“AB’nin Türkiye’ye olan dış sınırlarında karada ve denizde çok endişe verici bir durum yaşıyoruz. Çok sayıda insan, kadın, erkek, çocuk zor durumda. Bu, Yunanistan’ı da çok zor bir durumla karşı karşıya getirdi. Hükümet olarak bütün bunların bilincindeyiz. Avrupa ile Türkiye arasında düzensiz göçün sınırlandırılması, yönetilmesi ve insan kaçakçılığıyla mücadeleyi öngören bağlayıcı bir sözleşme var. Federal Hükumet, bu sözleşmenin iki tarafın da yararına olduğuna, korunması ve uyulması gerektiğine inanıyor. Türkiye’nin 3.5 milyon mülteciyi ağırlamasına hep saygı duyduk, bu saygıyı hep vurguladık. Avrupa, bu sözleşme çerçevesinde bu insanların bakımı için Türkiye’ye yardım ediyor. Bunun için 6 milyar Euro sözü verildi. Bunun yarıdan fazlası ödendi.

‘İDLİB’DEKİ GELİŞMELERİN SONUCU’

“Şimdi Türkiye’de bu sözleşmenin uygulanması, Avrupa’dan maddi yardımların akışıyla ilgili hoşnutsuzluk var. Bu konuda Türkiye ile konuşmamız lazım. Bununla birlikte Türkiye’nin Suriye tarafındaki yüz binlerce mülteciyle yeni ortaya çıkan ek yük ve kaygılarını da konuşmamız lazım. Hükümet bu konuda çok yönlü bir çalışma yürütüyor. Başbakan Merkel, Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan ve AB yetkilileriyle görüşüyor. Türkiye’nin mültecilere bakımında Avrupa’nın yardımlarının nasıl sağlanacağı konusunda AB’nin en kısa zamanda Türkiye ile görüşme yapması önemli. Türkiye-Yunanistan sınırında olup bitenler İdlib’deki gelişmelerin bir sonucu. Buradaki durum elbette sınırda olup bitenler konusunda bir anahtar. Bu nedenle orada acilen ateşkese ihtiyaç var. Oradan sürülen insanlara acil ve hızlı yardıma ihtiyaç var. Almanya ve Başbakan Angela Merkel görüşmelere hazır.”

Seibert, Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa olmak üzere dörtlü zirveye geri dönülmesini istediklerini vurguladı.