KOCAELİ (AA) – Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye'nin otomotiv sektöründe, dünyadaki en büyük 14 üreticiden biri olduğunu belirterek, "Ciddi bir üretim kapasitemiz var. Sektör pandemiye ve savaşa rağmen dalgalanmalar olsa dahi pozitif görünümünü sürdürüyor. İşte bu olumlu atmosferin de etkisiyle giderek büyüyecek olan elektrikli araç pazarından aslan payını almaya biz Türkiye olarak talibiz." dedi.
Gölcük ilçesinde bulunan Ford Otosan Kocaeli Fabrikaları'nda düzenlenen Türkiye'nin ve Ford'un Avrupa'daki İlk Tam Elektrikli Ticari Aracı E-Transit'in Hattan İniş Töreni'ne katılan Varank, Kocaeli'nin Türk sanayisinin yüz akı şehirlerinden biri olduğunu, açılışlar, temel atmalar ve ziyaretler vesilesiyle her fırsatta kentte geldiğini söyledi.
Bugün de Türk otomotiv sanayisi için önemli bir güne şahitlik ettiklerini vurgulayan Varank, 10 yıla yayılan büyük bir vizyonun ilk adımlarından birinin, Ford Otosan tarafından Avrupa pazarına ihraç edilecek E-Transit'in ilk aracının üretim bandından indiğini kaydetti.
Bakan Varank, Ford Otosan'ın geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı bir toplantıyla 2 milyar avroluk yatırım planını kamuoyuna açıkladığını hatırlatarak, bu yatırımın o gün açıklanan vizyonun ilk aşaması olduğunu bildirdi.
Yüzde 100 elektrikli ticari araç yatırımıyla Ford Otosan'ın üretim kapasitesinin 455 binden 650 bine çıktığına işaret eden Varank, "Böylelikle Ford Otosan Avrupa'nın ticari araç üretim üssü unvanını taçlandırmış olacak. İhraç edilecek bu araçlar ihracat şampiyonu unvanını da perçinleyecek. Yan sanayide ortaya çıkacak 15 bin kişilik ilave istihdamla birlikte 18 bin vatandaşımıza yeni iş imkanı oluşacak. Şahsen yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın fazlasıyla olduğu bu değerli projenin her türlü takdiri hak ettiğini düşünüyorum. Bugün bir araya gelmemize vesile olan Elektrikli Transit'in hayırlı olmasını diliyorum. Bu değerli adımların atılmasında pay sahibi olan yöneticileri ve emekçi kardeşlerimi tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
– "Dönüşümün hızı giderek ivmeleniyor"
Varank, dönüşümün hızının giderek ivmelendiğini, geçmişte dönüşümlerin, değişimlerin 100 yılda bir olduğunu, bugün on yıllarda, hatta daha da kısa sürelerde devrim niteliğinde dönüşümler yaşandığını anlattı.
Buna yönelik birçok sebebin ortaya konulabileceğini belirten Varank, şöyle devam etti:
"Teknolojik gelişmeler, yenilikçilik merakı, müşteri beklentileri… Ancak şu anda sebeplerden ziyade sonuçlara odaklanmak durumundayız. Bugün dönüşümün karşısında devletler dahi direnemiyor. Direnmek yerine uyum sağlamak takınılacak en doğru tutum olacaktır. Her dönüşüm kendi içerisinde ciddi zorluklar barındırır. Bu elbette doğru ama bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için dönüşüm, aynı zamanda büyük fırsatlar da demek. Biz bunun en güzel örneğini insansız hava araçlarında yaşadık. Bakınız bugün Türkiye belki de ilk defa bir teknolojiye öncülük eden ülkeler arasında yer alıyor. Tüm dünya Türkiye'nin muharebe konseptlerini değiştiren SİHA'larını konuşuyor. Şimdi de otomotivde yaşanan paradigma değişimiyle önümüzde yeni fırsatlar var. Bilhassa iklim değişikliğinin itici gücüyle birçok ülke tamamen elektrikli araçlara geçiş noktasında takvimini ortaya koydu."
Varank, 2030 yılına gelindiğinde, dünyadaki elektrikli araç satışlarının, tüm satışların yüzde 30'unu aşmasının beklendiğini, ayrıca otonom ve bağlantılı araçlardaki teknolojik gelişimin de süratle devam ettiğini dile getirdi.
– "Elektrikli otobüslerde de Türk markaları atağa kalktı"
Türkiye'nin mevcut altyapı ve nitelikli insan kaynağıyla otomotivdeki potansiyelinin oldukça yüksek olduğuna dikkati çeken Varank, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halihazırda dünyadaki en büyük 14 üreticiden biriyiz. Ciddi bir üretim kapasitemiz var. Sektör pandemiye ve savaşa rağmen dalgalanmalar olsa dahi pozitif görünümünü sürdürüyor. İşte bu olumlu atmosferin de etkisiyle giderek büyüyecek olan elektrikli araç pazarından aslan payını almaya biz Türkiye olarak talibiz. Hamdolsun bu konuda güzel gelişmeler yaşanıyor. Başta bugün toplanma sebebimiz olan Elektrikli Transit'ler olmak üzere Ford Otosan'ın yatırımları sürüyor. Ayrıca Ford, Türkiye'de bir batarya yatırımı yapacağını kamuoyuna ilan etti. TOGG tarafında da binek araçlar ile birlikte batarya konusunda gelişmeler yaşanıyor. Bir diğer gelişme yine batarya alanında, Aspilsan'ın Yerli Lityum Batarya Üretim Tesisi. Tesis şu anda silindirik pilde seri üretim aşamasına gelmiş durumda. Diğer taraftan elektrikli otobüslerde de Türk markaları atağa kalktı. Birçok firmamız elektrikli otobüslerini piyasaya sürdü hatta otonom elektrikli otobüs üretme başarısına imza atanlar var. Şüphesiz bunların devamı gelecek. Tabii burada bir zorunluluğa da vurgu yapmamız gerekiyor. Türkiye otomobil üretiminin yüzde 80'ini başta Almanya, İngiltere ve Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Bu bağlamda içten yanmalı motorlara gelecek yasaklardan ana sanayi ve tedarik sanayi doğrudan etkilenecek. Bu yüzden önümüzde dikkat etmemiz gereken önemli hususlar var. Bunlardan birisi mevcut kapasitenin dönüştürülmesi. Diğeri elektrikli araç şarj altyapısı. Sonuncusu da otonom ve bağlantılı araçlar için altyapı ve regülasyon düzenlemeleri."
– "300 milyon liralık bir hibe destek programı başlattık"
Bakan Varank, bu noktada Bakanlık olarak ekosistemin tamamına yönelik bir taraftan politika geliştirme süreçlerine devam ederken, diğer taraftan da uygulama noktasında adım attıklarını, sektördeki tedarikçilere yönelik Tedarikçi Geliştirme Programı'nı başlattıklarını, bu programda 10 tedarikçi ve 3 ana üreticiyle çalıştıklarını, ana üreticilerden birinin de Ford Otosan olduğunu anlattı.
Türkiye'nin her tarafında 1500'den fazla yüksek hızlı şarj istasyonunun kurulmasına yönelik 300 milyon liralık bir hibe destek programı başlattıklarını aktaran Varank, ayrıca mobilite araç ve teknolojileri konusunda hazırladıkları yol haritasında son aşamaya geldiklerini, yol haritası çalışmaları devam etmesine rağmen bazı eylemlerin uygulanmasına şimdiden başladıklarını vurguladı.
Bakan Varank, bunlardan birinin rekabette işletmelere önemli fayda sağlayacak Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformu olduğuna işaret ederek, Avrupa Birliği ile hayata geçirdikleri bu projeyle otonom ve bağlantılı araç teknolojilerinin geliştirilip test edilmesine yönelik son teknolojilerle donatılmış bir altyapı inşa ettiklerini, bu çalışmaların daha fazlasını özel sektör, kamu ve üniversiteler iş birliğiyle devam ettireceklerini kaydetti.
(Sürecek)