TUNUS (AA) – MEHMET AKİF TURAN – Tunus’ta kış aylarında sıcaklığın mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi ve kuraklık, su kaynaklarının azalması endişelerini de beraberinde getirdi.
Her yıl eylül ayından itibaren yağışlı havanın etkisine giren Tunus’ta, bu yıl ocak ayının ortalarına gelinmesine rağmen yağışların çok düşük seviyede kalması ülke genelindeki barajlardaki doluluk oranını olumsuz etkiledi.
Bu kapsamda, Tunuslu yetkililer, başkent Tunus’un 100 kilometre batısında yer alan ülkenin en büyük barajı Testur Sidi Salim'in doluluk oranının yüzde 15’te kaldığını açıkladı.
AA ekibi, aralarında Cenduba vilayetindeki Tunus’un en eski barajı Beni Matir'ın da yer aldığı, Beca vilayetindeki Sidi el-Burak Barajı, Kayravan vilayetindeki Nebhana Barajı ile yine Cenduba’da bulunan Buherteme Barajı'nı yerinde görüntüledi.
Doluluk oranlarının düşük olduğu açıkça görülen barajların etrafında yer alan arazilerin ise susuzluktan çatlamış olması ülkedeki kuraklık tehlikesini gözler önüne seriyor.
– "Kuraklık krizi için acil eylem planı oluşturulmalı"
İklim değişikliği uzmanı Çevre Mühendisi Hamdi Haşad, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Tunus, küresel ısınmadan kaynaklı yağış miktarının azalmasından dolayı bu yıl önemli bir su krizi yaşıyor. Şu ana kadar barajların doluluk oranının yüzde 27 civarlarına ulaştığı tahmin ediliyor. Önceki yıllara göre çok düşük seviyede kalan barajların doluluk oranı ülkedeki su dengesini önemli ölçüde etkileyecek." değerlendirmesinde bulundu.
Kuraklıktan dolayı tarıma bağlı ticari faaliyetlerin de tehdit altında olduğuna dikkati çeken Haşad şunları aktardı:
"Tarım Bakanlığına bağlı bazı yerel kurumlar, çiftçilerin sulama gerektirmeyen bitkileri kullanmasını zorunlu kılan tebliğler yayımladı. Kuraklıktan dolayı tarımda yeterli ürün alınamadığı için birçok sektör bu durumdan etkileniyor. Hükümet ciddi bir sorun olan kuraklıkla başa çıkmak için gerekli tedbirleri almadı. Bu yüzden hükümet bir an önce kapsamlı bir çalışma ile kuraklık krizi için acil eylem planı oluşturmalı."
– "Su, ekonomi ve sosyal istikrar anlamına geliyor"
Tunus’un önemli gelir kaynaklarının başında tarım sektörünün yer aldığını hatırlatan Haşad, "Tunus tarım ülkesi, bu yüzden kuraklık ihracatın düşmesine neden oluyor. İhracatın düşmesiyle derinleşen ekonomik kriz, sosyal patlamalara zemin hazırlıyor. Su, ekonomi ve sosyal istikrar anlamına geliyor. Bu yüzden suyun azalması bizi çok ciddi sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya getirebilir." diye konuştu.
Tunuslu mühendis, su krizinin nisan ayına kadar yeterli yağışların alınması durumunda hafifleyeceğini umduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Ülke genelinde 50 bin kilometrenin üzerinde su şebekesi hattı var, su israfının önüne geçmek için yer altı ve yer üstü su şebekesinin düzenli bakımlarının yapılması gerekiyor. Ayrıca son yıllarda özel havuzların sayısı ve önemli miktarda su tüketen süs bitkilerinin kullanımı arttı. Devletin vergiler veya yeni mevzuatlar ile bu düzensiz su tüketiminin önüne geçmesi su kaynaklarının korunmasına katkı sağlayacaktır."
– "Önceliğimiz içme suyunu sağlamak"
Tunus devlet televizyonuna açıklamada bulunan Tarım Bakanlığı Su İşleri Planlama Dairesi Genel Müdürü Hammadi el-Habib ise su krizinin yaşamı tehdit edebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Geçen yıl aralık ayı sonunda yapılan ölçümlere göre ülke genelinde yer alan irili ufaklı 36 barajın doluluk oranlarının ortalamasının yüzde 25,5 olduğu bilgisini kamuoyuyla paylaşan Habib, "Barajlardaki su seviyeleri çok düşük, baraj rezervlerindeki bu düşüşün en önemli sebebi dünyadaki iklim değişikliği ve son 3 yılda yaşanan kuraklık." ifadelerini kullandı.
Habib, önceliklerinin içme suyunun yeterli seviyede sağlanması olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Kuraklıktan dolayı en çok içme suyu temininde ve tarım ürünlerinin yetiştirilmesinde zorluklar yaşanıyor. Bu yüzden çiftçilerimizden su kaynaklarını dikkatli kullanmalarını, iklim değişikliklerinden etkilenmeyen ve fazla su gerektirmeyen mahsullere yönelmelerini istiyoruz."
Ulusal Meteoroloji Enstitüsü verilerine göre Kasım 2022 kışı, 1950 yılından bu yana yaşanan en sıcak kışların arasında üçüncü sırada yer aldı.