KAYSERİ (AA) – Uluslararası Eczacılık Tarihi Birliği Başkanı Prof. Dr. Halil Tekiner, "Eczacılıkta değişmeyen bir nokta var. Tabii teknoloji değişti, bilimsel bilgi zenginleşti ama değişmeyen nokta şu, hastaların sağlığa ulaşmasında eczacı, ilaç üreten çok merkezi bir konumda yer almış, ilk günden bugüne vazgeçilmez bir meslek." dedi.
Annesi, babası, ablası, eniştesi ve büyük yeğeni de eczacı olan, Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Başkanı Tekiner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aile geleneğini devam ettirerek eczacılığı seçtiğini, mesleğin akademik boyutunun daha cazip geldiğini ve bilimsel alanda ilerlemeyi sürdürdüğünü söyledi.
2022 yılında Uluslararası Eczacılık Tarihi Birliğinin başkanlığına seçilen Tekiner, bu yıl eylül ayının ilk haftasında Belgrad'da düzenlenen 46. Uluslararası Eczacılık Tarihi Kongresi Genel Kurulu'nda 98 yıllık geçmişe sahip birliğin başkanlığına ikinci kez oy birliğiyle seçildiğini belirtti.
Türkiye'nin bu birlikte ilk kez başkan düzeyinde temsil edildiğini dile getiren Tekiner, "Bunun ülkemizin eczacılık tarihindeki zengin mirasını tanıtmak için birçok fırsatı beraberinde getirdiğini düşünüyorum. Antik çağdan bugüne kadar Anadolu coğrafyası, dünya eczacılık tarihine yön vermiş birçok ismin, mekanın ev sahipliğini yapıyor ancak bunu tanıtma konusunda bizim daha fazla gayret göstermemiz lazım. Benim görevim de buna hizmet edecek." diye konuştu.
Tekiner, Uluslararası Eczacılık Tarihi Birliğinin, eczacılık tarihinin kültür mirasının gelecek kuşaklara aktarılmasını hedeflediğini, bunun için eczacılık tarihi müzeleri, eczacılık tarihi koleksiyonları, eczacılık eğitiminde eczacılık tarihiyle ilgili konuların gündeme gelmesi ve müze ziyaretlerinin eczacılık, tıp, sağlık bilimleri eğitimine entegre edilmesini amaçladığını, bu konuda birçok çalışma yürütüldüğünü kaydetti.
– 25 Eylül Dünya Eczacılar Günü
25 Eylül'ün dünyada Eczacılar Günü olarak kutlanması fikrini yıllar önce Uluslararası Eczacılık Federasyonunun Türkiye'deki kongresinin tanıtımı için hazırladığı yazıda teklif ettiğini, bu teklifin federasyonun web sitesinde yer aldığını kaydeden Tekiner, şöyle konuştu:
"Bu teklifimin ardında yatan neden şuydu, öyle bir gün bulmalıyız ki bütün kültürlerin, coğrafyaların, dinlerin, dillerin aynı mesafede bir tarafsızlığa sahip olsun. Uluslararası Eczacılık Federasyonunun kuruluş günü olan 25 Eylül 1912 bu ortak uzlaşı için en uygun tarihti. Dolayısıyla web sitesindeki yazımda, ardından İngiltere'de bir eczacılık dergisinde de bunu yayınladım. 25 Eylül'ün dünyada Eczacılar Günü olarak kutlanmasını teklif ettim. Türk Eczacılar Birliğinin yetkililerine yazıyla ilettim, onların desteklerini talep ettim. Onların desteği ve konuyu gündeme getirerek genel kurulda tartışılması sayesinde 2010 yılından beri 25 Eylül'ü Dünya Eczacılar Günü olarak kutluyoruz."
– "İlk günden bugüne vazgeçilmez bir meslek"
Eczacılığın antik dönemden Selçuklu'ya, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine kadar zenginleşerek devam eden bir meslek olduğunu ifade eden Tekiner, "Eczacılıkta değişmeyen bir nokta var. Tabii teknoloji değişecek, bilimsel bilgi zenginleşti ama değişmeyen nokta şu, hastaların sağlığa ulaşmasında eczacı, ilaç üreten çok merkezi bir konumda yer almış. İlk günden bugüne vazgeçilmez bir meslek. Kolay ulaşılabilir, hekimden daha rahat erişilebilir bir konumda olduğu için halk sağlığının pozitif ilerlemesinde itici gücü eczacılar oluşturdu, oluşturuyor ve şüphesiz oluşturacak." diye konuştu.
Dünya eczacılık tarihinde rol oynayan Müslüman Türk bilim insanlarının çok önemli çalışmalarıyla yol gösterici konumda olduğunu belirten Tekiner, bu isimler arasında İbn-i Sina'nın en başta yer aldığını, "El-Kanun Fi't-Tıb" adlı beş ciltlik eserinde, hastalıklar, tedavinin nasıl olabileceği, hastalık teorisi ve ilaçların hazırlamasını anlattığını söyledi.
Amasyalı Şerafettin Sabuncuoğlu'nun da tecrübe edilmiş tedaviler kitabı "Mücerrebname"nin eczacılığa yön verdiğini aktaran Tekiner, "Cumhuriyet tarihinde ise faaliyetleriyle çok büyük hizmetleri olmuş birçok eczacı meslek büyüğümü hatırlıyorum. Bu isimler arasında Turhan Baytop şüphesiz anılmaya layık. TÜBİTAK Bilim Ödülü almış, 30'dan fazla kitap yazmış, onlarca bitkiye ismi verilmiş. Bundan sonra da Türkiye'nin bilim insanları uluslararası alanda eczacılıkta başarılarıyla söz ettirecek." ifadelerini kullandı.