ANKARA (AA) – Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Aşık Veysel Şatıroğlu'nun vefatının 50. yılı dolayısıyla hazırlanan "Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel" eserinin çok kıymetli olduğunu belirterek, "Eser sayesinde dünya Aşık Veysel'i daha da yakından tanıyacak. Çünkü o, bu ülkenin kültürel mirasıdır." dedi.
UNESCO'nun 2023 Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri arasına alınan Aşık Veysel'in vefatının 50. yılı nedeniyle Fotoğrafçı ve Aşık Veysel'in torunu Nazender Süzer Gökçe ile gazeteci Gürsel Gökçe'nin yayına hazırladığı, Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından Türkçe ve İngilizce olarak bastırılan "Basında ve Ustaların Objektifinden Aşık Veysel" kitabı ATO Binası'ndaki etkinlikte tanıtıldı.
Bakan Yardımcısı Yavuz, Aşık Veysel fotoğraflarından oluşan serginin açılışının da gerçekleştirildiği etkinlikte yaptığı konuşmada, serginin Başkent Kültür Yolu Festivali ile aynı anda gerçekleşmesinin güzel bir tesadüf olduğunu söyledi.
Bakanlık olarak Türkiye'nin kadim kültürünü gelecek nesillere aktarmanın hedefleri arasında yer aldığını belirten Yavuz, Aşık Veysel'in türküleriyle büyüme şansını yakalayan bir nesil olduklarını dile getirdi.
Yavuz, Aşık Veysel'in felsefesini artık dünyanın sahiplenmeye başladığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Gelecek yıl onun ölümünün 50. yıl dönümü… Bakanlığımız ve kıymetli milli komisyonumuzun girişimleriyle 2023 yılı Aşık Veysel yılı olarak kabul edildi. Bu yıla özel olarak büyük ozanı anlatan bir eser ortaya koymak gerekiyordu. Onu da sevgili torunları hazırladılar. Bu eser ve sergi 12 yıllık bir emeğin sonucu. Aşık Veysel'i dünyaya tanıtmak üzere eserin İngilizce hazırlanması da ayrıca kıymetli. Bu çok sevindirici ve gurur verici bir çalışma. Eser sayesinde dünya Aşık Veysel'i daha da yakından tanıyacak. Çünkü o, bu ülkenin kültürel mirasıdır."
– "Dostları olarak bir araya geldik O'nu hatırlıyoruz"
ATO Başkanı Gürsel Baran da Veysel'in, UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun girişimleriyle, yıl boyunca anılacağını söyledi.
ATO olarak eserin yayınlanmasına katkıda bulunduklarını dile getiren Baran, şu ifadeleri kullandı:
"Kitapta birçoğu daha önce yayınlanmamış olan çok kıymetli sanatçılarımız Ara Güler, Fikret Otyam, Ozan Sağdıç, Ergun Çağatay ile Anadolu Ajansı arşivi fotoğrafları yer alıyor. Bu fotoğrafların bir kısmını halihazırda sergide görebiliyoruz. Aşık Veysel'in vasiyetini yerine getiriyor ve bizzat kendi torunlarının elinden çıkmış, eşsiz bir eserle birlikte dostları olarak bir araya geldik O'nu hatırlıyoruz."
Aşıklık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan ozanın, yaşam felsefesi, insanlığı, dünyayı okuyuşu ve bunları sade dille ifade ettiği şiirleriyle tüm ülke tarafından sevilen bir kişi haline geldiğini anlatan Baran, ozanın hoşgörü, vatanseverlik ve sevgi mesajlarının, zamandan ve mekandan bağımsız evrensel değerler olarak topluma ışık tuttuğunu söyledi.
Baran, ATO olarak, ticari hayatın gelişimine ve ihracatı artırmaya yönelik çalışmalarının sosyal ve kültürel çalışmalarla destekleyerek üyelerinin, şehrin ve Türkiye'nin gelişimine katkı sunmaya gayret ettiklerini sözlerine ekledi.
– "Birlik ve beraberliğimiz için çok daha titiz davranmalıyız"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de kainatın var olmasının ve insanların yaratılmasının sebebinin muhabbet olduğunu belirterek, eğer muhabbet olmazsa insanların hırsı, egosu ve içlerinde sakladığı nefsin birlik ve beraberliği bozabileceğini anlattı.
Türkiye'nin kritik bir coğrafyada olmasından dolayı sıkıntılı günler yaşadığına dikkati çeken Özdebir, "Dünya siyasetinin gereği olarak etrafımız ateş çemberi. Dolayısıyla birlik ve beraberliğimiz için çok daha titiz davranmalıyız. Erenlerin hoşgörüsüyle bu dünyaya bakabilirsek yanlışlardan sıyrılarak bu kritik günlerde ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberliğimizi pekiştirebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
– "Dünyada iyilik ve güzellik için çalışanlar beni hatırlasın"
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz da Aşık Veysel'i UNESCO ile buluşturma süreçleri ve buna ilişkin kriterler hakkında bilgi verdi.
Veysel'in şiirlerinde dostluğa, barışa ve insanların diyaloğuna özendirici ifadeler yer aldığına işaret eden Oğuz, şunları kaydetti:
"Biz Aşık Veysel'i uluslararası toplumla buluşturalım dediğimizde Türkiye'nin yanı sıra Türkiye ile faaliyet gösteren pek çok ülke 'biz de varız' diyerek sürece katıldılar. Neticede 193 UNESCO üyesi devlet oy birliğiyle 2023 yılının Aşık Veysel'i anma yılı olmasını kabul etti. Şiirinde 'Dünya beni hatırlasın' demesi yeterliydi aslında. Demek ki 'dostlar' diye bahsettiğinin barışın, sevginin ve diyaloğun dostları olduğu anlaşılıyor. Dünyada iyilik ve güzellik için çalışanlar beni hatırlasın demek istemiş."
– "Onun aydınlık yolundan gitmek umarım bize de nasip olur"
Aşık Veysel'in torunu Nazender Süzer Gökçe de Aşık Veysel'in dostlarının, dedelerini unutmadığını ve bu kitap sayesinde hiç unutmayacaklarını söyledi.
Gökçe, Aşık Veysel'in vefatının 50. yılı olan 2023'ün, Öcal Oğuz'un desteği ve 193 üye ülkenin oy birliğiyle Aşık Veysel yılı ilan edildiğini anımsattı.
Albüm sayesinde görsel bir bellek oluşturduklarını belirten Gökçe, eserin Türkçe baskısının ATO, İngilizce baskısının ise ASO tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti. Gökçe, Almanya'da yaşayan ve Türkçe bilmeyen gençleri için de eseri Almanca olarak hazırlamayı hedeflediklerini dile getirdi.
Görme engelli kişilerin dedesini rol model aldığına dikkati çeken Gökçe, "Dedemin azmi ve başarısı onları heyecanlandırıyor. 'Biz de yapabiliriz, başarabiliriz' duygusuna yöneliyorlar, onları umutlandırıyor. Albümü Braille alfabesine çevirip görme engelli kütüphanelerine ulaştırmak, onlara hayat yolculuklarında rehber olmak istiyoruz. Ayrıca kitabı sesli kitap haline de getirerek yine görme engelli dostların onlara ulaşmasını istiyoruz." diye konuştu
Toplantının ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Gökçe, dedesinin sevgi dolu bir insan olduğuna dikkati çekti.
Kitapta yer vermedikleri bir anısını da paylaşan Gökçe, şunları anlattı:
"8 yaşıma kadar dedemle vakit geçirme imkanı buldum. Ben 7 yaşındayken dedem hasta yatağında yatıyordu. Genelde yanında birileri olurdu ancak o gün yanında kimsenin olmadığını görünce hemen yanına koştuk. 'Dede' diye seslendik. 'Yavrum' diye inleyerek doğruldu. 'Bize bir türkü söyler misin?' dedik. Hemen duvardaki sazını eline aldı ve bize birkaç kıta türkü söyledi. Sonra tekrar inleyerek sazını yerine astı. Ne kadar yüce gönüllü bir insan ki çocuğuz diye bizi başından savmadı ve dileğimizi yerine getirdi. Onun aydınlık yolundan gitmek umarım bize de nasip olur."