BURSA (AA) – SİNAN BALCIKOCA – Bursa'da 3 kuşaktır semer üreten ailenin son temsilcisi Kemal Yorutgan, 78 yılı geride bıraktığı mesleğine veda etmeye hazırlanıyor.
Bursa'nın tarihi hanlarından Aralıkhan'daki 20 metrekarelik dükkanında semer üreten 90 yaşındaki Yorutgan, ailesinin 200 yılı aşkın süredir sürdürdüğü mesleğinde son günlerini yaşıyor.
Uludağ'ın Kestel ilçesi yamaçlarındaki köylülerden temin ettiği semer iskeletini önce keçeyle daha sonra deriyle kaplayıp arasını kamışla doldurarak üretim yapan Kemal Yorutgan, gelişen teknolojiye inat mesleğini bugünlere kadar devam ettirdi.
Yorutgan, ömrünü verdiği mesleğinde semere olan ilginin iyice azalmasıyla ellerindeki son malzemeleri de semere dönüştürüp bundan sonra üretim yapmamayı düşünüyor. Yaklaşık 1,5 yıl önce eşini kaybeden Yorutgan, son dönemde yalnızlığını paylaştığı dükkanına hüzünle bakıyor.
Kemal Yorutgan, AA muhabirine 1933 yılında Bursa'nın Muradiye Mahallesi'nde doğduğunu söyledi.
İlkokulu 1945 yılında bitirdikten sonra babasının yanında semerciliğe başladığını dile getiren Yorutgan, "78 seneden beri bu minderdeyim. Benden önce babam, babamdan evvel dedem bu işi yapmış. Ben üçüncü kuşağım. Ben de artık uzatmaları oynuyorum. Talep de yok, gittiği yere kadar gidecek artık." dedi.
Yorutgan, bu mesleğin önceden rağbet gördüğünü vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Semercilik çok geçerli bir meslekti. Her şey eşekle, beygirle oluyordu. Dağlarda yollar yoktu. Kaç tane semerci vardı. Semer yapmaya yetişemiyorlardı. Yanlarında çok sayıda da kalfa ve çırak vardı. Hepsi mazi oldu. Bursa'da 50'ye yakın semerci vardı. O zaman köylüler hep eşek, beygir kullanırdı. Şimdi Bursa'da semer üreticisi bir ben kaldım."
– "Bundan sonra vaktimi nasıl geçireceğim, onu düşünüyorum"
Semer üretimi için önce "sal" ismini verdikleri ahşap iskelete ihtiyaç duyulduğunu belirten Yorutgan, "İçini doldurup keçesini, derisini çekiyoruz. Müşteriye beğendiriyoruz. Müşteri de alıp gidiyordu. Geçmişte bir günde iki tane yapardım. Şimdi haftada bir anca semer üretebiliyorum. Arada bir yolunu şaşırıp semer için gelenler oluyor." ifadesini kullandı.
Yorutgan, eşini 1,5 yıl önce kaybettiğini anlatarak, şunları kaydetti:
"Onun üzüntüsü halen bitmedi. Gittiği yere kadar gidiyoruz. Benim buradan başka gidecek yerim de yok. Kahvehane kültürüm yok. Mecbur buraya geliyorum. Mesleğin son temsilcisiyim, üzüntü var tabi. Bir taraftan da bundan sonra vaktimi nasıl geçireceğim, onu düşünüyorum. Eve gidiyorum yalnızım. Haftada bir gün kızım geliyor, yemeğimi, temizliğimi yapıyor. Her sabah aynı saatte evden çıkıyorum. Akşamüstü de eve gidiyorum. İşte bu malzemeleri bitirdikten sonra semer yapmamayı düşünüyorum. Allah ne gösterecek bakalım. İnşallah iyi olur. Kimisi 'burayı kiraya ver', kimisi de 'sat' diyor. Burası da olmasa benim gidecek yerim yok. Muallakta kalacağım. Böyle geçip gideceğim herhalde."
Dedesi ve babasının da Bursa'nın tanınan semercilerinden olduğunu belirten Yorutgan, "Eskiden semerciler hem çok zengin olurlardı hem de tanınırlardı. Güzel ustalar vardı. Ben bu işten iki kız bir oğlan yetiştirdim." dedi.
Yorutgan, meslek hayatı boyunca 3 kez dükkan değiştirdiğini ifade ederek, son 20 yıldır Aralıkhan'daki dükkanında çalıştığını sözlerine ekledi.