ANTALYA (AA) – Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıları değerlendirirken "Müslümanları ırkçı saldırıların hedefi haline getiren çirkin provokasyonların önü alınmazsa daha vahim sorunlara sebep olması kaçınılmazdır." dedi.
Antalya'daki Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Eğitim ve Sosyal Tesisi'nde 4 gün süren "42. İl Müftüleri İstişare Toplantısı"nın kapanışında sonuç bildirgesi paylaşıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, burada yaptığı konuşmada, son zamanlarda bazı Batılı ülkelerde Müslümanlara yönelik kin ve nefret temelli düşmanca davranışların gittikçe yaygınlaştığını söyledi.
İnanca saygıyı, ahlakı ve hukuku hiçe sayan bu davranışları "pervasız tavır" olarak niteleyen Erbaş, bunun açık bir hak ihlali ve insanlık suçu olduğuna dikkati çekti.
Erbaş, "Bu menfur eylemlerin, birtakım yöneticiler tarafından himaye edilmesi ikiyüzlülüğün ve bilinçaltındaki İslam düşmanlığının dışavurumundan başka bir şey değil." diye konuştu.
Düşmanca tutum ve davranışları kınadığını belirten Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Müslümanları ırkçı saldırıların hedefi haline getiren çirkin provokasyonların önü alınmazsa daha vahim sorunlara sebep olması kaçınılmazdır. Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak, yüce dinimiz İslam'ın kutsal değerlerine karşı yapılan insanlık dışı tavır ve davranışları bir kez daha lanetliyoruz. İnsani değerleri ve ahlaki erdemleri hiçe sayarak İslam ve Müslüman düşmanlığını alışkanlık haline getiren hastalıklı zihniyetlerle hukuk çerçevesinde, en güçlü şekilde mücadeleye devam edilecektir. Yüce Allah'ın bütün insanları dünyada huzura, ahirette kurtuluşa eriştirmek için indirdiği Kur'an-ı Kerim, getirdiği evrensel ilkelerle beşeriyeti kucaklayan, hakikat arayışında insanlığa yol gösteren ve onları karanlıklardan aydınlığa çıkaran ilahi bir kılavuzdur. Bu sonsuz rahmet kaynağı, elbette kıyamete kadar Rabb'imizin koruması altındadır. Bununla birlikte onun sahiplenilmesi, okunması, anlaşılması, hayat veren ilkelerinin, hak ve adalet anlayışının, sevgi ve barış yüklü mesajlarının hayata taşınması, Müslümanlar için imanın gereği ve bir kulluk görevidir."
Kur'an ve İslam hakkında Batılı toplumları esir alan önyargıların bertaraf edilmesi yönünde gayret göstermenin Müslümanlar için ihmal edilemez bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığınca 50'yi aşkın dil ve lehçede başta Kur'an-ı Kerim meali olmak üzere İslam'ı tanıtan eserler basıldığını, bunların da dünyanın her yerinde dağıtıldığını ve dijital platformlardan paylaşıldığını bildirdi.
– "Milletimiz dini konularda başkanlığımızı takip ediyor"
Uluslararası ittifakların öne çıktığı bir dönemin yaşandığını ifade eden Erbaş, dünyadaki tüm Müslümanların da maruz kaldıkları fiili, siyasi, kültürel, iktisadi meydan okumalara ve İslam düşmanlığı gibi küresel tehlikelere gerektiği gibi karşı durabilmek için birlikte hareket etmesinin elzem olduğunu vurguladı.
Son dönemlerde özellikle dijital medya mecralarında İslam inanç ve değerleriyle ilgili, yetkin olmayan kişi ve örgütler tarafından yanlı tutum ve yanlış bilgilerle yapılan gelişigüzel yayınlar ve içeriklerin dikkati çektiğini belirten Erbaş, şöyle devam etti:
"Bilhassa genç nesillerin ruh ve zihin dünyasını tahrip eden, millet ve medeniyet aidiyetlerini yıpratan bu durum karşısında Din İşleri Yüksek Kurulumuz, Kur'an ve sünnetin izinde, zamanın ruhunu doğru okuyarak güncel bir dil ve açık bir üslupla İslam'ın rahmet mesajlarını, gençlerimize ulaştırmak için çalışmaktadır. Bununla birlikte inanç karşıtı akımlar ve inkarcı ideolojiler başta olmak üzere yüce dinimiz İslam aleyhinde öne sürülen iddiaları takip ederek gerekli cevapları ortaya koymaktadır. Ayrıca İslam'ın temel kaynakları doğrultusunda zengin ilmi müktesebatımızı dikkate alan ve çağın değişen şartlarını göz önünde bulunduran bir yaklaşımla fetva hizmetlerini de yerine getirmeye devam etmektedir. Milletimizin dini konularda başkanlığımızı takip ve tercih etmesi, memnuniyet vericidir."
Değişen şartların ve gelişen imkanların cami inşasında dikkate alınmasını zorunlu kıldığına işaret eden Erbaş, mevcut camilerin fiziki durumunun da bu gelişmelerin ışığında yeniden düzenlenmesi gerektiğini aktardı. Erbaş, şunları kaydetti:
"Camilerimizin kadın, çocuk, engelli, yaşlı bireylerin de rahat ve huzur içinde ibadetlerini yapabileceği bir imkana sahip olması ve müştemilatının ihtiyaç doğrultusunda Kur'an kursu, aile ve dini rehberlik bürosu, kütüphane, gençlik merkezi, çocuk oyun alanı, sanat atölyesi, spor alanı, konferans salonu ve benzeri donatılarla zenginleştirilmesi gerekmektedir. Bunun için başkanlığımızca 'Cami Planlama ve Tasarım Kılavuzu' hazırlanmıştır. Ancak, söz konusu kılavuzda belirlenen usul ve esasların hayata geçirilmesi için hem güçlü bir bilinç ve duyarlılığa hem de camilerin ve dini mekanların inşa sürecine başkanlığımızı da dahil edecek hukuki düzenlemeye ihtiyaç vardır."
– "Hafızlık ve kuran kurslarına ilgi takdire şayan"
İslam'ın iman, ibadet, bilgi ve güzel ahlak merkezli değerlerinin bireysel ve toplumsal hayata taşınması noktasında Kur'an kurslarının özel bir yeri olduğunu aktaran Erbaş, şöyle konuştu:
"İnsanımızı sahih dini bilgiyle buluşturmak amacıyla ülkemizin her köşesinde hizmet veren Kur'an kurslarımız, vahyin rehberliği, sünnetin örnekliği ve medeniyetimizin evrensel değerleriyle bugünümüzün ve istikbalimizin inşasına katkı sunan güzide mekanlardır. Her yaşa ve mesaiye uygun şekilde düzenlenen programlarıyla Kur'an kurslarımız, her biri lisans mezunu, alanı ile ilgili gerekli formasyon eğitimini almış öğreticilerimiz tarafından milletimizi ve nesillerimizi Kur'an'ın tilavetiyle birlikte anlam derinliği, rehberliği ve hidayetiyle buluşturmaktadır. Bu minvalde milletimizin 4-6 yaş, hafızlık, ihtiyaç odaklı ve yaz Kur'an kurslarımıza gösterdiği teveccüh, takdire şayandır. Başkanlığımız, fiziki donanımından müfredatına, insan kaynağından ders materyaline kadar eğitim faaliyetlerimizin her açıdan geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve daha da yaygınlaştırılması için bütün imkan ve mensuplarıyla azami derecede gayret etmektedir."
Diyanet İşleri Başkanlığının önemli faaliyet alanlarından birisinin de hac ve umre hizmetleri olduğunu belirten Erbaş, vatandaşların bu ibadetlerini en güzel şekilde yerine getirmeleri için büyük bir çaba gösterdiklerini söyledi.
– "Dijital mecralarda hukuki ve ahlaki boşluk var"
Erbaş, sayıları milyarlarla ifade edilen internet kullanıcılarının, dijital araçlar vasıtasıyla okuduğunu, yazdığını, ticari işlemlerde bulunduğunu, sosyal medya üzerinden iletişim ve etkileşim sağladığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Yirminci asrın son çeyreğinden itibaren dünyada etkinliğini artıran dijitalleşme, fert ve toplum üzerinde etkileyici ve dönüştürücü yeni bir medya kültürü oluşturmuştur. Bilginin hızlı erişilebilir ve kolay paylaşılabilir olması bakımından pek çok imkan sunmasıyla birlikte dijital ortam, yanlış ve kurgusal bilgilere, yanıltma ve algı operasyonlarına açık olması hasebiyle de günümüzde en çok istismar edilen alan haline gelmiştir. Bu bağlamda din ve Diyanet ile ilgili konularda yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan veya önyargılı ve maksatlı kişilerin gerçek dışı gelişigüzel paylaşımları, üzücü olmanın yanı sıra bilhassa genç nesillerin din ve medeniyet tasavvurunda ciddi tahribata sebep olmaktadır. Esasen bütün kişi, konu ve kurumları ilgilendiren bu kontrolsüz ve kaotik durum, dijital mecralarda bilgi güvenliğinin sağlanması noktasında bir hukuki ve ahlaki boşluğa işaret etmektedir."
Erbaş, yaklaşan ramazan ayının en güzel şekilde ihya edilebilmesi için gerekli hazırlıklara başladıklarını da belirterek, "Ramazan vesilesiyle gerçekleştirilecek programların, yayınların ve etkinliklerin bu ayın manevi atmosferine, İslam'ın ruhuna, inanç, ibadet ve ahlak ilkelerine muvafık olması büyük önem arz etmektedir." diye konuştu.