
VİYANA (AA) – Avusturya'daki Viyana Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından "Çok Dilli Çocuk Yetiştirmeye Bilimsel Bir Yaklaşım" konferansı gerçekleştirildi.
Türkiye'nin Viyana Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliği ve Viyana YEE işbirliğiyle düzenlenen konferansta Krems Üniversitesi Öğretim Üyesi Filiz Keser Aschenberger, Yunus Emre Enstitüsünün ana konularından birinin dil olduğunu, Türkçenin dünyaya öğretilmesi olduğunu, bu konferansta da dil ve çok dilli eğitimin ele alınacağını söyledi.
Dilin yalnızca iletişim aracı değil, dünyayı anlama ve tanımlama aracı olduğunu kaydeden Keser Aschenberger, dilin çok katmerli ve boyutlu bir yapıya sahip olduğunu ifade etti.
Her kültürdeki çocukların, fiziksel bir sorun ya da yoksunluk yaşamadıkları sürece ana dillerini en iyi şekilde öğrenebileceklerini kaydeden Keser Aschenberger, bebeklerin doğduğu her ortamda duyduğu dili çok rahat bir şekilde öğrenebildiğini anlattı.
Keser Aschenberger, çocukların dil öğreniminin, edinim olarak adlandırıldığını, bu nedenle dili edinmek için bir eğitim sürecine ihtiyaç duyulmadığını, çocuklarda dil ediniminin doğal ve dinamik bir süreç olduğunu söyledi.
7 yaşından önce beyindeki esneklik nedeniyle çocukların çok daha hızlı dil edindiğini aktaran Keser Aschenberger, çocukların ikinci dille tanışması ve edinimi için en iyi zamanın okul öncesi dönem olduğunu, ancak 8 yaş ve ergenlik döneminde de çocukların ikinci dili öğrenmekte zorluk yaşamadıklarını belirtti.
– "Avrupa'da çok dillilik siyasi yaklaşımdan ötürü olumsuz görülüyor"
Keser Aschenberger, çok dilliliğin büyük bir avantaj olması gerekirken, bazı Avrupa ülkelerinde siyasi yaklaşımlardan ötürü ne yazık ki dezavantaja dönüştüğünü dile getirdi.
Çocukların ana dillerini çok iyi konuşmasının, öz güvenlerinin artmasını sağlayacağına işaret eden Keser Aschenberger, çok dilli eğitimin ya eş zamanlı ya da önce ana dil daha sonra da içinde yaşadığı toplumun dilini öğrenmek gibi ardışık şekilde gerçekleştiğini ifade etti.
Keser Aschenberger, çok dilliliğin faydalarına değinerek, iki dil bilen çocukların tek dil bilenlere göre bilişsel, akademik ve sosyal açıdan avantajlı olduğuna dikkati çekti.
İki dil bilmenin çocukların sosyal becerilerinin artmasını sağladığını kaydeden Keser Aschenberger, "Başka bir dil öğrenmek kültürler arası olumlu tutum, davranış ve arkadaşlıkları teşvik edebilir. Açık fikirlilik, gelişmiş empati ve farklı sosyal ortamlara kolay adapte olabilme becerisi kazandırır." diye konuştu.
Dil eğitimine ilişkin toplumda doğru kabul edilen yanlışlara da dikkati çeken Keser Aschenberger, çocukların iki dile maruz kalmasının geç konuşmaya yol açacağı düşüncesinin yanlış olduğunu, aynı aileden çok dilli bir ortamda büyüyen çocukların aynı beceriye sahip olacağı yaklaşımının doğru olmadığı gibi yanlış yaklaşımların bulunduğunu sözlerine ekledi.