KAHRAMANMARAŞ (AA) – Kahramanmaraş'ta 380 dekarlık lavanta tarlasına kurulan ve arıların doğal ortamları ile bal üretim aşamalarının gözlemlenebildiği arı evi, ağır hasarın yaşandığı ilçede ayakta kaldı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerden etkilenen Afşin ilçesinde yaraların sarılması için çalışmalar yoğun şekilde sürüyor.
Afşin Belediyesi ile Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde yürütülen proje kapsamında Beyceğiz Mahallesi kırsalında oluşturulan lavanta tarlasındaki arı evinde ise depremde hasar oluşmadı.
İlçede hayatın normale dönmeye başlamasıyla, bir kısmı cam olan ve dış yüzeyi boyanan 25 kovanın yerleştirildiği evde, ziyaretçiler ve görevli personel, arıların verimliliğini, doğal ortamlarını ve bal üretim aşamasını kovanların kapaklarını açarak gözlemleyebiliyor.
Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven, AA muhabirine, amaçlarının lavanta tarlalarıyla turizm alanında atağa geçirdikleri ilçeyi, arı evi projesiyle de dünyaya tanıtmak olduğunu söyledi.
Güven, arı eviyle bir taraftan Api turizm noktasında Afşin’in söz sahibi olmasını amaçladıklarını anlatarak, diğer taraftan da Binboğa dağlarının eteklerinde bin 200 arıcının sağlıklı ve doğal ürünlerini markalı pazarlamayı hedeflediklerini söyledi.
İlçelerinin de depremden etkilendiğini belirten Güven,"Deprem elbette arı evimizi de etkiledi. Stres ya da salkımın bozulması nedeniyle 5 kolonimizi kaybettik. Onları tamamlıyoruz. Diğer koloniler çok şükür sağlıklı. Arı evimizde herhangi bir şey yok. Ahşap bir yapı. Hemen yan tarafımızda inşaatı devam eden arı müzesi ve kafeteryamız var. O da ilginç bir yapı. Bu büyüklükteki Türkiye’nin ilk demo yapısı. Arı müzemizi de inşallah bu yıl hayata geçireceğiz. Api turizm kapsamında tur bağlantıları yapılmıştı. Depremden sonra bir şeyler değişti ama tekrar hızla normale dönüyoruz. O turlarımızı da burada ağırlamak istiyoruz." dedi.
Api turizm kapsamında geçen yıl Türkiye’de ilk defa bölgeye turlar başladığını hatırlatan Güven, bölgeye yerli ve yabancı turistlerin de gelmesiyle çiftçi ve esnaflara katkı sunacaklarını kaydetti.
Amaçlarının bölgenin tarihi ve doğal güzelliklerini de tanıtmak olduğuna işaret eden Güven, şunları söyledi:
"Burada olan doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel mirasımızı tüm insanlarla paylaşmak istiyoruz. Arı evi o amaçla yaptığımız zincir projelerden bir tanesiydi. 380 dönümlük dünyanın en büyük tek parça lavanta ve kekik arazisi üzerinde bir taraftan arıcılık yapılıyor bir taraftan lavanta, bir taraftan kekik üretiyoruz. Bunları çiftçimize tanıtıyoruz. Ekim yapmalarını sağlıyor, ürünlerini pazarlamalarına yardım ediyoruz. Kendi yaptığımız marka ile kozmetik ürünlerimizi pazarlıyoruz. O konuda da ruhsatlarımızı aldık, markamızı tescil ettirdik. İki yıldır ürünlerimiz piyasada. Geçen yıl da firmalar aracılığıyla yurt dışına ihracatımızı gerçekleştirdik. Amacımız kendi ihracatımızı, kendi bünyemizde yapabilmek. Bunda da iyi bir noktaya geldik. Yaralarımızı sarıp tekrar yolumuza devam ediyoruz."
Bölgede özellikle haziran ve temmuz sonlarına kadar kalabalık bir ziyaretçi ağırladıklarını anlatan Güven, özellikle arı evi ve lavanta alanını görmek isteyen yurdun dört bir tarafından gelen ziyaretçiler bulunduğuna dikkati çekti.
Güven, ziyaretçilerin özellikle gün batımında bölgeye gelerek o anı ölümsüzleştirdiklerini ifade etti.
Arı evinde üretilen balların her aşamasında Hacettepe Üniversitesinin koyduğu kuralların geçerli olduğunu belirten Güven, baldan çıkan analiz sonuçlarının kendilerini memnun ettiğini, bir balın lavanta balı sayılması için yüzde 8 miktarında lavanta nektarı içermesi gerektiğini, kendi ballarında bu oranın yüzde 48 çıktığını söyledi.