
İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından düzenlenen İstanbul İnsan Kaynakları Forumu kapsamında "İşverenlerin Perspektifinden Yeteneğe Dayalı Kalkınma: Türkiye Örneği" başlıklı oturum gerçekleştirildi.
Bu yıl "Yeteneğe Dayalı Kalkınma" temasıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen ve uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcilerini, kamu ve özel sektörün insan kaynakları yöneticilerini, alanında öncü akademisyenleri, kariyer danışmanlarını ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerini bir araya getiren Forum devam ediyor.
Etkinlik kapsamında düzenlenen "İşverenlerin Perspektifinden Yeteneğe Dayalı Kalkınma: Türkiye Örneği" başlıklı oturumda konuşan Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, gençlerin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.
Dünyada artık paranın, doğal kaynakların veya coğrafi konumun değil, bilgiye ve insan kaynağına yapılan yatırımların ülkelerin kaderini belirlediğini dile getiren Asmalı, "Öyle ki en büyük doğal kaynaklara sahip olmayan ülkeler, eğitim, teknoloji ve inovasyon sayesinde küresel ekonomide en üst sıralara çıkabiliyor." dedi.
Türkiye'nin genç nüfusuyla, sanayi potansiyeliyle ve dinamik iş dünyasıyla büyük fırsatlara sahip olduğunu belirten Asmalı, savunma sanayisinde ve teknoparklarda gençlerin oranının çok yüksek olduğunu anlattı.
Asmalı, "Önemli olan her bir genç arkadaşımızı kıymetli görüp onlara fırsat vermektir. Bunun için üniversiteler ile işbirliğini artırmalı, gençleri okurken çalışma alanlarına daha fazla sevk etmeliyiz. Uzun süreli stajlarla gençleri iş hayatına hazırlamalı, işverenlerin gençleri tanımasını sağlamalıyız." diye konuştu.
– "Nitelikli gençlerin göçü hız kazandı, bu ülkemiz için ciddi kayıp"
Şirketlerin sürdürülebilirliği için gençlerin önemine işaret eden Mahmut Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şirketlerimizin ve ülkemizin rekabet gücünü korumak ve şirketlerimizde geleceğin yöneticilerini yetiştirmek için gençlere yönelik plan ve programlar yapmalıyız. İnsanları bir kaynak olarak değil değer olarak gören bir anlayışla şirketlerimize katılan her genç arkadaşımızı geliştirmeli ve onlara sorumluluk vermek için kariyer planları yapmalıyız. Kariyer planı yapmayıp gençlerimize iyi imkanlar vermediğimiz takdirde maalesef genç beyinlerimizi elimizde tutamıyoruz. Türkiye'nin iyi eğitim almış gençlerine yurt dışından çok daha cazip teklifler geldiğini ve bunun sonucunda onların yurt dışına gittiğini görüyoruz. Özellikle nitelikli genç beyinlerin göçü hız kazandı. Aslında bu ülkemiz için çok ciddi bir kayıp."
Asmalı, nitelikli gençlerin Türkiye'de kalmasını sağlayacak ekonomik teşvikler sunulması gerektiğinin altını çizerek, bu konudaki dünyanın farklı ülkelerinde hayata geçirilen örnekleri paylaştı.
– "Deneyimsiz çalışan programları teşvik edilmeli"
MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, gençleri kazanmak için neler yapılacağına değinerek, onların hata yapmasından korkulmaması gerektiğini vurguladı.
Şirketlerin gençleri yetiştirmeleri için deneyimsiz çalışan programlarının teşvik edilmesi gerektiğini dile getiren Asmalı, şöyle konuştu:
"Üniversitelerde girişimcilik dersleri belki de bu manada zorunlu haline getirilmeli. Öğrencilerimize, gençlerimize iş kurma kültürü aşılanmalı. Girişimci gençlere sermaye desteği sağlayacak hızlı fon erişimi sunan bir finansal sistem oluşturulmalı. Gençlerimizin tecrübelerini şirket içinde daha iyi geliştirebilmeleri için işletmelerin bu konudaki organizasyonları desteklenmeli. Genç çalışanlarımızın sorumluluk alacağı projeleri artırmalıyız. Şirketlerimizin geleceği ve işlerimizin sürdürülebilir olması için bütün bu çalışmaları zorunluluk olarak görmeli ve bu alana kaynak aktarmalıyız. Şirketlerimiz yeni kadrolar alırken öncelikle gençlere bu önceliği vermeliyiz ve şirketlerimizde eğitim departmanlarını geliştirmeliyiz. Şirketin 20-30 yıl sonraki yönetim ekibi için bir fikri olmalı ve gençlerimize yönelik yönetim tekniklerini geliştirmemiz gerekiyor."
– "Gençleri kazanmak için iş dünyasına geçmişten daha farklı sorumluluklar düşüyor"
Amerikan Şirketler Derneği (AmCham) Türkiye Başkan Vekili Canan Özsoy da "yetenek" denildiğinde akla ilk gençlerin geldiğini, onların hem kalkınmanın hem de sürdürülebilirliğin temel taşı ve itici gücü olduğunu belirtti.
Gençlerin motivasyonunun nasıl artırabileceği sorusu üzerine Özsoy, onların motivasyonunu artırmak ve onları çalışma hayatına daha fazla dahil edebilmek için iş dünyasına geçmişten daha farklı sorumluluklar düştüğünü bildirdi.
Özsoy, bugünkü gençlerin beklentilerine bakıldığında patronların, liderlerin veya işverenlerin ilk yapması gerekenin "anlam ve amaç odaklı bir çalışma ortamı" sağlamak olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugün işlerin anlamı ve amacı gençlerimiz için geçmişten daha önemli. İkincisi esneklik ve gelişim fırsatları sunan işler ve iş yerleri. Üçüncüsü katılım ve aidiyet duygusunu artırmak. Teknolojiyi etkin bir şekilde kullanabilecekleri çağdaş iş ortamları sunmalıyız. Özetle, işverenler olarak gençleri süreçlere daha fazla dahil ettiğimiz, onlara ilham verdiğimiz ve esneklik sunduğumuz, girişimlerini desteklediğimiz ve katılım hissi oluşturduğumuz bir ekosistem olması gerekiyor. Böylece işgücümüze sadece yeni ve genç yetenekler kazandırmakla kalmayız aynı şekilde onların potansiyelini de en üst düzeyde değerlendirme şansımız olur."
– "Türkiye, AR-GE ve yenilik finansmanında iyi bir performans sergiliyor"
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkan Yardımcısı Işıl Yalçın ise uluslararası doğrudan yatırımlar noktasındaki yeteneğe bakış açılarının ne olduğuna ilişkin soru üzerine, küresel anlamda yatırım ve ticareti şekillendiren ana eğilimlerin dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm, küresel tedarik zincirlerine entegrasyon ve zengin insan sermayesi olduğunu ifade etti.
Uluslararası doğrudan yatırımların teknolojik ve inovatif yetkinliklerin yüksek olduğu bölgeleri tercih ettiğini dile getiren Yalçın, "Uluslararası sermayeli firmaların Türkiye'de yatırımlarını çoğunlukla ülkenin gelişmişlik seviyesi yüksek yerlerde yaptığını görüyoruz. Bunun yanı sıra yatırımların AR-GE ve tasarım merkezlerinin bulunduğu yerlerde olduğunu görüyoruz." dedi.
Yalçın, yatırım destinasyonu olarak yeni oyuncuların ortaya çıkmasıyla verimliliğe dayalı ekonomiler arasındaki rekabetin giderek arttığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırım rekabetçiliğini artırması için verimliliğe dayalı ekonomik modelden inovasyona dayalı modele dönüşümü kritik önem kazandı. Açık inovasyon faaliyetlerini teşvik eden uygulamaların bu alandaki uygulamaların gelişimi açısından kritik. Türkiye'nin uzun süredir uygulanan kamu politikaları kapsamında 'AR-GE ve yenilik finansmanında iyi bir performans sergilediğini' söyleyebiliriz. AR-GE ve tasarım merkezi teşvikleri, teknopark teşvikleri, TÜBİTAK destekleri ve Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı bu performansa önemli katkılar sağlamaktadır. HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile de bu performansın daha da artacağını öngörüyoruz."