ANKARA (AA) – Ankara 2 No’lu Baro Yönetim Kurulu, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi kararını desteklediklerini bildirdi.
Ankara 2 No’lu Baro Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, 20 Ekim 2024’te yapılan seçimde İstanbul Barosu Başkanı seçilen İbrahim Kaboğlu’nun Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili açıklamalar yaptığı, baronun, Suriye’de Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in öldürülmesinden TSK’yı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni sorumlu tuttuğu ve bu gelişmeler üzerine baro hakkında “terör soruşturması” başlatıldığı anımsatıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı davanameyle açılan davada, İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bugün yapılan duruşmada kararını açıklayarak, baro yönetiminin görevden alınmasına karar verdiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Mahkeme kararını destekliyoruz. İstanbul Barosuna kayıtlı yaklaşık 65 bin avukatın yüzde 10’u bile etmeyen oy ile seçilip başkan ve yönetime gelen kişilerin, İstanbul Barosu olarak tüm baroyu temsil ettikleri düşünülemez. Hayretle takip edilen sinir bozucu bu durumlar, İstanbul Barosu’nda ne ilk ne de sondur. İstanbul Barosu, görev şehidimiz Savcı Mehmet Selim Kiraz, DHKP-C militanları tarafından şehit edildiğinde, katillerin savunuculuğunu yapmamış mıydı? Posterler asarak meydan okumamış mıydı?”
– “TBB’nin açıklamasını kabul etmemiz mümkün değil”
Türkiye Barolar Birliğinin (TBB) “baroların suça iştirakini önleyici tedbirleri neden almadığı”, “suç işleyen barolar hakkında neden işlem tesis etmediği” sorularının yöneltildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
“TBB tarafından 20 Mart 2025 tarihli açıklamayı kabul etmemiz mümkün değildir. İstanbul Barosu ve yöneticileri hakkında verilen karar, hiç kimse kusura bakmasın ki, meydanı boş zannedenlere devletin kendisini hatırlatmasıdır, hafızaların yerine gelmesine yardımdır. Herkes haddini bilmelidir. Nereye, hangi makama seçildiğimizin önemi yoktur. Kimse devletten ve hukuktan üstün değildir, kimsenin dokunulmazlığı, yargılanamazlığı yoktur. Seçildiğimiz makamlarda mesleğimizin sorunlarına çözüm üretmek, adaletin tesisi için var gücünüzle çalışmak gerekir.”
– “Herkesi sükunete ve aklıselime davet ediyoruz”
İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarını sekteye uğratma çabalarının, “Türkiye’nin iç barış ve huzur ortamını bozmaya kalkışmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, yasa ve Anayasa’ya meydan okumak” anlamına geldiği belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Hukuki meseleleri, sivil darbe iddiası ile sekteleme gayreti, halkı sokağa davet etme girişimi, devletin egemenlik vasfına, hukuk ve demokrasi güvenliğine aleni bir saldırıdır. Bu saldırılar karşısında devletimizin sonuna kadar yanında duruş göstereceğimizi herkesin bilmesinde çok ciddi yarar olacaktır. Herkesi sükunete ve aklıselime davet ediyoruz. Ramazan ayının manevi huzurunda, Terörsüz Türkiye hedefi, Nevruz Bayramı ile bütünleşip beşeri cevher olan Türk milleti olarak, tek yürek halinde geleceğimize ve geçmişin kutlu emanetlerine ortaklaşa sahip çıkmalıyız.”
