TBMM (AA) – Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, 2022 yılında, 2021’de yurt içinden aldıkları altının yarısından daha az bir altın alımı gerçekleştireceklerini belirterek, "Hem yabancı para hem de altını yurt içi borçlanmada tamamıyla sıfırlayacak bir yaklaşım içerisinde yolumuza devam ediyoruz." dedi.
Bakan Elvan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Ocak ayında ilan edilen borçlanma rakamının 619 milyar lira olduğunu aktaran Elvan, "464 milyar lirayla bu yılı kapatacağız. Bu yıl 155 milyar lira daha az borçlandık. Ama borçlanmaya genelde baktığımızda Türkiye'nin tüm borçlarının milli gelire oranı yüzde 150 civarında. Gelişmekte olan ülkelerin borçlarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 250 civarında, peki küresel ölçekte tüm ülkelerin borçlarının gayri safi yurt içi hasılaya oranı yüzde 350'nin üzerinde. Aslında borçlanma açısından biz diğer ülkelere göre oldukça iyi konumdayız." dedi.
Yabancı para cinsi borçlanmanın payının yüksek olduğunu aktaran Elvan, Hazine olarak yurt içi döviz borçlanmasını azaltacaklarını ve sıra dışı bir gelişme olmadığı taktirde 2022'de yurt içi döviz borçlanması yapmak istemediklerini kaydetti.
Elvan, borçlanmanın vadesinin 2020'de 29 aya kadar düştüğünü ve şu anda bu vadeyi 56 aya çıkarttıklarını söyledi. 2022 yılında 2021'de yurt içinden alınan altının yarısından daha az altın alımı gerçekleştireceklerini ifade eden Elvan, yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması amacıyla bu uygulamaya devam etmek istediklerini söyledi.
Elvan, hem yabancı para hem de altını yurt içi borçlanmada tamamıyla sıfırlayacak bir yaklaşım içinde yollarına devam ettiklerini bildirdi.
En öncelikli işlerinden birinin kayıt dışılık olduğunu ifade eden Elvan, "Kayıt dışılıkla mücadele konusunda Türkiye'de kim birikim ve bilgi sahibiyse bunları toplayacağız. Bunlar üniversiteden olabilir, toplumun çeşitli kesimlerinden olabilir. Kayıt dışılık konusunda bir çalışma gerçekleştireceğiz. Bunu da kamuoyuyla paylaşacağız." değerlendirmesinde bulundu. Elvan bu konuda çalışmalara başladıklarını, gelecek günlerde kayıt dışılıkla ilgili kapsamlı bir sunuş gerçekleştireceklerini ifade etti.
– "TÜİK, hesaplamalarını EUROSTAT'la istişare ederek yapıyor"
Elvan, Türkiye İstatistik Kurumunun uygulamış olduğu ya da uygulayacağı her türlü hesaplama yönteminde Avrupa İstatistik Ofisiyle (EUROSTAT) istişare ettiklerini ve uygun görüşünü aldıklarını aktarırken,"Elbette bazı eleştiriler olabilir. Farklı kuruluşların farklı çalışmaları olabilir. Biz bunların hepsine saygı gösteriyoruz." ifadesini kullandı.
Enflasyon sepetine yönelik eleştirilere de yanıt veren Elvan, yapılan tüketici fiyat endeksi (TÜFE) hesaplamalarında her zaman hangi ürün, hangi gramajla alınmışsa hep o ürünlerin alındığını söyledi.
TÜİK'in artık almış olduğu her bir ürünün fotoğraflarını da aldıklarını ifade eden Elvan, bunları elektronik ortama çekebilecek altyapıyı oluşturma çabası içinde olduklarını kaydetti.
Elvan, gerçekleşen enflasyon ve hissedilen enflasyon arasındaki farka ilişkin olarak ise şunları kaydetti:
"Hissedilen ve gerçekleşen arasında bir fark olabilir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi. Bu sepetin niteliğinden kaynaklanan bir durum. Tabi sepetteki gıda ağırlığı Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 10-15 arasında iken, Türkiye'de yüzde 24-25 civarında. Dolayısıyla böyle bir farklılıkta söz konusu."
– "Biz başka ülkelerin aldığı riski alamayız"
Bakan Elvan, ocak ayında Kovid-19 kapsamında yapılacak harcamaları, bütçe açığı ve borçlanma miktarını günlerce kalem kalem çalıştıklarını belirtirken, bu kapsamda gelirleri artırıcı ve kayıt dışılığı azaltıcı birtakım tedbirler aldıklarını söyledi. Bu kapsamda KDV'deki tevkifat oranlarını genişlettiklerini belirten Elvan, sadece bu alanın genişletilmesiyle bütçeye 20 milyar liranın üzerinde gelir sağladıklarını bildirdi. Benzer önlemler kapsamında o dönemde kurumlar vergisi oranını yüzde 25'e çektiklerini anımsatan Elvan, "Çünkü biz bu tedbirleri almak zorundaydık." dedi.
ABD ve gelişmiş ülkelerde bütçenin yüzde 10-15 aralığında açık vermesi örnek gösterilerek Türkiye'nin açıkladığı bütçe açığı hedefinin düşük bulunduğunu aktaran Elvan, "Bu kıyaslamayı çok uygun bulmuyorum. Değerli arkadaşlar merkezi yönetim olarak toplam borcumuzun yüzde 50'den fazlası yabancı para. Biz onların aldığı riski alamayız. Bizi anlamanız gerekir. Ben kontrollü gitmek zorundayım. Adımlarımı sağlam atmak zorundayım. ABD rezerv para kullanıyor, kendi parasını kullanıyor. Ama benim kontrolsüz şekilde gitmem halinde 2022 ve 2023 yıllarına ve sonraki yıllara ciddi problemlerle girme riskiyle karşı karşıyayım. Bunların hepsini bertaraf ettik, ciddi önlemler aldık." diye konuştu.
Elvan, Türkiye'nin Kovid-19'a yönelik destek sıralamasında genel desteklerin gayri safi yurt içi hasılaya oranında 12. sırada olduğunu belirtirken, " İşsizlik fonundan sağlanan destekler var ki bunlar son derece başarılı oldu. Sanayimiz güçlüyse, bu dönemde almış olduğumuz önlemlerin ciddi katkıları olmuştur. Bütçe açıkları açısından 2022 ve 2023 yıllarında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler sanmayın ki problemsiz şekilde devam edecek. Bu mümkün değil. Bütçe açısından oldukça zorlu dönem geçirecekler. Türkiye olarak biz daha rahat nefes alacağız, daha rahat süreç geçireceğiz." ifadesini kullandı. Uluslararası kuruluşların da raporlarında Türkiye'deki kamu maliyesi alanından övgüyle söz ettiğini bildiren Elvan, "Biz popülist yaklaşım içinde olamayız. Orta ve uzun vadede bu ülkeyi, geleceğimizi düşünmek zorundayız. Biz adımlarımızı ona göre atıyoruz." ifadesini kullandı.
– "Veri temininde yaşanan problemler için Adalet Bakanlığımızla çalışıyoruz"
Mali Eylem Görev Gücünün (FATF) Türkiye’yi gri listeye almasına da değinen Elvan, şunları kaydetti:
"FATF Türkiye ile ilgili 'Türkiye çok önemli bir gelişme sağlamıştır, şu düzenlemeleri yapmıştır. Ancak uygulamaya yönelik eksiklikleri vardır' şeklinde raporlarında bir açıklama var. Müsadere konusunda geçmiş verilere çok ulaşamıyoruz, veri temininde yaşanan problemlerimiz var. Bunlarla ilgili de Adalet Bakanlığımızla çalışıyoruz. Ben Türkiye'nin kısa süre içerisinde de bu gri listeden çıkacağına inanıyorum. Varlık barışı, net hata ve noksan gibi hususlar nedeniyle Türkiye'nin gri listeye alındığı ifade edildi, FATF raporunda da orada yapılan müzakerelerde de bu konular hiçbir şekilde gündeme getirilmemiştir. 'Varlık barışı, net hata ve noksanın yüksekliği gibi hususlar nedeniyle Türkiye gri listeye alındı' tezi tamamen yanlıştır."
"Vergi cennetlerine para transferinin vergilendirilmesinde söz konusu ülkelerin neden açıklanmadığının" sorulması üzerine de Elvan, şu an vergi cenneti denilen ülkelere para aktaran kişilerin bilgilerini aldıklarını ifade ederek, "Bu bilgiler üzerinden MASAK, Vergi Denetim Kurulu, Gelir İdaresi Başkanlığı çalışıyor. Bu konuda herhangi bir yanlış iş yapan varsa bunların gereği yapılacaktır." dedi.
Bu konuda Komisyona yasal düzenleme ve işleyiş hakkında bilgi veren Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı Ayşe Dilbay da, Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yer alan hükümlere göre, bir ülke bilgi değişimi yapmıyorsa ve haksız vergi rekabeti uyguluyorsa, bu ülkelere transfer olacak her türlü paradan tevkifat yapılmasının mümkün olduğunu söyledi.
Dilbay, dünya uygulamalarına bakıldığında ülkelerin yalnız başına hareket etmek yerine uluslararası bilgi değişim anlaşmalarının gündeme geldiğini, Türkiye'nin de aynı paralelde ilerlediğini anlattı.
Görüşmelerin ardından komisyonda, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu, Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunun bütçeleri kabul edildi.
(Bitti)