Kendini hızla güncelleyen teknoloji, yediden yetmişe hepimizi etkisi altına alıyor. Gençliğinde, gaz lambası ışığında çizim yapan babam; bugün torunlarına, projelerini akıllı cihazlar üzerinden anlatıyor. İkiz kızlarım, kontrollü teknoloji kullanımıyla her türlü bilgiye ulaşıyor ve yarınlara hazırlanabiliyorlar. A’dan Z’ye her alanda ciddi ihtiyaç duyduğumuz teknoloji, yaşamımızın ayrılmaz parçası haline dönüştü.
Her sektörde olduğu gibi sağlık sektöründe de, teknolojik gelişim hızlı yaşanıyor. Tedavi yöntemlerinin kolaylaşması, yeni cihazların üretilmesiyle mümkün olabiliyor. Ortaya çıkan yeniliklerle hasta, kendi sağlığını takip edebiliyor. Aralık ayında Frost and Sullivan ve Hitachi sponsorluğunda düzenlenen, ”Sosyal İnovasyon Forum”unda, geleceğin sosyal yaşantısı üzerinde olası projeler paylaşıldı. Sözkonusu Forum’un, en etkileyici başlıklarından biri, ”Akıllı Sağlık Ve Her Hasta Doktor Olsa” fikriydi…
Öyle görünüyor ki; yakın gelecekte her hastanın sağlığı, kendi kontrolünde olacak. Elindeki akıllı cihazlar ile sağlığının her aşamasını takip etme fırsatını bulacak hasta, tüm kontrollerini yaptıracak, doktoru ile görüntülü görüşüp belli aşamalardaki tedavi ve takibini yürütebilecek.
KORUYUCU TIP YÜKSELİŞTE
Modern tıp, teknolojiyle hızla gelişirken, geleneksel veya tamamlayıcı tıp, etkisini daha da arttırarak sağlıklı toplum hedefini güçlendirecek. Frost & Sullivan tarafından yapılan araştırmanın sonuçları oldukça ilginç. Ortaya çıkan istatistik sonuçlarına göre; bugün yüzde 66’lık paya sahip olan sağlık harcamaları, 2025 yılında yüzde 51’e düşecek. Öte yandan bugün yüzde 36’lık paya sahip olan koruyucu tıp ve tetkiklerin oranı ise yüzde 49’a yükselecek. Bu tablo; koruyucu tıbba harcanan bütçenin ve sağlıkta inovasyonun, tıbbi tedavi gereksinimini azaltılabileceğini ortaya koyması açısından oldukça çarpıcı.
Tıbbi sağlık ve sağlıklı yaşam gelecek senaryolarında, sağlık turizmi ve genetik tedaviler ilk sıralarda yer alıyor. Akıllı şehirlerin öncelik listesinde ‘Akıllı Sağlık’ ilk sırada yer buluyor. Gelecekte yönetim ülkelerde değil, inovatif şehirlerde olacak. Marka şehirler öne çıkacak. Tıpkı New York’un, 1.28 trilyon dolarlık GSYİH’sı ile dünyadaki ülke sıralamasında 15. olduğu gibi.
Şimdi düşünelim!
Dünyanın inovasyon konusunda en güçlü firmalarından biri olan Hitachi, Sosyal İnovasyon Forumu’nu 2014 yılında neden sadece Berlin ve İstanbul’da gerçekleştirdi? Ya da çeşitli sektörlerde yer alan dünya devi firmalar, birçok ülkedeki yatırımlarını neden İstanbul merkezli yönetmeye başladı?
Tesadüf olmayan ve ülkemizdeki ekonomik kalkınmaya işaret eden bu gelişmelerin yanısıra, Türkiye, Ekonomi Eylem Planı’nın ilk 9 maddesinde, Sağlık Turizminin geliştirilmesine özel bir yer ayırdı. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın, sağlık turizmine özel projeleri, İstanbul’u daha da öne çıkartmak için önemli fırsatlar içeriyor. Bu çalışmalarla, “Akıllı Yaşam, Akıllı Şehir, Akıllı Sağlık” projesinin altı dolduruluyor. Nitekim tarih boyunca sahip olduğu coğrafik konumu, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan stratejik lokasyonu ve doğal güzellikleriyle ve pek te dile getirilmeyen yer altı zenginlikleriyle etkileyici bir ruha sahip İstanbul, inovasyonun doğacağı şehir olmalı. Sağlık turizmi anlamında pek çok şehrimiz tabii ki önemli zenginliklere sahip ancak İstanbul, “Akıllı Sağlık ve Sağlık Turizmi”, projesinde marka şehir olma yolunda epey etkili olacak.
Türkiye’nin sağlık sektörüne dair vizyonunu anlatmaya ve hedeflere dair yol haritasını sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Yeni yılın ülkemize ve tüm dünyaya sağlık, huzur, sevgi ve başarı getirmesini diliyorum.
Selin’den…
Selin S. Yıldırım
Medikal Turizm Derneği USA Avrupa Başkanı
yildirim@turcomoney.com
