Ak Parti, bu kanatlarla iktidarını sürdürebilir mi? - Haber 1Haber 1

Ak Parti, bu kanatlarla iktidarını sürdürebilir mi?

13 Nisan 2015 - 13:33

ABONE OL

Bir önceki yazımda CHP toplumun çeşitli kesimlerinden insanlarla yaptığım görüşmeler sonucunda CHP adayları ile ilgili izlenimlerimi aktarmıştım. Bu yazımda ise Ak Parti adayları ile farklı kesimler ne düşünüyor, ne söylüyor eksine üzerindeki izlenimlerimi yazacağım.

Hemen belirtmeliyim ki, 2002 yılında kurulmasından çok kısa bir süre sonra iktidar olan Ak Parti’nin en önemli mesajlarından biri, “dört eğilim”i bir araya getirmesiydi. Muhafazakar eksenli Ak Parti, sağcı-milliyetçi, sol-sosyal demokrat ve liberal ayaklar üzerine kurulmuştu. Bu durum, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sürekli vurgulanmıştı. Parti yönetimi de her fırsatta kapsayıcı, kucaklayıcı bir zemin yarattıklarını açıklamıştı. Gerçekten de bu zemin, uzun süre Ak Parti’nin en güçlü yönü olarak devam etti. Sağcılar, solcular, aleviler, liberaller partide kendilerine yer bulabilmişti.

7 Haziran için adaylarını belirleyen Ak Parti’deki görünümle ilgili edindiğim izlenimlere olumlu yönleriyle başlayım…

Kadınların sayısı ve ağırlığı bu seçimler için daha fazla gözüküyor… Nitekim mevcut Parlamento’da 312 milletvekilinin 45’i kadın olan Ak Parti’nin 2015 genel seçimlerindeki hedefi en az 80 kadın milletvekili. Bu rakama ulaşmak isteyen AK Parti 4 şehirde kadınlara ilk sıradan yer verirken, kadın adayların büyük bir bölümünü de seçilebilecek sıralardan aday gösterdi. AK Parti, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ilk sıradan aday olduğu Konya’da 3 kadın adaya yer verdi. Konya’da Hüsnüye Erdoğan üçüncü sıradan, Leyla Şahin Usta altıncı sıradan, Rüveyde Gülseren Işık ise onuncu sıradan aday gösterildi. AK Parti’nin listelerinde 28 Şubat sürecinin mağdurları kadınların önemli yerlerde aday gösterilmesi dikkati çekiyor. Listede, Fatma Benli, Leyla Şahin Usta, Ravza Kavakçı Kan gibi dönemin sembol isimleri yer buldu. Georgetown Üniversitesi’nin yayımladığı “Dünyanın En Etkili 500 Müslümanı” listesine giren Avukat Fatma Benli, 28 Şubat Sürecinde başörtüsü yasağı nedeniyle Marmara Üniversitesi’ndeki eğitimini yarıda kesmek zorunda kalmıştı. Benli, AK Parti İstanbul 2. Bölge sekizinci sıradan aday gösterildi. 4 kadın adayı liste başından aday gösteren AK Parti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’ı Sakarya, Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık’ı Malatya, Avukat İlknur İnceöz’ü Aksaray, Şebnem Koçakelçi’yi ise Bingöl listelerinde birinci sıralardan aday gösterdi.

Bu tablo olumlu bir not olarak kaydedilmeli…

Ak Parti 7 Haziran seçimleri için ülkemizin azınlık kesimlerinden de aday gösterdi. Nitekim, Ermeni asıllı gazeteci yazar Markar Esayan, AK Partiİstanbul 2. Bölge 12. sıradan milletvekili adayı gösterildi. Ak Parti’nin bu hamlesi, olumlu yankı bulmuş gözüküyor.

Öte yandan 2011 seçimlerinde Gülen cemaati ile yakın ittifak içinde olan Ak Parti, 17-25 Aralık operasyonu ile birlikte ipleri tamamen koparmıştı. Bu durum, 7 Haziran seçimlerine giderken de tüm çıplaklığı ile kendini gösterdi. Cemaat’ten hiç kimse aday gösterilmedi. Bu parti tabanının büyük bir bölümü açısından çok olumlu bulunurken, bazı kesimler Ak Parti’nin eleme yaparken kantarın topuzunu kaçırdığı görüşünde. Bu kesimler, iktidarın dışlayıcı bir tutum izlediğini belirtiyor.

Parti kurulurken vekillere “üç dönem” şartını getiren Ak Parti, bu konuda hemen her kesimden çok olumlu puan almıştı. Bu kararın, 7 Haziran seçimlerinde hayata geçirilmesi, parti tabanının büyük bölümünde destekleniyor. Farklı kesimlerin de bir hayli olumlu bulduğu bu konu, bazı kesimler tarafından ise deneyimli siyaset adamlarının Meclis’te olmaması “kayıp” olarak değerlendiriliyor.

MHP kökenli Vedat Bilgin’in aday gösterilmesi, “dört eğilim” tablosu adına olumlu karşılanıyor. Ancak başka adayların partiye dahil edilmemiş olması, büyük eksiklik olarak değerlendiriliyor. Kanımca bu durum, geçmişte önemli ölçüde Ak Parti’ye oy veren milliyetçi/ülkücü kesimler, bu seçimde farklı bir tavır sergileyecek ve MHP’ye yönelecek.

Özellikle ilk dönemlerde solcu/liberal adaylarıyla öne çıkan AKP, bu seçimlerde sol kanadını tamamen kırmış gözüküyor. Ozan Ceyhun ya da Muhsin Kızılkaya gibi isimlerin aday gösterilmesini, hararetli destekleyenler, çok olumlu bulanlar da var. Tam tersine özellikle de Oçan Ceyhun’a çok tepki gösteren, ateş püsküren de var. Bu konuda dile getirilen değerlendirme şöyle: “Oçan Ceyhun, daha önce Milli Görüş7ün PKK teröründen daha tehlikeli olduğunu söylüyordu. Şimdi Ak Parti’den aday gösterilmesi çok büyük yanlış”

Ancak genel olarak bakıldığında Ak Parti’nin başka solcu kimlikli başka adayları içine almadığını görüyoruz. Edindiğim izlenimlere göre, partinin bu çizgisi konusunda da farklı kesimler, farklı bir çizgide duruyor. Kimileri, bunun gerekli, hatta zorunlu olduğunu belirtiyor. Sebep, ihanet ve sadakatsizlik sözleriyle açıklanıyor. Başka kesimler ise, Ak Parti sol/liberal adaylarla siyasete girdiğinde bunu bir koz olarak kullanıyordu, şimdi artık ihtiyacı kalmadığını düşündüğü için esas politikasına döndü şeklinde değerlendirme yapıyor.

Bize göre de Ak Parti’nin sol kanadını tırpanlaması, toplumsal barış/uzlaşma adına olumsuz bir tablo olarak gözüküyor.

Gelelim bir başka önemli konuya. Ak Parti, kuruluş döneminde ve bir seçim öncesine kadar yeterli sayıda olmasa bile sembolik önem taşıyan sayıda ve derecede alevi adayları Meclis’e taşımıştı. 2011 seçimlerinde Reha Çamuroğlu ile ipleri koparan Ak Parti, 7 Haziran seçimlerine giderken tek alevi aday İbrahim Yiğit de aday gösterilmedi. Böylece Ak Parti, toplumsal barış için çok önemli bir kesimi de saflarından silmiş oldu. Defalarca “alevi açılımı” için düğmeye basan, ama gerisini getirmeyen Ak Parti, bu konuda daha cesur davranabilirdi.

Konuştuğum kesimlerin büyük bir bölümü, bunun hem Ak Parti için hem de Türkiye adına ciddi bir kayıp olarak görürken, başka bazıları, “Aleviler oy vermiyor ki, niye aday gösterilsin?” değerlendirmesini yapıyor.

Evet, Ak Parti 7 Haziran seçimlerine giderken Milli Görüş ağırlıklı, Ak Parti sadakati fazla adaylarla yola çıkıyor.

Peki bazı kanatlarını saf dışı bırakmış bir Ak Parti, 7 haziran’da tekrar kazanabilir mi? İktidarını sürdürebilir mi?

Bu konuda yaptıkları araştırmaları açıklayan kamuoyu şirketlerinin anketleri, birbirinden tamamen farklı noktada duruyor. İktidarın oy kaybettiğini, ama hala yüzde 40’ların bir hayli üzerinde oy alacağını ve dolayısıyla iktidarını sürdüreceğini belirten kamuoyu şirketleri de var, tam tersine Ak parti’nin artık yolun sonuna geldiğini ve iktidarını sürdüremeyeceğini, kazanca bile bıçak sırtında bir sayıya ulaşacağını, muhtemelen de koalisyona gitmek sorunda olacağını belirten şirketler var.

Peki hangisi doğru?

Onu da bir fıkra ile anlatalım… Orta yaşlarda bir adam, saçlarını kestirmek için berbere gitmiş. Berberin koltuğuna oturur oturmaz da sormuş:
– Usta, söyle bakalım, saçımıza düşmüş olan aklar çok mudur, az mıdır?
– Berber, umursamaz bir tavırla:
Biraz sonra görürsün… demiş.

Evet, 7 Haziran’da Ak Parti için, sonuçlar “ak” mı, “kara” mı belli olacak…

Bekleyelim, görelim…

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.