların tescili) konusunda ki
Düzenlemeleri yapma zorunluluğumuz var ve bunları da Türk Patent Enstitüsü yapıyor. Bunları yapmak için sadece Avrupa Birliği’nin değil aynı zaman da taklit ürünlere engel olunması yönünde diğer ülkelerinde baskısı var. Bizim yapmadığımız çıkan bu yasaları ve bunların getirdiği yeni hükümler, iş dünyasına yeterince duyurulamıyor.
Bu duyurular; iş dünyasının güçlü temsilcileri; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Esnaf Birlikleri Konfederasyonu, Tüm Siadlardan oluşan grup tarafından yapılabilir. Yıllardan beri ülkemizde Sınai Haklar konusunda tek yetkili kurum olan Türk Enstitüsü Başkanlığı çeşit toplantılar, seminerler, sempozyumlar düzenleyerek konun önemini Duyurmaya çalışıyor. Ancak katılımlar 20 ile 100 kişilik gruplarla sınırlı kalınca etkisi son derece zayıf oluyor. Kuruluşunu yaptığımız Uluslar arası Patent Birliği (UPB) bu amaca yönelik çalışmalarını sınırlı maddi olanakları ile yapmaya çalışıyor. Sermaye derinliği için mutlaka sınai haklar (marka ve patent) konusunda çalışmalara hız vermeye ihtiyaç var. Kimse çözümü farklı yerlerde aramasın hem sermaye derinliği, hem de dış ticaret açığının küçültülmesi için mutlaka bu konuların gündemde kalması lazım.
Güzel bir ay geçirmeniz dileklerimle..
Kemal Yamankaradeniz
Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı