
İSTANBUL (AA) – KAAN ULU – İş hayatında sayısı ve etkinliği giderek artan kadınlar, akademiden iş dünyasına, esnaflıktan girişimciliğe kadar birçok sektörde faaliyetlerini güçlendirerek sürdürüyor.
Birçok farklı sektörde çalışmalarına devam eden iş dünyasından kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne ilişkin duygu ve düşüncelerini AA muhabiriyle paylaştı.
Özyeğin Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aslı Zuluğ, girişimciliğiyle kurduğu markasıyla paça çorbasının içerisindeki kolajenden ürettiği cips ve krakerleri Avrupa ve Amerika'ya ihraç etmeye hazırlanırken, projesini ilk eşiyle paylaştığını söyledi.
Zuluğ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kutlama değil, hatırlatma günü olduğunu dile getirerek, "Dünyada diyelim ki milyonlarca kadın çalışan var. Bu kadınların şöyle talepleri var; eşit haklar, eşit ücretler ve güvenli çalışma ortamı. Milyonlarca kadın aslında bunun için uğraşıyor. Biz kendi şirketimizde yüzde 85'i kadın olan bir ekosistemdeyiz ve bunu tercih ettiğimiz için böyleyiz. Bir sosyal sorumluluk projesi olsun diye değil." şeklinde konuştu.
Kadınların çok fonksiyonlu çalışabildiklerini belirten Zuluğ, "Empati seviyeleri ve duygusal zekaları çok yüksek. Kolaylıkla liderlik rolü üstlenebiliyorlar çünkü aslında bu onların anaç yapılarından ve doğalarından geliyor. Birlikte çok daha güçlüyüz. Öncelikle tüm kadınlara, sonra genç kızlarımıza, aklında fikri olanlara diyorum ki, 'Cesaretinizi toplayın.' Biz sadece sahip olduğumuz özelliklere kanalize oluyoruz ama korkularınızı da yönetin. Neyi yapamadığınıza da bir bakın." ifadelerini kullandı.
– "Kadın akademisyen sayısının artması, Türkiye'nin gelişmişliğinin göstergesi"
Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama Ana Bilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Sibel Aydoğan da geçen yıl kanseri yendiğini ve ardından iş hayatına hemen geri döndüğünü anlatarak, "Benim için aslında hastalığımı öğrendiğim tarih, çok önemli bir zaman dilimiydi. Doçentlik jüri sonucumu öğreneceğim günde hastalıkla ilgili haberimi de almış oldum. Hatta öyle ilginç oldu ki doçentliğime de çok hazırlanmıştım ancak hastalıkla paralel gidip böyle bir sonucu öğrenince çok anlamlı olmadı ne yazık ki. Fakat hayatı ve mücadeleyi hiç bırakmadım. Hastalığı yendim ve işimin başına döndüm." diye konuştu.
Türkiye'de son yıllarda kadın akademisyenlerin artmasının sevindirici olduğunu vurgulayan Aydoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun aslında eğitim sistemine kız çocuklarının dahil edilmesinin bir uzantısı olarak görüyorum. Bununla ilgili özellikle kız çocuklarının eğitim sistemine dahil edilmesiyle ilgili gerek kamuda gerek özel sektörde ciddi kampanya ve çalışmalar var. Bizde de kadın sayısı akademide gittikçe artıyor. Bu çok sevindirici bir durum bizim için. Kadın akademisyen sayısının artması, Türkiye'nin gelişmişliğinin göstergelerinden bir tanesidir. Bunun da ayrıca ekonomiye ciddi anlamda katkıları olduğunu düşünüyorum.
Kadının bulunduğu her ortamda yaratılış gereği sahip olduğu birtakım özelliklerinden dolayı yaptıkları işe yaklaşımlarının farklı olduğuna ve değer kattığına inanıyorum. Bu doğrultuda öncellikle kadın akademisyenlerin, sonrasında da her meslek grubundaki değerli tüm kadın çalışanların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyorum."
– 22 yaşında şirketini kurdu
Bundan dört yıl önce henüz 22 yaşındayken yaşadığı sağlık sorununun ardından şirketini kuran Zeynep Eliçin de kadınların iş dünyasında yer almasının önemine işaret etti.
Kiralama üzerine bir şirket kurduğunu anlatan Eliçin, son yılların verilerine bakıldığında kadın girişimci sayısının arttığını söyledi.
Eliçin, "Türkiye'de son yıllarda kurucu ortaklarından birinin kadın girişimci olduğu giriş sayısı giderek artıyor. Bu, beni aynı zamanda çok mutlu ediyor. Kadınları girişimcilik ekosisteminde görmek ne kadar güzel. Bu sayıların daha da artacağına inanıyorum. 8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz kutlu olsun. Umuyorum ki bütün kadınları çok güzel yerlerde ve çok güzel şekilde görürüz." diye konuştu.
– 1991'den bu yana bakkallık yapıyor
Bakkal açan babasının dükkanında 1991'den bu yana çalışan esnaf Hanife Özkırış da "Babam 2020'de vefat edince burayı kapatmayı da hiç düşünmedim. Hem bir emek vardı hem de babamın anısı. Kadın isterse her şeyi yapar. İşin büyüğü, küçüğü olmuyor. Emek verdikten sonra ve dürüst çalıştıktan sonra gerisi geliyor." ifadelerini kullandı.
Bir başka kadın bakkal Fatma Fırat da 30 yıllık esnaf olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Benim kayınpederim bakkaldı. 'Hacı Bakkal' olarak bilinirdi. Biz de bu bayrağı taşıdık. Kadınlar her sektörde olmalı. Olmazsa olmaz analarımızın, kızlarımızın hem eğitim hem de iş konusunda her şeyi başarabileceklerini, kadının elinin değdiği her yerin güzelleşeceğine inanıyorum. Bunun ülke ekonomisine de ayrıca katkı sağladığını görüyoruz."
– "Biz kadınlar güçlendikçe ülkemiz de güçlenecek"
Girişimci Bahar Şamhili Tanju da 10 yıl önce aldığı kemik erimesi tanısının ardından evde hazırladığı kemik suyunu KOSGEB'in desteğiyle markalaştırarak 40 kişiye istihdam sağlıyor.
Tanju, kadınların içerisinde çok büyük güç olduğuna inandığını belirterek, "Onlar neyi iyi yapmaları gerektiğini biliyorlar ancak sadece küçük cesarete ihtiyaçları var. Sadece başlasınlar, adım attıktan sonra devamı geliyor. Hedefler uzakta bir dağ gibi görünüyor ama yola çıkınca ulaşmak hiçte zor olmuyor." dedi.
Kadın girişimci sayısının artmasının hem sektör hem de Türkiye için çok büyük avantaj olduğunu dile getiren Tanju, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Pek çok kadından destek alıyorum, çalışma arkadaşlarımın çoğu kadın. Birbirimizi çok destekliyoruz ve seviyoruz. Günün sonunda Türkiye'de de kadın girişimci sayısının arttığını görüyoruz. Dolayısıyla kadınlar güçlendikçe ülkemiz daha da güçlenecek ve inanıyorum ki çok kalıcı, güzel markalar ortaya çıkacak. Ben de kendi adıma sektörümüzde pek çok kadına ilham olduğumu görüyorum. Pek çoğuyla konuşuyorum. Destek olmam gereken bir konu varsa da gönülden destekliyorum. Dolayısıyla biz kadınlar güçlendikçe ülkemiz de güçlenecek."