ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve 15 Temmuz gazisi Turgut Aslan, "Gazilik, vatanın bekası için yüksek bir payedir. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve kahramanlarımızın yakınları yüce Türk milletinin ebedi emanetleridir." dedi.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri (CTE) Genel Müdürlüğünce, Ankara Eğitim Merkezi'nde "19 Eylül Gaziler Günü'nde Gaziler Konuşuyor" etkinliği düzenlendi.
Etkinliğe, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve 15 Temmuz gazisi Turgut Aslan, CTE Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, gaziler ve CTE Genel Müdürlüğü personeli katıldı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı olan ve darbeciler tarafından başından vurularak yaralanan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Aslan, konuşmasında, 1921'de Sakarya Meydan Muharebesi'nde zaferin kazanılmasının sonrasında 19 Eylül'de Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e "Gazi" unvanının verildiğini anımsattı.
Gazilerin, bayrağın vücut bulmuş hali olduğunu, Türkiye Cumhuriyetinin güçlü temeller üzerine ayakta durmasını sağladıklarını kaydeden Aslan, şöyle devam etti:
"Gazilik, vatanın bekası için yüksek bir payedir. Şehitlerimiz, gazilerimiz ve kahramanlarımızın yakınları yüce Türk milletinin ebedi emanetleridir. Milletimiz tüm imkanlarıyla onların yanındadır. Bize bu cennet vatanı yurt edinen atalarımızı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi minnetle, şükranla anıyor, hayatta olan gazilerimize huzurlu ve sağlıklı ömürler diliyorum."
– "Bizlere düşen onların emanetleriyle yakından ilgilenmektir"
Etkinlikte konuşan CTE Genel Müdürü Yıldırım, Türk milletinin bu coğrafyada çok bedeller ödediğini, bu uğurda çok sayıda şehit ve gazi verildiğini bildirdi.
Türkiye'nin son yıllarda teröre karşı mücadele verdiğini, 15 Temmuz darbe girişiminde de yönetilemez hale getirilmeye çalışıldığını aktaran Yıldırım, "Şehitlik ya da gazilik Allah'ın tesadüfen lütfettiği kavramlar değildir, bu bir nasip meselesidir. Bizlere düşen onların emanetleriyle yakından ilgilenmektir." diye konuştu.
Etkinlikte Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bilge Gürs, 15 Temmuz darbe girişiminde eşinin ve babasının şehit olduğunu anlattı. Gürs, "Yenilmedik, eğilmedik, vatanımızı kimseye teslim etmeyeceğiz." dedi.
– "Ölümümün yüz binlerce insanın canını kurtaracağını düşündüm"
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında tankın önüne yatarak darbecilere engel olmaya çalışırken gazi olan Metin Doğan, o gün olayları televizyonda gördükten sonra Atatürk Havalimanı'na gitmeye karar verdiğini aktardı.
Doğan, "Tankların paletleri altında birinin ezildiğini insanlar görürse, dışarı çıkarlar diye düşündüm. Buna karar verdiğim anda bu kişi ben olmak istedim. Şehit olmayı hiçbir zaman düşünmemiştim, aklıma da gelmemişti. Ben hayatı yaşamayı o kadar çok seviyorum ki sadece orada benim ölümümün yüz binlerce insanın canını kurtaracağını düşündüğüm için bu eylemi yapmaya karar verdim." diye konuştu.
Atatürk Havalimanı'nda askerlerin havaya ateş açması üzerine tankın üzerine gitmeye başladığını belirten Doğan, sonrasında da tankın önüne yattığını, darbecilere, "Ben Türk askeriyim, siz kimin askerisiniz?" diye bağırdığını anlattı.
Tankın 66 ton olduğunu daha sonra öğrendiğini belirten Doğan, kahramanlık gibi niyetinin olmadığını, yüzde yüz ölmeye yönelik eyleminin ardından insanların daha cesaretlenmiş halde darbecilere karşı durduğunu bildirdi.
Güneydoğu Gazisi Şahin Koçer, terör olaylarının en yoğun olduğu dönemlerden 1992-1993'te Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde polis memuru olarak görevli olduğunu belirtti.
Terörle mücadele konusunda kamu görevlilerinin ya canla ya da kanla bedel ödediğini, son olarak 15 Temmuz'da bedel ödendiğini kaydeden Koçer, "Biz bu vatanı terk etmeyeceğiz, bu vatan bizimdir. Bu vatan için canımızı, bedenimizi ortaya koyduk, koymaya da devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
