İSTANBUL (AA) – Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "İslam, faiz, haksız kazanç, aldatma gibi menfi durumların önünü tıkamış ve sadaka üst başlığı altında toplanan zekat, öşür, karz-ı hasen, miras gibi araçlarla kişisel gelir ve servet eşitsizliklerini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir." dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamaya göre Erbaş, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından "Katılım Bankacılığıyla İlgili Problemlerin Fıkhi Açıdan Değerlendirilmesi" başlığıyla İstanbul'da düzenlenen "Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı"na katıldı.
İslam Araştırmaları Merkezi Dr. Tayyar Altıkulaç Konferans Salonu'ndaki toplantının açılışında konuşan Erbaş, dünyanın zor ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğini, hayatı dünyadan ibaret gören materyalist bir anlayışın egemen olduğu modern çağın, insanlığın siyasi, iktisadi, hukuki ve ahlaki alanlarda devasa sorunlarla karşı karşıya kaldığı bir döneme tekabül ettiğini anlattı.
Küresel seçkinci güçlerin doymak bilmeyen ihtiraslarının, dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun açlığa ve yoksulluğa mahkum kalmasına sebep olduğuna dikkati çeken Erbaş, savaşların, işgallerin ve katliamların, bütün insanlığa hayatı adeta zindan ettiğini kaydetti.
Erbaş, bugün emeği yok sayan sermaye odaklı mevcut iktisadi sistemin yol açtığı ekonomik sorunların, insanlığın temel meselelerinden biri haline geldiğine işaret ederek, "Dünyadaki yoksulluğun sebebi, kaynak yetersizliği, iklim ya da coğrafya değildir. Gerçek nedenler, gelir dağılımında yaşanan dengesizliktir. Alın teri, emek ve hakça paylaşıma dayanmayan bir küresel hegemonyanın dünyayı kuşatmasıdır. Bu durumdan maalesef en fazla İslam coğrafyası etkilenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
– "İslam'ın hakikatlerine uygun bir finans sisteminin oluşum süreci başlamıştır"
İslam'ın iktisada dair prensip ve ilkelerinin, hiçbir ayırım yapmaksızın herkese fırsat eşitliği sağlayarak sosyo-ekonomik adaleti temin ettiğini belirten Erbaş, şunları aktardı:
"İslam, faiz, haksız kazanç, aldatma gibi menfi durumların önünü tıkamış ve sadaka üst başlığı altında toplanan zekat, öşür, karz-ı hasen, miras gibi araçlarla kişisel gelir ve servet eşitsizliklerini ortadan kaldırmayı hedeflemiştir. Fakat İslam'ın öngördüğü bu ideal sistem, maalesef bugün tam manasıyla işletilememekte ve neticede bireysel ve toplumsal birçok travma meydana gelmektedir. Bu bahsettiğim sistem bihakkın işletilmiş olsa, insanlığın en temel sorunlarından olan ekonomik eşitsizlik azalacak ve adalet sağlanacaktır. Daha da önemlisi, toplumda karşılıklı güven, barış, refah ve gelişmeye dayalı bir istikrar ve sosyal bütünlük gerçekleşecektir. Bu gerçekleşince de doğal olarak barış ve huzur ortamı topluma hakim olacaktır."
Erbaş, servet birikiminin ülke kalkınmasında vazgeçilmez bir unsur olmasının Müslüman iktisatçıları, İslam'ın genel ilke ve prensiplerine uygun bir alternatif aramaya ittiğini belirterek, "Böylelikle İslam'ın hakikatlerine uygun bir finans sisteminin oluşum süreci başlamıştır. Bugün katılım bankacılığı olarak ifade edilen bu sistemle esasen İslam'ın iktisat ve ticaret prensipleri doğrultusunda dengeli bir gelir dağılımının sağlanması hedeflenmiştir." ifadelerini kulandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, İslam Araştırmaları Merkezi, üniversiteler ve katılım finans kurumlarından yöneticilerin katıldığı toplantıda, alan uzmanları tarafından iki gün boyunca konu farklı açılardan detaylı bir şekilde ele alınacak.