İSTANBUL (AA) – Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, atıl kapasiteyi kullanmak ve sektördeki konut ihtiyacını çözmek için Erişilebilir Konut Modeli'ni kurguladıklarını belirterek, model sayesinde arsaların ekonomiye kazandırılacağını ve erişilebilir konut probleminin çözülebileceğini söyledi.
GYODER tarafından, sektörün önde gelen şirketlerinin desteğiyle, her yıl farklı bir temada düzenlenen GYODER Gayrimenkul Zirvesi'nin 17'ncisi gerçekleştiriliyor.
Bu sene "Rota Yeniden Oluşturuluyor" mottosuyla düzenlenen zirve kapsamında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kalyoncu, gayrimenkul sektöründe yeni bir rota oluşturmak istediklerini kaydederek, bunu da özel sektör, kamu, yerel yönetimler, mimarlar, şehir planlamacılar ve değerleme firmaları gibi tüm paydaşlarla yapmayı hedeflediklerini anlattı.
Gayrimenkulün çok disiplinli bir alan olduğunu dile getiren Kalyoncu, 4T prensibiyle (teknoloji, tasarım, tabiat, toplum) hareket ettiklerini bildirdi.
Kalyoncu, bugün zirvede Avrupa'nın en büyük gayrimenkul şirketi Bonovia'nın Üst Yöneticisi (CEO) Rolf Buch'un yer aldığını, Asya'nın en büyük gayrimenkul yatırım fonlarından yöneticilerin, New York Belediye Başkanı'nın özel kaleminin ve dünyanın dört bir yanından katılımcıların olduğunu söyledi.
MIPIM, Cityscape ve Expo Real gibi gayrimenkul ve şehir düşüncesine yön veren bazı buluşmalar olduğuna değinen Kalyoncu, "Biz de diyoruz ki, 'İstanbul da bu merkezlerden birisi olsun. Doğru uygulamalarımızı, kabiliyetlerimizi bütün dünya ile buradan paylaşalım ve burayı bir uluslararası buluşma noktası haline getirelim' diyoruz." şeklinde konuştu.
– "Dünyada 2050'ye kadar 1 milyar yeni konut üretilecek"
Mehmet Kalyoncu, Türk müteahhitlere yurt dışından ciddi talep olduğunu, dünyada üretim noktasında ciddi bir kriz yaşandığını, Türkiye'nin kritik altyapısını en doğru zamanda tamamladığını belirterek, "Türk yapı endüstrisi sadece gelişmekte olan ülkelerde değil gelişmiş ülkelerde dahi pazarı olacak. Endüstrimiz kendisine pazar seçecek noktaya geldi. Çünkü dünya tıkandı." açıklamasında bulundu.
Kalyoncu, Dünya Bankası rakamlarına göre 2050'ye kadar 1 milyar adet konut üretileceğini öngördüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dünyada kentleşme hiç olmadığı kadar hızlı. Kilometrekarelerce alan biyoçeşitliliğini kaybederek kentleşiyor. Bunun çok doğru bir şekilde ele alınması, kaynakların doğru değerlendirilmesi lazım. Bu tabii ki doğru ellerde şekil buldukça mümkün olur. Bu büyük ölçekte iş yapabilecek ülkelerin başında geliyoruz. Bizim artık proje seçmemiz lazım, ülke seçmemiz lazım, pazar seçmemiz lazım. Öncelik kendi menfaatimiz olmalı. Bulunduğumuz konumun farkında olarak bunları yapmalıyız. Dünyada fark oluşturabilecek noktaya geldik. 1 milyar adet yeni konutu bu sektör üretecek. Bunu nasıl yaptığınız çok önemli. Dünyaya en hasar verecek şekilde yapmalıyız. Barınma ihtiyacını hepimiz görüyoruz. Akılla ve vicdanla bu üretimi doğru şekilde planlayabiliriz."
– "Atıl kapasitemizi erişilebilir konutta kullanalım' diyoruz"
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu, Ankara'da Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesinin temellerinin atılacağını hatırlatarak, "Her şeyi devletten beklememiz lazım' diyoruz. Biz özel sektör olarak bu hamlenin neresinde olabiliriz? Burada öncelikle toplumsal ihtiyaçları ve ülke menfaatlerimizi gözeterek bu konuya yaklaşıyoruz." diye konuştu.
Sektörün geçmiş yıllara göre daha durağan olduğu bir dönem geçirdiklerini ve kullanmadıkları atıl bir kapasitelerinin bulunduğunu dile getiren Kalyoncu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kapasiteyi ülkemizde en çok ihtiyaç duyulan erişilebilir konutta kullanalım' bakış açısıyla GYODER Erişilebilir Konut Modeli'ni kurguladık. Bu modelde sadece devletin yükü omuzladığı değil özel sektörün, finansal kuruluşların ve hatta sermaye piyasalarının da kaynak noktasında elini taşın altına koyduğu bir model. Bu şekilde bir birlik ve beraberlik yakalanırsa böylesine önemli bir soruna çözüm bulabiliriz."
– "Kurumsal, güvenilir ve sürdürülebilir kiralık konut üretilecek"
Mehmet Kalyoncu, şu anda Türkiye'de konut üretiminde en büyük problemin arsa maliyeti olduğunu kaydederek, şunlara dikkati çekti:
"Yüzde 50 olan bir arsa payı var ortalama. Bu yüzde 50'lerde olduğu sürece erişilebilirliği konuşamayız. Kontrolün olmadığı yerde kaos oluyor. Yüzde 50'den daha düşük oranlarda geliştirme sürecine giren arsalar üretilsin. Bu arsalar ancak ve ancak son kullanıcı olan kiracının faydalanacağı bir tasarrufla değerlendirilsin. Bir kira üst limiti olsun. Çünkü hiçbir firmaya tanınmayan ayrıcalık tanınacak, arsa maliyeti hiç olmadığı kadar uygun şartlarla geliştirme sürecine girecek. Bundan birinci faydalanan kiracı olmalı."
Kalyoncu, bu modelde "kurumsal, güvenilir ve sürdürülebilir kiralık konut" üretileceğini kaydederek, "Öyle kafasına göre zam veya kontrat süresinin bitmesi gibi durumlar olmayacak. Bunun Almanya'da, VAE'de çok güzel örnekleri var. Burada tek engelimiz arsa maliyeti. Çözersek sektör bunu yapmaya hazır." diye konuştu.
– "Erişilebilir konut problemini çözmüş olacağız"
GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Kalyoncu, söz konusu modelde konutun satılmayacağını ve kiraya verileceğini belirterek, başarılı gayrimenkul şirketleri için yeni bir model ortaya koyduklarını söyledi.
Bu modelde firmaların sağlıklı ve uzun vadeli plan yapabileceğinden bahseden Kalyoncu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu modelde ele alınacak arsaların maliyeti sıfıra yakın olursa bu yatırımlar 15 yılda geri dönüyor. Bu vadelerde bir fonlama imkanı oluşturulursa, devletin kontrol ettiği bir mekanizmada, kiracının en çok menfaatine hizmet edecek ve erişilebilir kira rakamıyla konutlar üretilebilir. İhaleye girip kazanıyorsunuz, inşa ediyorsunuz, işletiyorsunuz, kiraya veriyorsunuz, gözünüz gibi bakıyorsunuz.
Maliyetler size yansıyacağı için nitelikli üretimin olacağı bir model. 15 veya 18 yılın (ihalede şartlar nasıl belirlendiyse) sonunda sağlam ve temiz bir şekilde devlete konutları teslim ediyorsunuz. Devlet arsalarını ekonomiye kazandırmış oluyor, sektördeki atıl kapasiteyi kullanmış oluyoruz, şu anda ihtiyaç olan erişilebilir konut problemini çözmüş oluyoruz ve aslında devletin de bu süreler bittiğinde elinde yönetebileceği bir konut stoku oluşuyor."