-Pandora Papers belgeleri bütün dünyada uzun süredir konuşulan ve vergi cennetleri olarak ifade edilen offshore merkezler ile ilgili çarpıcı gerçekleri bir kez daha tartışmaya açtı. Giderek gelişen ve dünya finansal sistemi içinde önemli bir yer edinen offshore merkezler düşük vergiler, gizlilik, yasal düzenlemeler ile bankacılık kurallarının ve denetim mekanizmalarının yetersizliği ile ön plana çıkıyor.
-Pandora Papers sızıntısı offshore merkezlerin halen dünyanın çözmesi gereken önemli bir sorun olduğunu tekrar ortaya koydu ve alınan önlemlerin yetersiz olduğunu gösterdi. Aslında Pandora’nın kutusu daha önceki veri sızıntılarıyla açılmıştı. Fakat bu sızıntılar kamuoyunda uzun süre konuşulmasına rağmen yeterli sonuçların alınamadığı görülüyor.
Son yıllarda vergi cennetlerinde gizlenen servetleri ortaya döken veri sızıntılarının neden olduğu skandalların ardı arkası kesilmiyor. 2013 yılında yayınlanan Offshore Leaks belgelerinde 170 ülkeden 130 binden fazla kişinin ve yakınlarının dünyanın çeşitli bölgelerindeki offshore bankalarda bulunan hesapları ve kurdukları paravan şirketler hakkında bilgiler yayınlanmıştı.
2016 yılında büyük yankıya neden olan ve uzun süre gündemde kalan bir diğer veri sızıntısı Panama Papers skandalı ile vergi cenneti olarak bilinen Panama merkezli bir hukuk firmasına ait milyonlarca belge sızdırılmıştı. Sızdırılan belgelerde yaklaşık 80 ülkeden politikacılar, işadamları, sporcular, sanatçılar, mafya üyeleri ile 200 binden fazla şirketin gizli offshore şirketleri ve hesaplarına ait bilgiler bulunuyordu.
PANDORA PAPERS SIZINTISI YENİ BİR SKANDALA NEDEN OLDU
Bu veri sızıntılarından derlenen bilgiler Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) tarafından yayınlanmıştı. Bu konsorsiyumda değişik ülkelerden pek çok araştırmacı gazeteci yer alıyor. Bu kez Ekim ayında vergi cennetlerinin odağında olduğu başka bir veri sızıntısı skandalıyla karşılaştık.
Pandora Papers adı verilen ve yine Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu tarafından derlenerek 3 Ekimden itibaren yayınlanmaya başlanan veriler 14 offshore hizmeti sağlayıcısı ve hukuk firmasının belgelerinden oluşuyor. Bu veri sızıntısının şu ana kadar yayınlananların en kapsamlısı olduğu belirtiliyor. Panama Papers’da sızdırılan belge sayısı 11,5 milyon iken Pandora Papers’da 11,9 milyon belge bulunduğu ifade ediliyor.
VERGİ KAÇIRMAK VE KARAPARA AKLAMAK İLE SUÇLANIYORLAR
Bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle verilerin daha çok dijital ortamlarda tutulması, ne kadar güvenlik önlemi alınırsa alınsın bu tür veri sızıntılarının yaşanmasının önüne geçemiyor. Yine büyük yankı uyandıran belgelerde pek çok işadamı, politikacı, sanatçı ve ünlü ismin adı geçiyor. Bu kişiler servetlerini gizlemek, vergi kaçırmak, suç gelirlerini (karapara) aklamak ile suçlanıyor.
Pandora Papers belgeleri bütün dünyada uzun süredir konuşulan ve vergi cennetleri olarak ifade edilen offshore merkezler ile ilgili çarpıcı gerçekleri bir kez daha gündeme taşıdı ve tartışmaya açtı. 1960’lı yıllardan beri giderek gelişen ve dünya finansal sistemi içinde önemli bir yer edinen offshore merkezler düşük vergiler, gizlilik, yasal düzenlemeler ile bankacılık kurallarının ve denetim mekanizmalarının yetersizliği ile ön plana çıkıyor.
PARAVAN ŞİRKETLER KURULUYOR
Cayman Adaları, Britanya Virjin Adaları, Bahamalar, Bermuda, Seyşeller, Jersey, Belize gibi genellikle küçük ada ülkeleri offshore merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Bu ülkelerde gerçekleşen finansal işlemlerin büyüklüğü, ülkenin içindeki gerçek ekonomik büyüklüğün çok üzerinde oluyor. Yurtdışındaki gerçek ve tüzel kişilere düşük vergi oranları ile finansal hizmetler verilmesine aracılık ediliyor.
Faaliyet gösterdikleri ülkelerde yüksek vergileri ödemek istemeyen kişiler veya şirketler vergi cenneti olarak da adlandırılan bu ülkelerde paravan şirketler kurarak faaliyet gösterdikleri ülkelerdeki işlemleri bu şirketler üzerinden gerçekleşmiş gibi gösteriyor ve yüksek vergi yükümlülüklerinden kurtuluyor.
Sadece bu konuda hizmet veren uzmanlaşmış hukuk ve danışmanlık firmaları bulunuyor. Bu firmalar müşterilerinin finansal işlemlerinin offshore merkezler üzerinden gerçekleştirilmesine aracılık yapıyor.
ÜLKELERİN VERGİ KAYBI OLUŞUYOR
Offshore merkezler bu özellikleri nedeniyle yolsuzluklardan, rüşvetten ve yasadışı faaliyetlerden elde edilen karaparanın aklanması amacıyla da yoğun olarak kullanılıyor. Suçtan elde edilen gelirler bu ülkelere aktarılıp çeşitli finansal işlemlere tabi tutularak yasal görünümlü hale getiriliyor. Bu gelirler de yasadışı faaliyetlerin, organize suç örgütleri ile terörizmin finanse edilmesi amacıyla kullanılıyor.
Bunun yanı sıra ülkelerde normal ticari faaliyetlerden elde edilen gelirler offshore merkezlere aktarılarak vergiden kaçınmak amacıyla mevcut vergi sistemlerinin dışına çıkarılıyor. Zenginler varlıklarını gizlemek için paralarını buralara aktarıyor. Bu nedenle ülkelerin büyük vergi kaybı oluşuyor.
Offshore merkezlerdeki paravan şirketler üzerinden yapılan kağıt üzerindeki birkaç işlem ile ülkeler tahsil etmeleri gereken vergileri tahsil edemiyor. Offshore merkezlerde tutulan paranın 5,6 ile 32 trilyon USD arasında olduğu ve bu nedenle ülkelerin yaklaşık yıllık yaklaşık 600 milyar USD vergi kaybına uğradığı tahmin ediliyor.
VERGİ CENNETLERİNİ KULLANMAK YASADIŞI MI?
Aslında offshore merkezlerde finansal işlem yapmak, hesap açmak ve para tutmak yasal olarak suç değil. Fakat bu merkezler gerek yasa dışı yollardan suç işleyerek elde edilen gelirlerin aklanması ve saklanması, gerekse de yüksek vergilerden kaçınmak için en etkili yöntem olarak uzun yıllardır kullanılıyor.
Gerek bunların neden olduğu sorunlar ve vergi kayıpları, gerekse de yaşanan veri sızıntısı skandallarının etkisi nedeniyle offshore merkezler bir süredir ülkelerin, uluslararası kuruluşların ve kamuoyunun tepsini çekiyordu. Bu nedenle son yıllarda çeşitli ülkeler offshore işlemlere kısıtlamalar getirdi, vergiler koydu. Bunun yanı sıra offshore merkezlerdeki şeffaflığı artırmaya yönelik çeşitli kararlar alındı, ülkeler arası anlaşmalar yapıldı ve bilgi değişimleri yapılmaya başlanıldı.
DAHA ŞEFFAF BİR FİNANSAL SİSTEM İÇİN YENİ ADIMLAR GEREKİYOR
Fakat Pandora Papers sızıntısı offshore merkezlerin halen dünyanın çözmesi gereken önemli bir sorun olduğunu tekrar ortaya koydu ve alınan önlemlerin yetersiz olduğunu gösterdi. Aslında Pandora’nın kutusu daha önceki veri sızıntılarıyla açılmıştı. Fakat bu sızıntılar kamuoyunda uzun süre konuşulmasına rağmen yeterli sonuçların alınamadığı görülüyor.
Pandora Papers sızıntısını bu açıdan yeni bir dönüm noktası olarak görmek yanlış olmayacak. Ülkelerinde yolsuzluk ile suçlanan pek çok politikacı ve işadamının servetlerinin halen buralarda saklanabilmesi, buna imkan sağlayan sistemin değiştirilmesi bakımından yeni ve daha büyük adımların atılmasının gerekli olduğunu gösteriyor. Bunun yolu da konuyla ilgili uluslararası kuruluşlar ile ülkelerin birlikte ve işbirliği içinde hareket etmesinden geçiyor.
Gürdoğan Yurtsever
yurtsever@turcomoney.com