ANKARA (AA) – İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü Mevzuat ve Strateji Daire Başkanı Dr. Olcay Erkıral Tavas, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere tüm aile üyelerinin refah içerisinde, herhangi bir ihmal, istismar ya da şiddetle karşılaşmadan, kendilerini geliştirecekleri bir sosyal hayat kurulmasını sağlayacak politikaların geliştirilmesi ve hayata geçirilmesinin devletin ve her bir mülki idare amirinin en önemli ve öncelikli görevi olduğunu belirtti.
İçişleri Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler (BM) Nüfus Fonu tarafından 2019 yılında imzalanan protokol kapsamında insan hakları temelinde kadın ve çocuk hakları ihlallerinin engellenmesi amacıyla mülki idare amirlerine yönelik eğitimler veriliyor.
İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü Mevzuat ve Strateji Daire Başkanı ve proje sorumlusu olan Dr. Olcay Erkıral Tavas, Ankara Hilton Otel'de dün başlayan ve 4 gün sürecek eğitim hakkında AA muhabirine bilgi verdi.
Programın içeriğinde kaymakamların mesleki tecrübeleri, konunun sosyolojik, psikolojik, dini ve güvenlik, hukuksal anlamda incelenmesi ile aynı zamanda şiddetle mücadelede özellikle çocukların korunması ihmal ve istismarı bilgilerinin yer aldığını aktaran Tavas, şiddet sarmalını kırmak için aile içi iletişim, annelik ve babalık rolleri ile öfke kontrollerine yer vermeye çalıştıklarını söyledi.
Tüm disiplinleri, tüm paydaşları ve kaymakamların görüş ve önerilerini bu programda dinlemeyi arzu ettiklerini belirten Tavas, bu nedenle sahada yaşanan sorunları, çözüm önerilerini tecrübe etme şansına sahip devletin en güçlü halkası olarak gördükleri kaymakamlara ve onların eşlerine yönelik bu eğitimi planlamaya çalıştıklarını söyledi.
– Eğitimler 1 yıl içerisinde tamamlanacak
Proje kapsamında 1 yıl içerisinde tüm kaymakamlar ile talepte bulunan kaymakam eşlerinin bu eğitimden yararlanmasını arzu ettiklerini aktaran Tavas, verilen eğitimin interaktif olarak gerçekleştiğini söyledi.
"Kaymakamlarımızın sahada ürettikleri çözüm önerilerini, her bölgede yaşanan sorunları biz ilk elden dinleme fırsatı buluyoruz." diyen Tavas, bu mücadelenin çok yönlü bir yaklaşım, tüm paydaşların katılımı, samimi gayreti ve disiplinler arası bir çalışmayı ve özel stratejiler geliştirmeyi zorunlu kıldığını belirtti.
Tavas, "Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere tüm aile üyelerinin esenlik ve refah içerisinde, herhangi bir ihmal, istismar ya da şiddetle karşılaşmadan, kendilerini gerçekleştirebilecekleri ve geliştirecekleri bir sosyal hayat kurulmasını sağlayacak politikaların geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi, devletimizin ve her bir mülki idare amirinin en önemli ve öncelikli görevidir." diye konuştu.
Kadına yönelik şiddetin bir insanlık suçu, kültüre, inanca ve geleneğe tamamen aykırı olduğunu vurgulayan Tavas, bunun toplumun geleceği için bir tehdit unsuru olduğu bilinciyle, bu konuda samimi, gayretli ve sürekli yeni çözümler üreterek mücadeleye devam etme kararlılığında olduklarını belirtti.
– Kapsamlı bir bakış açısı sunmaya çalışıyoruz
BM Nüfus Fonu Program Koordinatörü Dr. Yasemin Kalaylıoğlu da 2019 yılında başladıkları yüz yüze eğitimlere, verilen pandemi arasının ardından devam ettiklerini anımsatarak, bütüncül bir yaklaşımla ilerlediklerini söyledi.
Kalaylıoğlu, yapılan etkinlik ile sosyolojik ve psikolojik değerlendirmelerin yanı sıra hukuki olarak neler yapıldığı, kadına şiddet ve çocuk hakları konusunda hangi kurumların ne gibi inisiyatifler aldığı, görev dağılımlarının nasıl olduğu ve koordinasyonun nasıl sağlandığı gibi konulara kapsamlı bir bakış açısı sunmaya çalıştıklarını kaydetti.
Eğitime katılanlardan sağladıkları geri bildirimlerin çok faydalı olduğunu vurgulayan Kalaylıoğlu, şöyle devam etti:
"Kadın ve erkeğin toplumsal rolleri, toplumsal annelik babalık rolleri nedirden başlayıp 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında neler yapılması gerekiyor? Mülki idare amirlerinin görev ve sorumlulukları ne olabilir? Sahada neler yapılabilir gibi temel sorulardan başlıyoruz. Buradan çıkan insanlar, aslında ilgili bakanlık ve kurumların neler yaptığına dair sahadaki faaliyetlerine dair çözüm önerilerine ilişkin çok fazla bilgi aktarımı yaşıyorlar. Bunun sonrasında tekrar görev yerlerine gittiklerinde böyle bir durumla tekrar karşılaştıklarında daha ilgili ve bu konuya dair daha fazla bilgi sahibi olmalarını arzu ediyoruz."
Diğer bakanlıklarla da konuyla ilgili çalıştıklarını anlatan Kalaylıoğlu, "Bütüncül yaklaşımı sağlamak için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünden de ilgili eğitmenlerimiz geliyor. Aynı zamanda sivil toplum örgütlerinden katılımcılarımız oluyor. Dolayısıyla farklı katmanlardan ne gibi çalışmalar yapıldığını çok taraflı bir şekilde sunmaya çalışıyoruz." dedi.
Bu eğitime katılanların sadece İçişleri Bakanlığının görev ve sorumluluklarını değil diğer bakanlıkların neler yaptığı hakkında da bilgi sahibi olduğunu söyleyen Kalaylıoğlu, eğitime katılan kaymakamların, görev yerlerinde bir sorunla karşılaştıklarında ilgili bakanlık ve kurumlarla iletişime geçip hangi hizmetleri onlardan talep edebileceklerini öğrendiğini belirtti.
– "Amacımız bu milleti yeniden güçlü ve dirençli bir hale getirmek"
Eğitime katılan mülki idare amirlerinden Beşiktaş Kaymakamı Önder Bakan ise yaptığı değerlendirmede, çalışmanın amacının güçlü bir aile, güçlü bir toplum ve bunun sonucu olarak güçlü bir devlet, güçlü bir millet geleneğinden gelen bu milleti, yeniden güçlü ve dirençli bir hale getirmek olduğunu ifade etti.
Güçlü devlet ve milleti ayakta tutan temelin aile olduğunun altını çizen Bakan, "Bu iki kurumumuzun birlikte organize ettiği çalışmanın neticesinde ülkemizdeki kadına yönelik şiddetin, çocuk istismarının daha minimal seviyelere indirerek toplumu daha güçlü kılmanın temel taşlarını dokuyoruz." diye konuştu.
Eğitime katılan kaymakamların kendi bölgesindeki tecrübelerini paylaştığını anlatan Bakan, şunları kaydetti:
"Süreçlerinin yönetimi konusunda karşılıklı fikir alış verişinde bulunuyoruz. Bunun sonucu olarak hepimizin istediği, arzu ettiği güçlü toplumu oluşturmak gibi bir derdimiz var. Bu derdimizi inşallah buradan aldığımız tecrübelerle, birikimlerle sahada uygulamaya çalışacağız. Kadına, yaşlıya, çocuğa ya da insanların birbirine yönelik şiddeti, biz bu işin sonucu olarak görüyoruz. Çıkan bir sonuçtur bu. Bunun öncesindeki süreçleri, önleyici süreçleri yönetmenin gayreti içerisinde buradayız. Buradan aldıklarımızı, gittiğimiz görev yerlerinde uygulamaya gayret edeceğiz."