TAHRAN (AA) – MUHAMMET KURŞUN – İran’da muhafazakar İbrahim Reisi yönetiminin, reformist Hasan Ruhani hükümetinin yerini alması ve ABD’de Joe Biden’ın göreve gelmesinin ardından nükleer müzakerelerin yeniden başlaması, 2021 yılının en önemli olayları olarak kayıtlara geçti.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 2021 yılında İran’da yaşanan iktidar değişimi ülke içinde reformistlerin yönetimin değişik kademesinde silikleşmesine yol açarken, uluslararası alanda 4+1 ülkeleri ve ABD ile Viyana’da nükleer müzakereler yeniden başladı.
– İran’da muhafazakarlar 8 yılın ardından yeniden iktidara geldi
İran’da Reisi’nin 18 Haziran’da yapılan 13. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasıyla reformistlerin iktidarı sona ererken, muhafazakarlar 8 yıllık aradan sonra yeniden göreve geldi.
Ülkede yaşanan iktidar değişimi ve “şahin” olarak görülen Reisi’nin Cumhurbaşkanı olmasıyla İran ile ABD ve Batı dünyası arasında gerginliğin artacağı yönündeki beklentilerin aksine muhafazakar yönetim Viyana’daki nükleer müzakerelere kaldığı yerden devam kararı aldı.
İran ile 4+1 ülkeleri ve ABD arasında 6 Nisan’da başlayan ve 20 Haziran’da ara verilen nükleer müzakereler 29 Kasım’da 7. turla devam etti. Bu yıl da nükleer müzakereler ve yaptırımların akıbeti İran bağlamında en önemli konuların başında geldi.
– Süleymani suikastının yıl dönümünde “intikam tehdidi” öne çıktı
Tahran ile Washington arasındaki tansiyonun iyice artmasına yol açan Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı general Kasım Süleymani’nin 3 Ocak 2020’de Irak’ın başkenti Bağdat’ta öldürülmesinin 1. yıl dönümünde başkent Tahran ve memleketi Kirman’da anma törenleri düzenlendi.
Süleymani’nin yerine atanan İsmail Kaani, Tahran Üniversitesi’nde düzenlenen anma töreninde selefinin intikamını alacaklarını söyleyerek, “Evinizin içerisinde (ABD’de) dahi bu intikamı alacak kişiler bulunabilir.” tehdidinde bulundu.
– Ukrayna uçağının düşürülmesinin 1. yılında karşılıklı suçlamalar sürdü
İran’ın, Süleymani’nin intikamını almak amacıyla Irak’ın Enbar vilayetinde bulunan ABD’ye ait Ayn el-Esed Hava Üssü’ne yaptığı saldırının ardından hava savunma sistemi aktif hale gelmişti.
Bunun sonucu olarak da 176 yolcu ve mürettebattan kimsenin kurtulmadığı Ukrayna Hava Yollarına ait Boeing 737 tipi yolcu uçağı iki füzeyle vurularak düşürülmüştü.
Olayın birinci yılında İran, Ukrayna ve Kanada arasındaki karşılıklı açıklamalar ve suçlamalar devam etti.
– İran uranyumu yüzde 20 zenginleştirmeye başladı
İran, yaptırımların kaldırılmadığı ve nükleer anlaşmanın uygulanmadığı gibi gerekçeleri öne sürerek 4 Ocak’ta Kum kentindeki Fordo Nükleer Tesisi’nde uranyumu yüzde 20 zenginleştirme işlemine resmen başladı.
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015’te imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşma, Tahran’a yüzde 3,67 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetini sürdürme ve en çok 300 kilogram uranyumu elinde tutabilme izni veriyor.
– Biden’ın göreve gelmesinin ardından nükleer müzakereler başladı
ABD Başkanı Joe Biden’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasından sonra İran’da yaptırımların kalkması ve nükleer anlaşmanın hayata geçirilmesi yönündeki beklentiler arttı.
İki tarafın da olumlu mesajlarının ardından Washington ve Tahran dolaylı olarak 6 Nisan’da Avusturya’nın başkenti Viyana’da nükleer müzakerelere başladı.
Tahran’ın Batı ve ABD ile ilişkilerinde tansiyon düşmezken, Doğu Bloku olarak isimlendirilen Rusya ve Çin ile ilişkileri ve muhtelif alanda iş birliği artmaya devam etti.
Bu kapsamda İran ve Çin 27 Mart’ta 25 yıllık iş birliği anlaşması imzaladı. Resmi temaslarda bulunmak üzere Tahran’a gelen Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi ile eski İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif tarafından imzalanan anlaşma İran’ın Çin’in başlattığı “Kuşak ve Yol” projesine katılımını öngörüyor.
Çin ile yapılan anlaşmadan kısa bir süre sonra Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 13 Nisan’da başkent Tahran’a resmi bir ziyaret gerçekleştirerek Zarif ile iki ülke arasındaki stratejik iş birliğinin artırılmasını görüştü.
– Zarif’in sızdırılan ses kaydı ülke gündemine damga vurdu
Londra’dan Farsça yayın yapan Iran International kanalı, 25 Nisan’da İranlı ekonomist Said Leylaz’ın eski İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ile mart ayında yaptığı 7 saatlik sohbetin bir bölümünün ses kaydını yayınladı.
Zarif, söz konusu kayıtta, iç ve dış siyasetle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Devrim Muhafızları Ordusunun özellikle de eski Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin dış politikaya müdahalelerini eleştirdi ve “Rusya’nın nükleer anlaşmayı engellemeye çalıştığını” dile getirdi.
İran Dışişleri Bakanlığı ses kaydını doğruladı ancak sohbetin yayımlanmak için değil arşiv için yapıldığını açıkladı.
Ses kaydının ortaya çıkmasının ardından İran’daki muhafazakar gazeteler Zarif’i hedef alan manşetler kullandı ve İran Meclisinden de “istifa” çağrıları yapıldı.
Cumhurbaşkanı Ruhani de Zarif’in ses kaydının, Viyana’da nükleer anlaşmanın ele alındığı görüşmelerde başarıya yaklaşıldığı sırada “içeride ihtilaf çıkarmak için” yayımlandığını söyledi.
Ses kaydı yayınlanmadan Zarif reformist kanadın cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkmıştı. Zarif’in aday olması halinde kazanmasına kesin gözüyle bakılıyordu.
Sızdırma olayının da Zarif’in adaylığını engellemek amacıyla muhafazakar çevreler tarafından yapıldığı iddia edildi.
– Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile muhafazakarlar iktidarı yeniden ele aldı
İran’da 18 Haziran’da yapılan 13’üncü Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan aşırı muhafazakar aday Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, ülkenin 8’inci Cumhurbaşkanı oldu.
Seçimlere katılım 48,8 olarak açıklanırken, bu katılım, 1979’daki devrimden bu yana yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en düşük seviyesinde kaldı.
Yaklaşık 83 milyon nüfuslu ülkede oy kullanma hakkına sahip 59 milyon 310 bin 307 seçmenden sandık başına gidenlerin sayısı 28 milyon 933 bin 4 oldu. Reisi, kullanılan oyların 17 milyon 926 bin 345’ini, reformist aday Abdunnasır Himmeti de 2 milyon 427 bin 201’ini aldı.
Seçimlerde aday olmak isteyenlerin rejime bağlılığı ile siyasi, ahlaki ve dini sabıkalarını inceleyen Anayasayı Koruyucular Konseyi, gerekli şartları taşıdığı açıklanan 40 kişiden yalnızca 7 isme adaylık izni verdi.
Konsey, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ve Meclis Başkanı Ali Laricani gibi reformist ve ılımlı muhafazakar çizgideki ülke siyasetinin bazı önemli isimlerine seçimlerde yarışma izni vermedi.
Ülkede reformist ve ılımlı çizgideki seçmenlerin vetolar nedeniyle sandık başına gitmemesi ve boykotu tercih etmesi dikkati çekti.
Reisi, 5 Ağustos’ta yemin ederek resmen görevine başladı. Yemin törenine Türkiye’den de TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ve beraberlerindeki heyet katıldı.
İran’da yeni hükümetin iş başına geçmesinin ardından en çok merak edilen konulardan biri nükleer müzakerelerin akıbeti oldu. Reisi hükümetinin nükleer anlaşmaya dair izleyeceği politikaları belirlemesinin ardından 20 Haziran’da ara verilen müzakereler 29 Kasım’da yeniden başladı.