*Trump’a yöneltilen suçlamalar ve azil süreci yanında, 3 Kasım 2020’de yapılacak başkanlık seçimleri, ABD-Çin ticaret savaşı, Brexit süreci, ABD yaptırımları, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge ve petrol arama tartışmaları, Suriye, İran, Irak ve Libya’daki gelişmeler, dünya ve Türkiye ekonomisinin önündeki en önemli risklerdir.
*Ticaret savaşları teknoloji temelinde şekilleniyor. Üretim ve büyüme, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere kayıyor. IMF, 2020 yılında dünyadaki büyümenin yüzde 3,6 olacağı tahminini yaptı. Euro bölgesindeki büyüme tahmini ise yüzde 1,5 seviyesinde. Sıfır ve eksi faize rağmen en az 3 yıllık perspektifte Euro bölgesindeki büyümenin toparlanamayacağı öngörülüyor.
*Maalesef 2020 yılı dünya ekonomisi için risklerin artarak devam ettiği bir yıl olacaktır. Küresel finans krizi sonrasında dünyada henüz denge kurulamamış olup gelir dağılımı adaletsizliği gittikçe artıyor. Göç ve jeopolitik gerginlikler ırkçılığı artırıyor. Jeopolitik, askeri ve ekonomik alanda küresel ölçekte güç dengesi arayışları sürüyor.
*Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 0,9 gerçekleşerek beklentilere paralel büyüme gösterdi. İşsizlik oranı Ağustos döneminde yüzde 14’e yükselmiş olup yıl genelinde de işsizlik oranı istikrarlı bir artış gösterdi. Maalesef en dikkat çeken artış genç işsizliğinde görülüyor. Bu oran 2019 sonunda yüzde 27,4’e ulaştı.
*2019 yılı büyüme beklentisi yüzde 0,4 oldu. 2020 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. 11. Kalkınma planında 5 yıllık hedef 1 trilyon USD ve kişi başı gelir ise 12.484 USD olarak verildi. İşsizlik oranı yüzde 14 olup hedef oran 2020 için yüzde 11,8 ve 5 yıl içerisinde yüzde 9,9’a çekilmesidir.
*12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 10,46 iken, bu anket döneminde yüzde 10,07 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 9,16 ve yüzde 8,94 olarak gerçekleşti. Kalkınma planındaki 2020 hedefi yüzde 8,5 ve 5 yıllık hedef ise yüzde 5 olarak yer alıyor.
Ticaret savaşlarına ilişkin gelişmeler yıl genelinde olduğu gibi Aralık ayında da küresel riskin belirleyicisi konumunda oldu. Trump aleyhine sonuçlanan azil oylaması yanında ABD – Çin devlet başkanları seviyesinde imzalanacak bir ticaret anlaşması belirsizliği riskleri 2020’ye taşıyor.
ABD’de yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme verisi yüzde 2,1’e revize edilmiş olup 4. çeyrekte yüzde 2 civarında bekleniyor. Fed Başkanı Powell, ABD ekonomisinin olumlu bir performans sergilediğini ifade ederken, eskisine kıyasla düşük nötr faiz seviyesinin ve zayıf enflasyonun politika faizinin mevcut seviyesine dayanak oluşturduğunu belirterek faiz indirimlerinin konut piyasasında canlanmayı beraberinde getirdiğini ifade etti.
Euro Alanı ekonomisine ilişkin veriler bölgede iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın devam edeceğine işaret ediyor. Christine Lagarde, ECB Başkanı olarak yaptığı ilk konuşmasında küresel ekonomide artan belirsizliğe dikkat çekti.
SEÇİMİN ARDINDAN İNGİLTERE’DE EKONOMİK AKTİVİTE ZAYIFLADI
Euro bölgesi ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 1,2 düzeyinde büyüdü. İmalat PMI verileri bölgenin en büyük ekonomisi Almanya’da 44,1 seviyesindedir. Euro Alanı’nda enflasyonun 2019 ve 2020 yılsonlarında yüzde 1,2 olacağını öngörülüyor.
Brexit’in 31 Ocak 2020’ye ertelenmesi ve seçimin ardından İngiltere’de ekonomik aktivite zayıflamış durumdadır. Yılın üçüncü çeyreğinde ithalattaki düşüşün de katkısıyla bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,3 büyüyen İngiltere ekonomisinin son çeyrekte daha zayıf bir performans sergileyeceği tahmin ediliyor.
2019 SONUNDA TÜRKİYE EKONOMİSİ
Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 0,9 gerçekleşerek beklentilere paralel büyüme gösterdi. İşsizlik oranı Ağustos döneminde yüzde 14’e yükselmiş olup yıl genelinde de işsizlik oranı istikrarlı bir artış gösterdi.
Bu eğilim 2012’den bu yana (yüzde 8,4) devam etmekle birlikte maalesef en dikkat çeken artış genç işsizliğinde görülüyor. 2018’de yüzde 20,8 olan oran 2019 sonunda yüzde 27,4’e ulaştı. Bu nedenle ve özellikle genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik mesleki eğitim ile ilgili acilen çözüm üretilmesi gerekiyor.
İmalat PMI Kasım ayında 49,5 düzeyinde gerçekleşerek sektörde zayıflığın sürdüğü sinyalini verdi. Kapasite kullanım oranı yılbaşında yüzde 74’ten yıl sonunda yüzde 77’ye yükseldi.
CARİ FAZLA 5.9 MİLYAR DOLAR İLE TARİHİ ZİRVEDE
Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan geçici verilere göre, Kasım ayında ihracat hacmi 15,5 milyar USD olurken, ithalat 17,6 milyar USD olarak gerçekleşti. Böylece, geçtiğimiz yılın Kasım ayında 672 milyon USD olan dış ticaret açığı bu dönemde artarak 2,1 milyar USD düzeyinde gerçekleşti.
Cari fazla Eylül’de 2,48 milyar USD düzeyinde gerçekleşti, 12 aylık kümülatif cari fazla 5,9 milyar USD ile tarihi zirvesine ulaştı.
Kaynak: TÜİK
BÜTÇE AÇIĞI EKİM’DE YILLIK BAZDA YÜZDE 177 GENİŞLEDİ
Merkezi yönetim bütçe açığı Ekim’de yıllık bazda yüzde 177 oranında genişleyerek 14,9 milyar TL düzeyinde gerçekleşti ve yılın ilk 10 ayında merkezi yönetim bütçe açığı yüzde 62 artarak 100,7 milyar TL’ye ulaştı.
Yazımızın yazıldığı dönemde en son Kasım ayı yıllık TÜFE yüzde 10,56 oldu. Tüketici güven endeksi 2019 boyunca istikrarlı bir azalış sergilemiş olup TÜİK ve TCMB işbirliği ile yürütülen tüketici Aralık ayı eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi, Kasım ayında 59,9 ve Aralık ayında 58,8 olarak gerçekleşti.
Kaynak: Bloomberght
5 YILLIK CDS’LER KASIM AYINDA 18 BAZ PUAN DÜŞTÜ
Yurtiçi piyasalar ABD-Türkiye ilişkilerinde kaydedilen iyileşmenin etkisiyle olumlu bir performans sergilemiş, 5 yıllık CDS (Credit Default Swap: Temerrüt primi), Kasım ayını Ekim sonuna göre 18 baz puan düşüşle 318 seviyesinde tamamladı.
Ancak halen CDS primi en kötü 5 ülkeden birisi olma özelliğimiz devam ediyor. ABD ile ilişkilerin yaptırımlar nedeniyle bozulma endişesi risk priminin artmasına neden olabilir.
BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN AKTİF BÜYÜKLÜĞÜ 4.32 TRİLYON TL
Aralık ayında bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü 4.322.164 milyon TL olarak gerçekleşti. Sektörün aktif toplamı 2018 yılsonuna göre 454.739 milyon TL (yüzde 11,8) arttı. Ekim 2019 döneminde en büyük aktif kalemi olan krediler 2.563.450 milyon TL’dir.
Bankaların kaynakları içinde, en büyük fon kaynağı durumunda olan mevduat, BDDK verilerine göre, 2018 yılsonuna göre yüzde 18,9 artışla 2.420.972 milyon TL oldu. Ancak TL mevduat ve tasarruf eğilimi artmakla birlikte bankaların önemli bir kaynağını oluşturan mevduatın yüzde 90’ı 3 aya kadar vadeli olup hem rakamsal hem de vade anlamında artırılması gerekiyor. TL kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları yüzde 26’dan yüzde 13’e geriledi.
2020 DÜNYA EKONOMİSİ BEKLENTİLERİ
Maalesef 2020 yılı dünya ekonomisi için risklerin artarak devam ettiği bir yıl olacaktır. Küresel finans krizi sonrasında dünyada henüz denge kurulamamış olup gelir dağılımı adaletsizliği gittikçe artıyor. Göç ve jeopolitik gerginlikler ırkçılığı artırıyor. Jeopolitik, askeri ve ekonomik alanda küresel ölçekte güç dengesi arayışları sürüyor.
TİCARET SAVAŞLARINI TEKNOLOJİ ŞEKİLLENDİRİYOR
Ticaret savaşları teknoloji temelinde şekilleniyor. Üretim ve büyüme, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelere kayıyor. IMF, 2020 yılında dünyadaki büyümenin yüzde 3,6 olacağı tahminini yaptı.
Euro bölgesindeki büyüme tahmini ise yüzde 1,5 seviyesinde. Sıfır ve eksi faize rağmen en az 3 yıllık perspektifte Euro bölgesindeki büyümenin toparlanamayacağı öngörülüyor.
Japonya’da aynı şekilde gevşek bir para politikası izlese de büyüme beklentisi yüzde 0,5 seviyesinde olup, Çin dünyanın dinamosu olmakla birlikte geçmişteki çift haneli büyüme rakamlarının oldukça gerisinde kalıyor. 2020 yılı için Çin’in büyüme tahmini ise yüzde 6,1’dir.
- TÜRKİYE EKONOMİSİ BEKLENTİLERİ
Yeni Ekonomik Programa göre, Türkiye ekonomisinin yüzde 5 büyüyeceği öngörülüyor. Cari yılsonu TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 12,18 iken, bu anket döneminde yüzde 11,62’ye geriledi.
12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 10,46 iken, bu anket döneminde yüzde 10,07 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 9,16 ve yüzde 8,94 olarak gerçekleşti. Kalkınma planındaki 2020 hedefi yüzde 8,5 ve 5 yıllık hedef ise yüzde 5 olarak yer alıyor.
Kaynak: TCMB Aralık Beklenti Anketi
BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 13,56 iken, bu anket döneminde yüzde 12,40’a geriledi. TCMB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti cari ay beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 13,83 ve yüzde 12,41 olarak gerçekleşti. 2020 yılsonu beklentisi 11,17’dir.
DÖVİZ KURU BEKLENTİLERİ
Döviz Kuru Beklentileri 2019 yılsonu döviz kuru (ABD Doları/TL) beklentisi bir önceki anket döneminde 5,91 TL iken, bu anket döneminde 5,82 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla 6,32 TL ve 6,35 TL olarak gerçekleşti.
Kaynak: TCMB Aralık Beklenti Anketi
2020 CARİ AÇIK BEKLENTİSİ 13.9 MİLYAR DOLAR
2019 yılı cari işlemler dengesi beklentisi, bir önceki anket döneminde 0,6 milyar ABD Doları iken, bu anket döneminde 1,2 milyar ABD Doları oldu. 2020 yılı cari işlemler dengesi beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla -13,3 milyar ABD Doları ve -13,9 milyar ABD Doları olarak gerçekleşti.
2018 sonu itibarı ile 223 milyar USD ve 168 milyar dolar ile kapatan ithalat ve ihracat rakamları 2019’u 220 milyar dolar ve 180 milyar dolar kapatacak gibi görünüyor. Kalkınma planındaki 5 yıllık ihracat hedefi 226 milyar USD’dır.
EKONOMİDE 5 YILLIK HEDEF 1 TRİLYON DOLAR GSYİH
2019 yılı büyüme beklentisi anket döneminde yüzde 0,4 oldu. 2020 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. 11. Kalkınma planında 5 yıllık hedef 1 trilyon USD ve kişi başı gelir ise 12.484 USD olarak verildi. İşsizlik oranı yüzde 14 olup hedef oran 2020 için yüzde 11,8 ve 5 yıl içerisinde yüzde 9,9’a çekilmesidir.
2020’YE İLİŞKİN RİSKLER
Uluslararası alanda korumacılığın ve milliyetçi eğilimlerin ağırlık kazandığı bir dönemin içinde ilerliyoruz. Yine bu dönemde gelişmiş ekonomilerin büyümesinde yavaşlama ve durma eğilimi öne çıkmakta olup siyasi ve sınır gerilimleri artırıyor.
Trump’a yöneltilen suçlamalar ve azil süreci yanında, 3 Kasım 2020’de yapılacak başkanlık seçimleri, ABD-Çin ticaret savaşı, Brexit süreci, ABD yaptırımları, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge ve petrol arama tartışmaları, Suriye, İran, Irak ve Libya’daki gelişmeler, dünya ve Türkiye ekonomisinin önündeki en önemli risklerdir.
Ancak artan risklere rağmen ülke ve şirket yönetiminde her zaman olduğu gibi pozitif gerçekçilik yaklaşımı ile hareket edilmesinden yanayım. Bu vesile ile 2020’nin risklerin fırsata döndüğü bir yıl olmasını, ülkemize sağlık, mutluluk, huzur ve bereket getirmesini dilerim.
Doç. Dr. Mehmet Yazıcı
Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi
yazici@turcomoney.com