VAN (AA) – MESUT VAROL – Son yıllarda yağışların azalması ve aşırı buharlaşma nedeniyle Van Gölü'nde yaşanan çekilme, ilkbaharda etkili olan yağışlara rağmen devam ediyor.
Edremit, Gevaş, Erciş, Muradiye ile Bitlis'in Tatvan ilçelerindeki kıyılarda daha önce su altında olan mikrobiyalitler ile birçok yapının gün yüzüne çıktığı gölde, kışın beklenen yağışların gerçekleşmemesi, su seviyesinde yaşanan düşüşü artırdı.
Kıyı bölgelerde çekilen dron görüntüleri, hem mevsimlerin değişken yüzünü hem de çekilmenin boyutlarını ortaya koydu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, AA muhabirine, küresel ısınma nedeniyle iklimin sürekli değiştiğini ve artık kriz boyutuna geldiğini söyledi.
Neredeyse her yıl, bir önceki yılı arar hale gelindiğine dikkati çeken Alaeddinoğlu, "Bu günler, gerçek anlamda iklim krizinin sonuçlarını gördüğümüz yıllar değil. Dolayısıyla hem içinde bulunduğumuz havza hem Türkiye hem de bütün dünya için önümüzde 2030 ve sonrası senaryoları çok daha ağır olacak. İklim krizi boyutu artarak devam edecek. İnsan yaşamını, bütün ekolojiyi ve doğal sistemin tamamını derinden etkileyecek bir sürece hızla ilerliyoruz. " dedi.
İklim krizinden büyük yaraların alınacağını ve bu nedenle erken önlem alınması gerektiğini vurgulayan Alaeddinoğlu, şöyle devam etti:
"Küresel ısınma geçici bir şey değil. Çok uzun sürecek ve ritmini artırarak devam edecek. Son yıllarda Türkiye'de iklim büyük ölçüde değişti. Hem yağışların hem karın yerde kalma süresinin hem de yağışın şeklinin değiştiğini görüyoruz. Yağışların azalması, yağışta değişmeler başta Van Gölü olmak üzere bir çok gölde geri çekilmelerle kendini gösterdi. Havzada neredeyse üç hafta baharın daha erken geldiğini söyleyebiliriz. Bu da şunu gösteriyor, kış ayları giderek daralıyor, azalıyor. Bahar ve yaz ayları artık uzayacak. Bu da bünyesinde birçok gölü barındıran Van Gölü Havzası için çok ciddi bir tehdit. Sadece göller için değil hayvancılık ve birçok tarımsal faaliyet için de tehdit. Sıcaklıklardaki artışlar, sel felaketleri gibi ekstrem olayları sıklıkla görmemize neden olacak. Bu da hayatı daha da olumsuz etkileyecek. Şehirlerin altyapısının bu yeni duruma hazır olup olmadığını gündeme getirecek."
– "Her yıl Van Gölü'nün biraz daha küçüldüğüne üzülerek tanıklık edeceğiz"
Alaeddinoğlu, Van Gölü'nde son 20-25 yıldır sıcaklığın düzenli bir şekilde arttığını ve yağış oranının da düştüğünü ifade etti. İklim değişikliğinin, insanların hayatına yeni normaller katacağına işaret eden Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:
"Van Gölü'nde bir önceki yıl yaz aylarının sonlarına doğru gördüğümüz manzarayı şimdi ilkbaharda görüyoruz. Muhtemelen sonbaharda buharlaşmanın maksimum düzeye çıktığı, çok daha fazla bir alanın su kaybına ve toprak alanına dönüştüğüne tanıklık edeceğiz. Yani her yıl Van Gölü'nün biraz daha küçüldüğüne, üzülerek tanıklık edeceğiz. Van Gölü'ndeki bu seviye düşmesi, şüphesiz beraberinde göle dökülen akarsuların göle döküldüğü noktalarda çok ciddi sorunlara neden olacak. Balıkların göçü zorlaşacak. Küçük göletler ortadan kaybolacak. Balıklar belki de o adaptasyonu yaşamadan yukarılara çıkmak zorunda kalacak. Bu durum inci kefalinin popülasyonunu olumsuz etkileyecek. Muhtemelen balık göçü önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde zarar görecek."