ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, ambargolar ve kısıtlamalar konusu gündeme geldiğinde bugün dost ve müttefik ülkelerden hasmane ve kısıtlama yönündeki tavırların sadece uzun süreli dostluklara zarar vereceğini belirterek "Bu engellemelerin bizi asla yolumuzdan döndüremeyeceğini, caydıramayacağını ve durduramayacağını özellikle vurguluyorum." dedi.
Demir, Sheraton Ankara'da düzenlenen 13. Büyükelçiler Konferansı'nda yaptığı konuşmada, konferansın, artık güçlü bir geleneği temsil ettiğini söyledi.
Önemli ve kritik dönüm noktasından geçildiğini vurgulayan Demir, "Bu geçiş döneminde Türk dış politikası ve savunma sanayisi arasındaki ilişki, devletimizin çıkarlarını koruma ve güçlendirme noktasında her zamankinden önemli bir temaya dönüşmüş durumdadır. Bu açından Başkanlık olarak '2023 ve Ötesinde Akil ve Müşfik Türk Diplomasisi' başlığını önemsiyoruz." ifadelerini kullandı.
Demir, dünyanın çeşitli krizlerden geçtiği bir dönemde Türkiye olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, ülkeyi sahada ve masada güçlü kılan "Girişimci ve İnsani Dış Politika" anlayışıyla ilerlediklerini vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı ile sürdürdükleri ilişkilerin pek çok alanda ve çalışmada kurumsal derinliğe kavuştuğunu belirten Demir, "Merkezinde Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı olmak üzere üniversiteler, KOBİ'ler, vakıf şirketlerimiz, özel şirketler, girişimci gençlerimiz, teknoparklarımız ve daha pek çok unsurun güç birliğiyle geniş ve büyük bir savunma sanayisi ekosistemi ihdas ettik." dedi.
Demir, son 20 yılda bu ekosistemin geldiği noktaya da değinerek 2002'de sadece 60 kadar savunma projesi yürütülürken bugün bu sayının 750'yi geçtiğini ve bu projelerin yaklaşık yarısının son 6 yılda başlatıldığını ifade etti.
2002'de yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken bugün 11-12 kat artışla 60 milyar doların üzerinde proje hacmine ulaşıldığını aktaran Demir, "2002'de savunma sanayisinde faaliyet gösteren firma sayısı 60'larda iken bugün 1500'ün üzerinde firma faaliyet göstermektedir. Büyük dönüşümde ikinci önemli başlığımız, önceliğimiz, kurumsal-sektörel etkileşimi merkeze alan savunma sanayisi politikamızdır. Artık boşlukta ya da uzayda izole bir şekilde yolunu bulmaya çalışan ve günlük ihtiyaç ve siparişlerle yol alan bir savunma sanayisi değil, bir perspektif oluşturup farklı alanlarda var olan, tüm çabalara eklemlenen, farklı kurumsal tecrübeleri önemseyen ve iş birliğini merkeze alan bir yaklaşım öne çıkmıştır." diye konuştu.
Demir, savunma sanayisi konseptinin artık eğitimden enerjiye, sağlıktan ulaşıma, gençlikten kültüre, ormandan tarıma kadar geniş bir alanda bazen doğrudan bazen de dolaylı yer aldığına dikkati çekerek bir ülkenin savunması ve güvenliği dendiğinde enerji, iletişim ve tarım güvenliği, insan sağlığı gibi konuların olmazsa olmaz olduğunu dile getirdi.
Çeşitli kurumlarla çalışmaların yanında, eğitimde müfredat ve insan kaynakları politikaları, enerjide gerekli teknik altyapının korunması ve yerlileştirme çalışmaları gibi pek çok çalışmaları ve düzenli faaliyetleri bulunduğunu anlatan Demir, "Birden fazla bakanlıkla yürüyen çalışmalarımız bu durumu teyit etmekte ve her geçen gün güçlenmektedir. Savunma sanayisi hem sahada hem de masada elimizi güçlendirmekte, etki alanımızı genişletmekte. Bu yönde dosta güven, düşmana huzursuzluk veren bir yapıya bürünmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Demir, etkin ve güçlü bir diplomasinin artan ihracat, artan ihracatın da daha güçlü bir savunma sanayisi demek olduğunu vurguladı.
Savunma sanayisinin en temel önceliklerinden birinin ihracat olduğunu ifade eden Demir, "Bir yandan ana platformlar düzeyinde her tür adımı atan, kara, hava, deniz ve uzay alanlarında ana ihtiyaçlarımızı yerli ve milli kaynak ve ürünlerle çözerken bir yandan da geleceğin teknolojilerine odaklanan bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Bugün artık şunu çok rahat söyleyebiliriz. 'Türkler bunu yapabilir mi?' sorusu dünya ölçeğinde de giderek anlamsız hale gelecektir ve geliyor. 'yapabilirler mi? sorusunun yerine 'ne zaman yapacaklar' sorusunun' geleceğini bekliyoruz. Ambargolar ve kısıtlamalar konusu gündeme geldiğinde bugün dost ve müttefik ülkelerden bize karşı hasmane ve kısıtlama yönündeki tavırlar sadece uzun süreli dostluklarımıza zarar verir. Bu engellemelerin bizi asla yolumuzdan döndüremeyeceğini, caydıramayacağını ve durduramayacağını özellikle vurguluyorum, birazcık yavaşlatabilir, uğraştırabilir, biraz daha fazla çalışabiliriz ve para harcayabiliriz ama o kısıtlamaya çalıştıkları şeyi başaracağız ve başarıyoruz." dedi.
– "Türkiye'nin zihinlerde oturduğu yer değişmeye başladı"
Demir, bir büyükelçinin kendisine 'JDAM bombalarını bize vermiyorlar ne olur bu meseleyi halledin' demesinin üstünden 1 sene sonra akıllı bombaların üretiminin yapıldığını anlatarak "Kamera vermediler kameramız hazır oldu. Aklınıza ne gelirse bugün vermedikleri herhangi bir şey varsa inanın yarın veya öbür gün sahaya süreceğiz. Bu noktada en hayati önceliğimiz ihracat. Türkiye denilince teknoloji konusunda artık bir yerlere gelmiş bir ülke imajı oluşmaya başladı. Afrika, Güney Doğu Asya, Orta Asya'da ve Güney Amerika'da Türkiye'nin zihinlerde oturduğu yer değişmeye başladı. Doğu Avrupa'da oluşan panik ve güvenlik endişesi onların kapımızı sık sık çalmalarına yol açmaya başladı. Hepimizin de gayretleriyle ihracatımızı son 20 yılda yaklaşık 13 kat artırdık. İhracatımızı her sene yükseldiğini görmek bize memnuniyet veriyor. 2022 sonu itibariyle ihracat rakamımızın 4 milyar doların çok üstünde olacağını öngörüyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin, savunma sanayisi alanında potansiyelinin çok daha büyük olduğunu vurgulayan Demir, Türkiye ve Türk ürünleri denilince ne akla geldiğinin net izah edilmesi gerektiğini söyledi.
Demir, savunma sanayisi ürünleri ihraç edilen ülke sayısının 170'i geçtiğine işaret ederek İHA'lar, SİHA'lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere, savunma sanayisinde ihraç edilen ürün çeşidinin 230'u aştığını bildirdi.
NATO üyesi ülkelerinde Türkiye'nin kapısını çalmaya başladığını ifade eden Demir, "SİHA'larımız Azerbaycan'da iken kötülenip Ukrayna'da iken methedilmeye başlanıyorsa buradaki çifte standardı çok net görüyoruz. Türkiye derin devlet geleneğine sahip bir ülke. Bugün dünyanın süper güçlerinin yaptığı gibi dünyayı karıştıracak şekilde sorumsuz silah gönderen satan bir ülke değiliz. Bunu vurgulayıp alanda da göstereceğiz." dedi.
Demir, pazarlama ve ihracat faaliyetlerinde büyükelçilerin önemli rol oynadığını belirterek şunları kaydetti:
"Büyükelçilerden istirhamımız, bulundukları ülkelerde genel bir savunma sanayisi ihracatı konseptinin güçlenmesi için her türlü desteği vermeleridir. Savunma sanayisi ihracatımızın artırılması ve savunma tedarikinde iş birliği yaptığımız ülkeler nezdinde yaşanan sorunların çözülmesine yönelik olarak attığımız adımlardan biri de Savunma Sanayii yurt dışı teşkilatının hayata geçirilmesi olacaktır. Görevlendireceğimiz müşavirlerin, bulundukları ülkelerdeki büyükelçilerimizin himayesinde, devletten devlete savunma sanayisi iş birliği faaliyetlerimizin koordinasyonunda fayda sağlayacağına inanıyoruz. İhracat fırsatlarının geliştirilmesinde, savunma ticareti önündeki engellerin ve sorunların zamanında tespit edilip çözülmesinde etkili olacaklarını biliyoruz. Bugün 9 ülke için söz konusu olan bu gelişmenin, sistemi birlikte başarıyla kurduktan sonra güçleneceğini düşünüyorum."