
İSTANBUL (AA) – Siyasetçi ve yazar Ömer Rıza Doğrul, vefatının 73. yılına özel hazırlanan programla Yeni Dünya Vakfı'nda yad edildi.
Gazeteci yazar Mehmet Nuri Yardım'ın yönettiği etkinlikte, İslami eserleriyle tanınan, aynı zamanda İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un damadı olan Doğrul'un eserleri, dünya görüşü ve hayatı ele alındı.
Prof. Dr. Mustafa Uzun, konuşmasında Doğrul'un, üzerine sükut külü dökülen insanlardan biri olduğunu belirterek, "Okuduğum eserlerinden biri olan 'Tanrı Buyruğu' çok güzel bir eserdi. Ömer Rıza Doğrul, fikri namusu olan bir adam." dedi.
Müellifleri ele almanın, insanın macerası olduğunu dile getiren Uzun, "Bu iş nedir diye araştırmaya devam ettikçe onunla bir yakınlık, bir ülfet meydana gelir, ben buna macera diyorum. Doğrul'un üzerine sükut külü dökülmesinin iki sebebi var. Biri mason olduğuna dair, diğeri ise Tanrı Buyruğu eserini kadiyanilik tesiri altında yazdığına dair iddialar vardı. Bu iddialar bizim camianın Ömer Rıza'yı paralamasına yetmiştir." ifadesini kullandı.
Uzun, Doğrul'un bir imparatorluk çocuğu olduğunu vurgulayarak, "Devlet-i Aliyye mensubu bir münevver olunca ufkunuz genişliyor. Kalemi kuvvetli olduğu için gazetelerde yazılar yazıyor. Ufku emsaline nazaran çok geniş bir insan. Arap ve İslam dünyasını, Batı dünyasını, Hint Yarımadası'nı biliyor. Dolayısıyla her çiçekten bal almış. Mısır'daki ahvali Türkiye'deki gazetelere yazıyor. Bu yazılar Mehmet Akif Ersoy ile tanışmasına sebep oluyor." diye konuştu.
– "Dini yayıncılığın piridir"
Doğrul'un, 1944'te tekrar İstanbul'a geldiğinde 2. Dünya Savaşı sebebiyle ve Mısır'a dönemediğini ve İstanbul'da yazılarına devam ettiğini aktaran Uzun, şunları kaydetti:
"Sonrasında Mehmet Akif Ersoy'un kızı ile evleniyor. Bu evliliğe dair kendisi de 'Akif Bey'le fikri yakınlığımız, akrabalık suretiyle bir kat daha arttı' diyor. Ersoy da Doğrul ile hem akraba olmaktan hem de yaptığı hizmetlerden çok memnun. Hatta 'Benim yapamadığım birçok hizmeti o yaptı' diyor."
Prof. Dr. Uzun, Doğrul'un metinlerinin, çok akıcı ve kucaklayıcı olduğuna dikkati çekerek, "Benim Peygamber sevgimde çok rolü olmuştur. Tarihi romanlarını da çocukluğumda okudum. Amerikalıların yazdığı kitapları ilk defa telif gibi tercüme ederek yayımlamıştır. Hayatını kalemiyle kazanan nadir insanlardandır. Bugün bir yazarın yazdığı eserlerle hayatını idame ettirmesi çok istisnadır. Yaptığı hizmetler, hakkındaki söylemleri ikinci planda bırakacak kadar önemlidir. Dini yayıncılığın piridir." değerlendirmesinde bulundu.
– "Üç devresi vardır"
Doğrul'un 70'den fazla telif tercüme esere imza attığına işaret eden Uzun, "Onun üç devresi vardır. Mısır devresi, İstanbul'a yerleştiği devre. Bu iki devreye Osmanlı devresi diyebiliriz. Cumhuriyet kurulduktan sonraki devre ise eskiler için çok sıkıntılıdır. Öyle bir baskı meydana getirilmiş ki bu insanlar nefes alamaz olmuş. Öyle ki Kazım Karabekir, 'Efendim bunları niye yazmıyorsunuz' diyenlere evinin yakınlarında onu gözetleyenleri işaret edermiş." görüşünü paylaştı.
Uzun, dönemin yazarlarının, bu sürecin ağır baskılarını ve neticede tahribatını taşıdıklarını belirterek, "Vefatından önce Demokrat Parti milletvekili olmuş, önceki dönemlerde ise geride durmuştur. Halbuki pek çok değersiz arkadaşı bürokrat olarak bir sürü imkanlara kavuşurken o böyle bir sıkıntı içinde kalmış." diye konuştu.